/ Pazarın Sesi / Oruç ve Bağışlanma

Oruç ve Bağışlanma

Oruç ve Bağışlanma

Oruç ve Bağışlanma

“İnsanların suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizi bağışlar”

Metropolit Pavlus Yazıcı

Oruca hazırlığın dördüncü ve son Pazar’ı budur. Ve yarın mübarek oruca başlayacağız. Ferisi ve Aşar Pazarında Mesih tövbe kapılarını açar ve oruca götüren yola girer, bu yolda alçakgönüllülüktür. Kaybolan evlat Pazar’ında ise gözlerini orucun gayesi olan Baba’ya doğrultur. Ve Et Karnavalı Pazarında – Yargılama gününde – yakınımızın önemi konusunda derin bir düşünceye dalar. Çünkü sevginin eylemleri yakınımızla yapılacaktır. Ve burada Bağışlanma Pazar’ında yakınını sevgi ile kucaklar ki oruca sevinçli girsin. Böylelikle Allah ve yakınımız ve kendimizle barışmış oluruz.  Bu Pazar ile ilgili dualarımız ve ritüellerimiz İncil’de olduğu gibi etrafında bütün konuların odaklandığı iki merkez vardır. Birincisi, Adem’in cennetten kovulmasının anılmasıdır. Adem Cennette oturup ağladı. Terennümler ve Kutsal Kitaptan okunan bölümler Cennetteki yaşam ile günaha düşüldükten sonraki müjdeleme olayları arasında mukayese yapar. Terennümler de tekrar edildiği gibi gerçekten ağlama ve tövbe etmeyi haklı kılan bir mukayesedir.

İkinci konu ise Bağışlanmadır. Yani Allahtan bağışlanma dilemek ve yakınımızdakini bağışlama konusudur. İncil Bölümünün odaklandığı nokta işte budur. Allah’ın bize sunduğu bağışlanmayı ve bizim karşımızdakini bağışlamamız konusunu oruç konusundan önce anlatır. Böylelikle oruca başlama hazırlıklarını tamamlamış oluruz. Kilisenin bugün anmış olduğu konu budur. Bu iki konu, cennetten kovulmaya ağlayışımız ve Allah’ın bağışlaması konuları oruç konusunda buluşur.

Allah ile anlaşmazlığa düşmenin sebebi oruca itaat etmemek değil mi? İnsanın itaatsizliği onun cennetten kovulmasının sebebi değil mi? Oruç, insanlar ile Allah arasındaki barışmayı sağlayan vasıtadır. O halde oruç bize, itaatsizlik yerine bağışlanmayı ihsan edecektir.

Peynir karnavalı iki olayı hatırlatır, birincisi Adem’in cennetten kovulması ki bu Allah ile insan arasındaki “kesinti” anıdır. Kutsal Kitapta bu konuyla ilgili resimler çok acı ve kasvetlidir. Allah cennetin kapısını korumak için elinde ateşten bir kılıç bulunan meleği muhafız olarak koyar. Allah ile barışma konusunda bu manzara gerçekten çok zor ve acı bir şeydir. İkinci olay ise, ilahi bağışlanmanın kesin olarak gerçekleşmesinin insanları bağışlama ümidi ile olmasının ilan edilişidir. Bugünkü İncil bölümünün açıkça belirttiği Allah ile “Barışma” anı budur. O halde, yakınımızdakini bağışlayarak ve onunla barışarak başlamamız gereken oruç vasıtasıyla Allah ile barışacağız. Bir fakire yardım etmek veya bir yabancıya iyilik yapmak belki kolaydır. Ama daha zor olan ise yakınımızdaki insanı bağışlamaktır. Barışma, kendi benliğimizi ve saygınlıkları aşan sevgidir. Yakınımızı, yalnızca bazı çıkarlarımızdan değil bütün saygınlığımızın da üstünde gördüğümüzün açık bir ispatıdır. Onu barıştırmakla, tanrısal yüreği razı etmiş ve barışı hissetmiş oluruz. Bu nedenle Kilise yöntemlerine bu Pazar akşamı duasında buluşmayı koydu. Çünkü yöntem, imanı uygulamanın görünen ve eylemsel tarzıdır. Akşam duası sonunda insanlar birbirleriyle kardeşçe kucaklaşır ve sevgi ile barışın alameti olarak birbirleriyle el sıkışır.

Bütün Ortodoks Kiliselerinde bu akşam, Episkopos be pederler bütün müminlerle akşam duasında buluşup birbirleriyle el sıkışıp bağışlanma dileyerek oruca sevinçle ve kuvvetle girme geleneği yerleşmiştir.

İncil bölümündeki yakınımızı bağışlama gerekliliği ve sonra tanrının bağışlanmasına nail olmamız ile ilgili sözlerden sonra oruçla ilgili sözlere geçilir. Oruçta sevinçli olduğumuz görülebilmeli, insanlara somurtkan bir şekilde görünmemeliyiz. Evet, oruç benliğimize eziyet etme veya cezalandırma veya Allah’a bir borç ödeme dönemi değildir. Oruç, kardeşlik sevgisinin egemen olduğu, Allah sevgisinin ve onun nurani doluluğunu hissettiğimiz bir dönemdir. Oruç, semavi nimetin yüreğimize dökülmesiyle doluluğuna eriştiğimiz ve yaşamımızda bulunduğu ve ekmeğimizi yemeyi unuttuğumuz bir dönemdir. Oruç, bir lokma için mücadele ettiğimiz değil aksine öz ekmeğimiz olan şükür ve duaların meleklerin gıdası olduğu bir dönemdir. Oruç kardeşlerimize yiyecek verdiğimiz yani sevgi dönemidir. Bu Pazar akşamı terennüm ettiğimiz dua: Oruç zamanını sevinçle başlayalım ve benliğimizi ruhsal mücadelelerin önüne atalım. Oruçla nefsimizi temizleyelim, bedenimizi heveslerden arındıralım ve ruhsal faziletler ile yararlanalım.

İşte tövbe zamanı, ey kardeşim beni bağışla sözüyle başlayalım. Ve birlikte barış öpücüğü ile oruca başlayalım.

Amin.

 

Oruç ve Bağışlanma