/ Pazarın Sesi / Mesih’in kendisini kurban etmesi ve insan vicdanı

Mesih’in kendisini kurban etmesi ve insan vicdanı

Mesih’in kendisini kurban etmesi ve insan vicdanı

Kutsal Haftaya yaklaşırken, Kilise, ilahi tapınma ve sözü ile Rabʼbin Kutsal Çilelerine, Haçʼta Kendisini Kurban Etmesine ve Dirilişi’ne yaklaşmamız için bize yardımcı olur. Bu yaklaşım Rab’bin kişiliğine olan inançtan, umuttan, sevgiden esinlenir ve Mesih’in gizemini; dua, tövbe, insan sevgisiyle yaşamamız için yanıp tutuşan arzu sayesinde etkisini gösterir.   

Bu bağlamda bugün, Mısırlı Meryem’in figürü, bizlere derin tövbe ve kutsallaşmanın parlak bir örneği olarak sunulmaktadır. Şehvetin uçurumuna ve karanlığına düştü ama hayat veren Haç’ın gücü ve Meryem Ana’nın şefaati ile Mesih’in sevgisinin eşsiz gizemini yaşamaya ve günah işlerinden vicdani arınma layık görüldü.

Mısırlı Meryem’in hayat hikayesi, Hristiyan yaşamının pratiği olarak yokuş yukarı, dolambaçlı ve sarp bir yol misali yapıcı, üretken ve her birey tarafından, ömründe bir kez olsa dahi üzerinde düşünmeye değer. Aslında bugünkü  elçisel okumada da “diri Tanrı’ya ibadet edebilmemiz için vicdanımızı ölü işlerden temizleyen” (İbraniler 9:14) Mesih’in kurbanına ve Kutsal Kanı’na vurgu yapılır. Mesih’in Kanı insan vicdanını günahın işlerinden arındırır. Ama vicdan nedir ve bunun ölçüsü nedir? Çok basit bir ifadeyle, bireyin eylemlerinin niteliğin, ahlaki niteliğini ve iyiyi kötüden ayırt edebilme yeteneği hakkında oluşturabileceği kanaattir. Kişinin ruhunda tezahür eden her şeyi algılama, bilme, isteme, niyet etme, şüphe etme vb. zihnin içsel faaliyetlerinin belirtilmesidir. Tek kelimeyle, insanın doğal gelişimi için Tanrı tarafından konulmuş doğa yasasıdır.  

Artık Mesih’e iman edenler için sağlıklı vicdanın tek ölçüsü Kutsal İncil’dir. Yani, Tanrı’nın gerçeğinin ve sevgisinin dünyadaki tezahürüdür. Aziz Hrisostomos, “vicdan muhakeme çerçevesi sabit ve kesin olarak Tanrı’nın Yasası’na göre yönlendirilmemişse gerçekleri doğru bir şekilde yargılayamaz, o zaman ruhumuzun ölçüsü de hastalanır, başıboş gezer ve yoldan çıkar” diyerek çok yerinde bir şekilde altını çizer.

Vicdanın günah işlerinden arınması

Yaratılmış hiçbir güç insan vicdanının derinliklerine inip onu günahtan arındıramaz. Bu,  insan yalnızca iman ve tövbe ile af dilediği zaman Mesih’in yaratılmamış faaliyetleriyle gerçekleşir. Sonsuz sevgisiyle Mesih, ruhunun kapısını kendi isteğiyle açan her imanlının kalbine sığabilir. İmanlının Kutsal Efharistiya gizemine bilinçli ve gerekli önkoşullara uyan bir  katılımı ve manevi yaşamda gelişmesiyle, günahın gücü etkisizleştirilir, ruh temizlenir ve insan yeniden doğar. 

Bu nedenle Pavlus, “Mesih’in kanının aracılığıyla Mesih’te kurtuluşa, suçlarımızın bağışına sahibiz” (Efesliler 1:8) diye haykırırken, Aziz Hrisostomos da Mesih’in Kanı “döküldü ve tüm dünyayı temizledi” der.  

Günahın ağırlığı

Nasıl ki Eski Ahit’te günah ahlaki yasanın ve dini emirlerin ihlal edilmesi olarak anlaşıldıysa, Yeni Ahit’te ise Mesih, günahın ağırlığının tüm iğrenç biçimlerinin ortaya çıktığı yerde, yani, insanın içinde bulunduğunu ortaya koydu (Matta 15:18-19). Örneğin, bir insan cinayet işlemekten kaçınıyor ama kalbinde kardeşine karşı kin, nefret, öfke taşıyorsa, bu günahtan sakındığı anlamına gelmez, aksine, komşusuna karşı beslemesi gereken sevgiyi bencilliğe, kötülüğe ve düşmanlığa dönüştürür.  

Ama Mesih’in Kanı bizi günahın bu ağırlığından kurtarır, bizi aydınlatır ve bizi tanrılaştırır. Tüm hayatımız, emzirilen bebekler misali, Tanrı kuşanan Aziz İgnatius’un kullandığı tabire göre “ölüme karşı panzehir” olan  Kutsal Kanıyla bizi besleyen Tanrı’ya sonsuz övgü olsun.

Arhimandrit N. K. Foni Kiriou(Rabbin Sesi) 14 numaralı broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 02 Nisan 2023

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mesih’in kendisini kurban etmesi ve insan vicdanı