/ Pazarın Sesi / Kilise’de diyakonluk hizmeti

Kilise’de diyakonluk hizmeti

Kilise’de diyakonluk hizmeti

Bugünkü Elçisel pasajda Yeruşalim’in ilk Kilise topluluğunun inananları arasında ortaya çıkan bir sorun olağanüstü bir samimiyet ve basitlikle özetleniyor. Özellikle aralarındaki Grekçe konuşan Yahudiler, günlük yardım dağıtımında kendi dullarına gereken ilginin gösterilmediğini ileri sürerek İbranice konuşan Yahudilerden yakınmaya başladılar.

Filistin dışında doğan Yahudiler Grekçe konuşurlarken, Filistin’de doğanlar ise Aramice konuşan Yahudilerdi. Her iki gruptan da birçok kişi Hristiyanlığa  geçiş yaptı ama İncil’in mesajı (Mesih’e inanış), Yahudi çevreler arasında direnişle karşılaşmasına rağmen Hristiyanların büyük çoğunluğu büyük ihtimalle aramice konuşan Yahudilerden oluşuyordu.

İlk Hristiyanlar “Dirilmiş Rab’bin” sunduğu “yeni yaşam” ile varlıklarını sürekli bir şekilde beslemelerine ve “kalp masumiyeti” ile Efharistiya toplanmalarına katılmalarına rağmen, aralarında yaşanan zorluklar ve denenmeler eksik olmadı.

Burada altını çizmemiz gerekiyor ki, ilk imanlılar ne mükemmel insanlardı ne de hemen mükemmel imanlılar oldular. Sonsuz olan mükemmelliğe ulaşmak için mücadele ettiler ve uğraştılar. Bu nedenle, mücadelelerinde zayıflıkların ortaya çıkması, Mesih’teki sevgiyi ve birliği bozma tehlikesiyle hoş olmayan olayların yaşanması gayet normaldi. İki taraf arasındaki anlaşmazlık büyük ihtimalle üst boyutlara ulaşmış olmalı ki, Havariler mevcut sorunları çözmek için uygun önlemleri almaya özen gösterdiler.

Tanrı Sözü’nü vaaz etmeyi bırakıp sofralara hizmet etmek ile uğraşmanın yanlış olabileceğini düşündüler. Bundan dolayı da aralarında iyi bir üne sahip, “Ruh’la ve Bilgelikle dolu” (Elçilerin İşleri 6:3) yedi kişiyi seçmelerini istediler. Elçiler bunun devamında kendilerini tamamen duaya ve vaaz işine adamak için ellerini onların üzerine koyarak yedi diyakonu hayırseverlik işlerine tayin ettiler. 

Hayırseverlik

Kilise Topluluğunun başından beri sadece dul kadınlara değil ama genel olarak zor durumda bulunan her insana özel bir hayırseverlik ilgisi, yakınlığı gösterdiği bilinmektedir. Ve bu, yani hayırseverlik, Kilise’de tükenmez İlahi Sevgiden esinlenerek manevi olduğu kadar maddi olarak da komşularının ihtiyaçlarıyla ilgilenmek anlamına gelir.

Kilise, hayırseverlik işleri yaptığında Rab’bin insanlar arasındaki varlığını, insan varlığını kuşatan ve yaşam veren Tanrı sevgisini gösterir.

(Kilise) aynı zamanda, hayırseverlik işleri yaparken paha biçilemez değeriyle Tanrı’nın suretinde yaratılmış her insanın şahsiyetinde  Mesih’i gördüğünü, insanlar arasında gerçek bir paydaşlık, birlik ve anlayış olduğunu, bunun sonucunda ve Mesih sayesinde kişilerarası ilişkilerin değiştiğini, adaletin ve gerçeğin yaygınlığını ortaya koyar.

Bu nedenle Altın Ağızlı Aziz Yuhanna, gerçek hayırseverin yaralayan ve sonra iyileştiren kişi olmadığını ama başkaları tarafından yaralanan kişiyi iyileştirenin olduğunu vurguladı. Bu nedenle, Kilise için sevginin eserleri yalnızca sosyal refahın niteliklerine sahip değildir ama onları uygulayanların yaşayan imanını ve pratik sevgisini ifade eder. Tanrı’nın insana gösterdiği hayırseverliğe, yani tüm insan ırkı olan “Âdem’in ilk doğanlarına” kurtuluşu uğruna, İsa Mesih’in beden almasında, çarmıha gerilmesinde, dirilişinde temellenirler.

Bugün onurlandırdığımız Kutsal Mür taşıyan kadınlar ve Rab’bin defnedicileri, Kilise kurumunu oluşturan kurtuluş olaylarının tanıklarıdır. Onların bu tanıklığı belki de en temel hayırseverlik faaliyetidir çünkü bize Rab’bin ve Kilise’nin gerçeğini vahiy ederken, diğer yandan da Tanrı ve insan için özverili sevginin cesaretini uygulamalı olarak öğretir. Dolayısıyla, küstahlığın ve korkaklığın, bireycilik ve bencilliğin bol olduğu böyle bir çağda onların izinden gitmek için her çabayı göstermeye değer.

Arhimandrit N. K.  Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 18 numaralı broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 30 Nisan 2023 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kilise’de diyakonluk hizmeti