/ Pazar Vaazlarι / Mesih ve Musa’nın yasası

Mesih ve Musa’nın yasası

Mesih ve Musa’nın yasası

İsa Mesih tüm konuşmalarında Tanrı Sözünü yorumlardı. Kendisini dinleyen halka Yasa’nın basit bir özetiyle hitap etmez, aksine ona daha derin bir anlam katarak yorumlar ve zenginleştirir, öyle ki dinleyici öğretisinin temel içeriğini anlayabilisin. Çoğu zaman Ferisiler, Yasa’ya bağlılıkları nedeniyle kendilerine atıfta bulunan ve bilgi sergileyen bir tavırla, onu suçlayacak bir neden bulmak için onu yıkmaya çalıştılar.

Ama Yasayı Verenin Yasayı bilmemesi mümkün olabilir mi? Ferisilerin metodolojik ve sinsi tüm çabalarına rağmen İsa Mesih, katı kalplerini yumuşatmak için ilahi iradeyi örnekler göstererek ve paralellikler ile analiz edip aynı ciddiyetle onlara karşılık verdi. Mesih, Ferisilerin düşünsel yönden daha açık fikirli insanlar olabilmeleri için çaba gösterdi. Açık fikirli ama korumasız değil.

Sonsuz Yaşam

Genç bir adam bir gün İsa Mesih’e sordu: “Öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için nasıl bir iyilik yapmalıyım?” (Matta 19:16). Rab, onu görmezlikten gelmedi ama ona apaçık olanı, yani buyruklara uyması gerektiğini söyledi. Hatta önerisini, “komşunu kendin gibi sev” buyruğuyla bitirerek insan ilişkisine ve temasına atıfta bulunarak bunlardan bazılarıyla sınırladı. Diğer bir deyişle, ötekinin, yani farklı olanın kişiliğini, kendisini sevdiği gibi sınırsız ve koşul olmaksızın sevmeye teşvik etti ama tam da kendisinin örneğinden yola çıkarak, insanın kendisini sevdiği ve önemsediği gibi komşusunu sevebilmesi için empati kurmasını, onu tanımasını ve hissetmesini istemiştir. 

Bununla birlikte genç, yaşı nedeniyle aşırılığa kaçmanın bir göstergesi olarak, Tanrının Krallığında bir yere sahip olabilmek için daha fazlasını istiyordu. Ve genç adam sordu: “Daha ne eksiğim var?” (Matta 19:20). Karşısında gururlu bir ruhun bulunduğu sezinleyen İsa Mesih, genç adama artık küçük bir çocuk gibi değil, yaşamda kanatlarını açmaya ve kendi yolunu çizmeye hazırlanan sorumluluk sahibi bir kişiye davranır gibi davrandı. Onu gerçeklerle yüzleştirir ve ondan bütün mal varlığını satıp kendisini takip etmesini ister. Yani rahatlık dolu yaşamını terk etmesini, kendi sınırlarını aşmasını, Rabbi takip ederek kardeşini ve komşusunu görmesini ister. Yeni bir şey söylemiyor ama kişisel haçını kaldırma çağrısını yeniden ifade ediyor.

Mesih’in Daveti

Tanrı, insan kalbi üzerinde mutlak hakimiyet değil, öncelik ister. Zenginlik hastalığı insan kalbine nüfuz ettiğinde, insanın içinde komşusuna yer bulmak zordur. “Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz.” (Matta 6,24) Tanrı’nın insandan tam olarak istediği de budur: kemer sıkmak değil ama maddi varlıkların rasyonel, ölçülü biçimde yönetilmesi.  Sadece ben merkezli düşünmeyip komşusuna da el uzatması. Tüm zayıflık ve kusurlarına rağmen komşusunun gözlerini görebilmek, farklı olanı yeniden tanıyabilmek için kendisini küçük dünyasına hapseden şeylerden kurtulmak. Onu sevgiyle kuşatmak ve iyi Samariyeli gibi onunla ilgilenmek. Ona, “yabancıydım ve beni içeri aldınız” (Matta 25:35), diyerek empati kurar ve onu yabancının konumunda varsayar çünkü kendisi de komşusu için bir yabancıdır.

Komşumuzun yüzünde Tanrı’nın suretini görüyoruz. Komşunuza ne yapıyorsak, Tanrı’nın huzurunda O’nun suretinde yapıyoruz. Kilise Babalarının öğretilerine göre:  “Kardeşini gördün mü? Bu demek oluyor ki Rabbi gördün” Böylece her birimiz yavaş yavaş, süreç içerisinde komşumuzla buluşmaya, affedip affedilmeye ve onunla Tanrı’nın Krallığına doğru yol almaya başlıyoruz.

Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 48 numaralı broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 27 Kasım 2022

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mesih ve Musa’nın yasası