/ Pazar Vaazlarι / Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(28)

Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(28)

Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(28)

AZİZE MISIRLI MERYEM PAZARI  (14/4/2019)

(İbraniler 9:11-14)

 

Bugün Büyük orucun beşinci ve sonuncu Pazarında Kilisemiz, bizi yaklaşan büyük olaya – Rabbimizin Çarmıh’ta Kendisini Kurban etmesine ruhsal olarak hazırlamak için Kutsal Kitabın özellikle bu parçasını seçti. Kutsal İncil’de İsa’nın öğrencilerine, birkaç gün sonra O’na ne olacağını ve O’nun katlanması gerekenleri söylediğini hatırlıyoruz: «onunla eğlenecekler, ve üzerine tükürecekler, onu kamçılıyacaklar ve öldüreceklerdir; ve üç gün sonra kıyam edecekler» (Markos 10:34). Elçi okumasında Elçi Pavlus, Rabbin Kurbanı’nın bizim için ne kadar hayırlı olduğunu açıklıyor.

Eski Ahit’te, İsraillilerin Tanrı’ya tapınmak için çadır kurduklarını görüyoruz. Çadırın bir kısmı «Kutsalların Kutsalı» olarak adlandırılmıştı (İbraniler 9:3). Baş kâhinden başka hiç kimse oraya giremezdi, o da sadece yılda bir kere Kefaret Günü’nde girebiliyordu (Eylül sonunda kutlanan Jom Kippur). Baş kahin «Kutsalların Kutsalı»na girdiğinde, kurban edilen hayvanların kanını kendi günahları ve halkın günahları için sunu olarak getiriyordu (bkz. İbraniler 9:7).

Bunu ima ederek, elçi Pavlus, Rabbin Golgota’da dökülen Kutsal Kanı’nın hayvanların sıradan kanıyla karşılaştırıldığında ne kadar yüce anlam taşıdığını açıklıyor. Ve baş Baş kâhin – Mesih’in yüceliği ile O’nun Yahudi ataları zamanında yaşamış olan her bir Baş kâhinden daha üstün olduğunu.

Kutsal elçi Pavlus «Fakat gelecek olan iyi şeylerin başkâhini Mesih el ile yapılmamış, yani, bu hilkatten olmıyan daha büyük ve daha mükemmel çadırdan geçip gelmiş, ebedî kurtuluşu almış» (İbraniler 9:11) diye yazıyor. Bu ayet ne anlama geliyor? Bu sorunun cevabını Aziz Altın Ağızlı Yuhanna’da ve diğer Kilise Pederlerinde buluyoruz. O, Mesih’in Bedenine, Kutsal Ruh’un gücüyle beden alan Söz’e gönderme yapıyor. Ve O doğal beşeri bir şekilde, yani ‘ellerle’ ya da ‘buna benzer bir şeyle’ yaratılmamıştır.

Peki, Mesih baş Başkahin olarak bizim için ne yapmıştır? Çarmıhta Kendi Kanıyla «ergeçlerin ve buzağıların kanı ile değil, (…) akdese bir kerede girmiştir» (İbraniler 9:12). Mesih Kendisini bizim için Baba Tanrı’ya pak ve kutsal kurban olarak sunmuştur. Böylece Mesih’in döktüğü Pekpak Kan, bizim gerçek yaşayan Tanrı’ya tapınıp hizmet edebilmemiz için vicdanımızı ölüme götüren işlerden temizliyor (bkz. İbraniler9:14).

Gerçekten, biz bunu hiç düşünmüş müydük? Mesih’in bizim için çektikleri üzerine gerçekten düşündük mü? Her sene Büyük Cuma Gününde Kilise bizi pasif seyirci değil, Rabbimiz Tanrımız ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in kutsal ve korkunç acılarına paydaş olup Mesih’in Bedeni’nin aktif üyeleri olmaya çağırıyor. O’nun bizim için katlandıklarını içimizde derinden hissetmeye: kötü insanların yüzüne tükürmelerini, dayağı, kırbaçlanmayı, dikenli tacı ve her şeyin üstüne Çarmıha çivilenmeyi! Dürüst olalım, Çarmıh’ta asılı duran Rabbimizi, yaralarından akan kanı gördüğümüzde, O’nun acısının paydaşı oluyor muyuz? Çarmıhın önünde durup, kalbini delen sivri kılıç gibi acı duyan Pekkutsal Annemiz Tanrıdoğuran’la birleştik mi? Bu acı, bizim ruhlarımızda, kurtuluşumuz için Acılara katlanan, çarmıha gerilmiş Mesih’e karşı minnet duygusunu uyandırıyor mu? Evet ise, Rabbimiz ve Kurtarıcımız’a olan bu minnettarlığı ne şekilde ifade ediyoruz? Biliyoruz ki, Mesih’e sadık kalmak için acılara katlanan çok insan var, Kilisemizin milyonlarca aziz şehidi. Mesih’e olan minnettarlığı ifade etmek için bir şey yapmak istiyor muyuz? Bu Cuma günü bütün işlerimizi bırakıp, bedenimizle ve ruhumuzla Mesihimiz’in Kutsal Acıları’na paydaş olmak için Kiliseye gidiyor muyuz? Bu kurbana sebep olan günahlarımızın affını dileyerek Çarmıh’ın önünde diz çöküyor muyuz? Bize armağan ettiği kurtuluş için O’na şükür mürünü getiriyor muyuz? 

Bildiğimiz gibi, Rabbin Acılarını sadece Büyük Cuma Günü hatırlamak yeterli değildir. Kilise yılın her Cuma günü Mesih’in Çarmıha gerilmesini anmayı düzenlemiştir. Bu sebeple Cuma günleri, Rabbimizin kurbanından dolayı duyduğumuz sevgi ve minnetle kendimizi inkâr ederek oruç tutuyoruz. Bununla birlikte, her gün, öğlen saat üçe tekabül eden dokuzuncu saat ayini yapılıyor. Bu, Mesih’in Çarmıh üzerinde hayatını kaybettiği saattir. Bu kısa ayinin mezmur, ilahi ve dualarında Çarmıh’a gerilme anılıyor. Çarmıh’a gerilen Rabbe şükrediyoruz ve O’nu bizi, O’nunla birlikte sonsuz sevinç içinde yaşamaya çağırmasını isteyerek, günahlarımızda tövbe ediyoruz.

Kardeşlerim, biz Acılar Haftasından önce gelen Büyük Orucun son haftasına giriyoruz. Mesih’in Kutsal Acıları yakın. Ne dersek diyelim, kendimize yardımcı olmak için, ilahi yazarının teşvikiyle, her gün bunu hatırlayalım: «Biz de, paklanmış düşüncelerle O’na yoldaşlık edelim, O’nunla birlikte ‘çarmıha gerilelim’, ve kendimizi O’nun uğruna dünyevi zevkler için ‘öldürelim’, O’nunla birlikte dirilmek ve O’nun ‘Sizi de Kendimle birlikte göksel Yeruşelim’e, Göksel Egemenliğe çıkaracağım!’ çağrısını duymak için» (Büyük Pazartesi’nin hvaliteh’inde Stihira (Büyük Pazartesi ayinindeki bir ilahi)).

 

 

 

 

 

 

 

Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(28)