/ Pazar Vaazlarι / Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(27)

Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(27)

Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(27)

Dallar Pazarı (Filipililer 4:4-9)

21/04/2019

 

Ulusların büyük elçisi Aziz Pavlus bugün ayinde okuduğumuz Filipililere yazdığı mektubundan alınan pasajda, bizi her zaman neşeli olmaya çağırıyor. Hristiyanların daima neşe duyması gerektiğini defalarca vurguluyor. Bununla birlikte, bir Hıristiyanın, problemlerin ve zorlukların ortasında bile, bunu nasıl başarabileceğini, nasıl sakin bir ruha sahip olacağını anlatıyor. Melankoli, korku, acı veya kargaşaya boyun eğmemenin yolunu öğretiyor.

İlk önce, diğerlerine karşı arkadaşça ve uzlaşmacı olmamızı tavsiye eder. Diğer insanları anlamak ve hızlı öfkelenmemek. “Uysallığınız bütün insanlarca bilinsin” (ayet 5). Bu emrin uygulanması bize zor gelebilir ancak, bizi rahatsız eden her şeyin geçici olduğunu hatırlarsak emir kolayca yerine getirilebilir. Durumlar hızla değişir. Elçi’nin, “Rab’bin gelişi yakındır” (5. ayet) eklenmesi nedeni budur.  Başka bir deyişle, bizi sabırlı olmaya teşvik ediyor, çünkü birazdan Mesih gelecek ve bizi sabrımız için ödüllendirmeyi ihmal etmeyecek.

Yaşamın günlük zorlukları ve kaygıları gelecekle ilgili belirsizlikler getirebilir ve ruhu rahatsız edebilir. Bu heyecan insan ruhunu zehirler ve  gereksiz korku yaratır. Buna karşılık, her şeyi Tanrı’nın ellerinde bırakarak günlük yaşamla doğru şekilde yüzleşebiliriz. İçimizdeki huzur ve O’na şükran duasıyla, yapmamız gerekeni sıkıntı olmadan yapabiliriz: “Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin” (ayet 6). Tanrı’ya tam bir güvenle bunu yapmaya devam edersek, o zaman “Tanrının her kavrayışı aşan esenliği” (7. ayet) bize hayal edemediğimiz şekillerde gelir. Tanrı’nın lütfu, Hıristiyanlığın kalbini barış ve güvence ile doldurur. Tanrı’nın esenliği dış etkenlere bağlı değildir; Allah’ın kendisine güvenen her insanın kalbine verilen armağanıdır. Bu olduğunda, bir kişi, Elçi’nin daha sonra tarif edeceği, yaşamındaki Tanrı’nın gücünü deneyimleyebilir.

Bir kişi nihayet onları dolduran endişe ve sıkıntıdan kurtulduğunda, ruh için gerçekten iyi olan ve rahatlık sağlayan şeyleri arayabilir. O zaman Hristiya : “gerçek, saygıdeğer, doğru, pak, sevimli, hayranlık uyandıran, erdemli ve övülmeye değer ne varsa”(ayet 8) ister. Elçi’nin tarif ettiğini duyduğumuz yaşam türü bazen bizim için imkansız görünebilir. Hayatımızda sıkıntı ve ızdırap yaşamaya alıştık. Ancak Aziz Pavlus bütün bunları uygulamaya koydu ve Filipinlilere yaptığı gibi bize deneyimlere dayanarak konuşuyor:” Benden öğrendiğiniz, kabul ettiğiniz, işittiğiniz, bende gördüğünüz ne varsa, onu yapın. O zaman esenlik veren Tanrı sizinle olacaktır”

Kilisemizin tüm azizleri de bu yolu izlediler ve onlar içinde Tanrı’nın bu huzurunu korumayı başardılar. Karşılaştıkları ayartmalar, zorluklar, acılar veya kederler ne olursa olsun, hissettikleri neşeyi ortadan kaldırmak imkansızdı. Aksine, Aziz  Pavlus ile “çilelerimde sevinirim” diyecekleri son zaferden umutlu  ve kesin bir zaferleri  vardı. Başka bir deyişle, kalbimde acı çektiğimde kendimi daha mutlu hissediyorum. Bu, Kutsal Yazılar’ın bize öğrettiği gerçek ve sonsuz sevincin sırrıdır.