/ Pazar Vaazlarι / Zayıf iman

Zayıf iman

Zayıf iman

 

9/5/2021

Paskalya Pazar’ından sonraki Pazar, Litürji’de okunan İncil Okumaları ve ilahileri, Elçi Thomas’ın; diğer On Elçi’nin tüm teyitlerine rağmen, Rab’bin Dirilişi hakkında gösterdiği şüphecilikten bahseder. Kutsal İnciller, bize diğer Öğrencilerin de Rab’bin Dirilişini mür taşıyan kadınlardan duyduklarında buna inanmadıklarını bildirir (Luka 24:11, 21 ve 37). 1

Mesih’in Dirilişi ile ilgili olarak Öğrencilerin baştaki şüpheciliğini ve iman zayıflığını duyduğumuzda, bu kutsal kişilerle ilgili bizde de değersizleştirici duygular oluşabilir. Acaba biz de onların yerinde olsaydık farklı mı davranırdık?

Ruhumuzun derinliklerine araştırıcı bir gözle bakıp, her birimizin Dirilen Rab ile kişisel ilişkisinde nasıl davrandığını dürüstçe düşünelim.

Hepimiz biliyoruz ki Tanrı “her yerde hazır olan ve her şeyi tamamlayandır”.2 Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın her zaman ve her yerde olduğuna dair tekrarlanan kanıtlar olduğunu görüyoruz. Mezmurcu “Rab: “Göklere çıksam, oradasın, ölüler diyarına yatak sersem, yine oradasın… Denizin ötesine konsam, orada bile elin yol gösterir bana, sağ elin tutar beni.” (bkz. Mezmur 138 [139], 8-10) Yani nerede olursak olalım Rab önümüzdedir. Bu nedenle Tanrı yaptığımız her şeyi görür, ne dediğimizi duyar, ne düşündüğümüzü bile bilir.

Teoride, Ortodoks Hıristiyanlar olarak bütün bunları, kabul ediyoruz. Ancak hepimiz kendimize soralım: Bu gerçeklere sahiden inanıyor muyum? Bir günaha (iğvaya) boyun eğip bedenimi ve ruhumu kirleten bir eylemde bulunduğumda, Tanrı’nın önümde olduğuna ve ne yaptığımı gördüğüne gerçekten inanıyor muyum? Komşuma yalan söylediğimde, ya da ona hatır kırıcı herhangi bir şey söylediğimde gerçeği bilen Tanrı’nın beni dinlediğinin bilincinde miyim? Ama kim başkalarının önünde yasadışı bir eylem yapmaya cesaret eder ki? Dahası, Tanrı’nın bizi gördüğüne gerçekten inansaydık Tanrı’nın iradesine aykırı bir davranışta bulunmamız mümkün olmazdı. Potifar’ın evine köle olarak satılan o zamanlar genç olan Yusuf’un başına geldiği gibi; Potifar’ın ahlaksız karısı Yusuf’u kendisiyle günah işlemeye davet ettiğinde Yusuf’un ona ağzının payını veren cevabı şu şekildeydi: “Bu kötü eylemi ve günahı Tanrı’nın önünde nasıl işleyebilirim?” (bkz.Yaratılış 39: 7-9). Bu nedenle, her günahkar eylemin sebebinin, Tanrı’nın huzurunda durduğunu göremesin diye insanın gözlerini kapatan zayıf iman olduğu aşikârdır.

Rab bize düşmanımızı affetmemizi ve onu sevmemizi emretti (bkz.Matta 5:44) ve düşmanlarına iyilik ve sevgi göstereceklerin göklerde olan Babanın oğulları olacağını vadetti. (ayet 45). Biz Rab’bin bu sözlerine inanıyor muyuz? Bize iftira, adaletsizlik, kıskançlık ve diğer düşmanca eylemlerle zarar verenlere Mesih’in istediği gibi sevgiyle mi davranıyoruz, yoksa Eski Yasa’ya uyarak “düşmanından nefret et” ve “göze göz”’ e göre mi davranıyoruz? (bkz. Matta 5:38)

Ayrıca Rab bize; bize kötülük yapanlardan intikam almamamızı söyledi ve bize söz verdi “İntikam benimdir, ben ödeteceğim. (Romalılara 12:19) Bu sözlere inanıyor, adaletimizi ve savunmamızı Adil ve Her şeye gücü yeten Rabbimizin sağlayacağına güveniyor muyuz, yoksa sözlerinden şüphe edip, bize zarar verenlerden, bazen onları ölüme sürükleyene kadar, intikam almaya mı çalışıyoruz?

Rab bize, aç, evsiz, hasta bir kişiye yardım ettiğimizde, bunu Kendisine yapılmış gibi kabul edeceğine ve İkinci Şanlı Gelişi’nde buna karşılık olarak bize Krallığı’nın ebedi iyiliklerini bahşedeceğini teyit etti. Kendimizi; aç, hayatta kalmak için yardımımızı isteyen, terkedilmiş bir kişinin önünde bulduğumuzda, yapacağımızın Mesih’in Kendisine yapılmış gibi olacağına mı inanıyoruz yoksa bu durumdan kaçmaya mı çalışıyoruz?

Kardeşlerim, herkes yukarıdaki sorulara kendisine dürüstçe vereceği cevaplardan imanının derecesini anlayacaktır. İmanın canlı ve sıcak mı? Tanrı’ya şükret ve inancını her zaman sıcak tutmaya çalış. İmanın soğuk ve teorik düzeyde mi? İmanın için hiçbir şey yapmıyor musun? O zaman endişelen, çünkü Rab’bin kardeşi Aziz Yakup “eylemsiz iman ölüdür” der. (bkz. Yakup’un Mektubu 2:20.)

Ne sıcak ne de soğuksa, ama ılık bir imansa, Kutsal Ruh’un Laodikya Episkoposuna söylediği sözlere dikkat et “Oysa ne sıcak ne de soğuksun, ılıksın. Bu yüzden seni ağzımdan kusacağım” (Esinleme 3:16). Hepimizin dikkat etmesi gereken korkunç sözler, çünkü hepimizin hayatımızın kısa ya da uzun bir döneminde, bu sinsi ılıklık ve zayıf imanla karşı karşıya kalma tehlikemiz var.

İmanımız böyle zayıf olduğunda şeytani ruhtan mustarip çocuğun babası gibi diz çökelim ve şunu söyleyelim : «Tanrım, bana yardım et çünkü inancım güçlü değil” ( bkz. Μark. 9,24). Elçilerin Rab’be yakardığı gibi: “İnancımızı artır” (Luka 17: 5) diyelim. Emin olalım; zayıf imanı yüzünden gölün sularında batmaya başlayan Petrus’u çekip çıkaran Rab, her “Ya Rab kurtar beni” diye bağırdığımızda bizi de gelip kurtaracaktır. (Mat. 14:30-31)

1 Ne var ki, bu sözler elçilere saçma geldi ve kadınlara inanmadılar.(Luk.24:11)

aramızdan bazı kadınlar bizi şaşkına çevirdiler. Bu sabah erkenden mezara gittiklerinde, O’nun cesedini bulamamışlar.(Luk.24:21)

Ürktüler, bir hayalet gördüklerini sanarak korkuya kapıldılar.(Luk.24:37)

2“Ey semâvî kral, Tesellîci, gerçeğin Ruhu, her yerde hazır olan ve her şeyi tamamlayan, iyiliklerin hazînesi ve hayat bağışlayan, gel ve içimize yerleş, bizleri her türlü lekeden arındır ve ey iyi olan, canlarımızı kurtar.”

 

Zayıf iman