/ Pazar Vaazlarι / Tanrıdoğuran’ın Tapınağa Giriş Bayramı üzerine vaaz

Tanrıdoğuran’ın Tapınağa Giriş Bayramı üzerine vaaz

Tanrıdoğuran’ın Tapınağa Giriş Bayramı üzerine vaaz

 

(21.Kasım)

(vaaz Pazar günü 17 kasım içindir)

21 kasım günü Kilisemiz Kutsal Tanrıdoğuran’ın Kudüs’deki Tapınağa girişini kutluyor. Kutsal Gelenekten öğrendiğimize göre Meryem Ana’nın ebeveynleri Yoakim ve Anna, ilerlemiş yaşta, çok dua ve yakarışlar sorasında Allah tarafından bir çocuk yapma lütfuna layık kılındılar ve ona “Meryem” adını verdiler. Yoakim ve Anna kızları üç yaşına gelince ve kendilerinin yaşı yeterince ilerlemişken Allah’a şükran duygusuyla ve ilahi yönlendirmeyle kızlarını Allah’a adamaya karar verdiler ve bu vesileyle onu Peygamber Süleyman’ın eskiden inşaa etmiş olduğu Kudüs’teki Tapınağa götürdüler. Tapınağa vardıklarında küçük Meryem’i Tapınağın bir ruhanisi olan Zekeriya Peygamber karşıladı, kendisi aynı zamanda akrabaları olup Meyrem’in sorumluluğunu bizzat üstlendi.

Tapınağın mukaddes ortamında pak bir kız olan Meryem, ilahiler, mezmurlar, Eski Antlaşmadan pasajlar dinleyerek dua aracılığıyla Allah ile daimi iletişimde olarak büyüdü. Bu süre gelecekte Allah’ın planını yerine getirip Kurtarıcımız İsa Mesih’e beden vermesi için bir manevi hazırlık dönemiydi.

Yoakim ve Anna Tapınağa kızlarını getirirken ileride onun şereflerin en büyüğüne, Allah’ın oğluna Annelik etme şerefine nail olacağını bilmiyorlardı. Biz Hristiyanlar, bu dindar anne-babaya çok müteşekkiriz çünkü biricik ve değerli kızlarını kendi yakınlarında tutma sevincinden özveriyle mahrum kaldılar. Kendilerine yaşlılık döneminde bakması için kızlarını yanlarında tutmayı düşünmediler. İsteyerek ve neşeyle sevgili kızlarını Allah’a adadılar. O’nun Baba sevgisiyle hem onlar hem de Meryem için gereken her şeyi yapacağına kuvvetli şekilde güvenerek.

Bakire Meryem’in ebeveynleri, Hristiyan ebeveynler için de güzel bir örnek teşkil ediyorlar. Hristiyan ebeveyinler de tıpkı onlar gibi çocuklarını küçük yaştan Allah’la ve Kilise Topluluğu’yle bağlamalılardır. Daha küçükken onları kiliseye götürmeliler. Onları Kilise’yi sevmeleri, Ilahi Litürji’ye katılıp komünyon almaları hususunda doğru şekilde yönlendirmeliler. Böylelikle onlara kutsal bir yaşam sağlamış olacaklar. Allah ile olan bu daimi iletişim çocuklar büyürken onlara hünerlerini, eğitim ve öğretilerini değerlendirmelerinde ve hayatta başarılı olmalarında yardımcı olacak. Allah’ın kuvveti ve takdisiyle kötü olanın ve onun yandaşlarının tuzaklarından zarar görmeyecekler.

Meryem Anamız’ın aziz ebeveynleri Yoakim ve Anna aynı zamanda çocukları ilahi bir çağrıyla tamamen Allah’a ve Kilisesi’ne adanmak isteyen ailelere de aydınlık bir örnektirler. Maalesef ki bir çocuk kendini Allah’a adamak, örneğin rahip ya da rahibe olmak istediğinde genelde ailenin olumsuz tepkisiyle karşılaşır. Ortodoks olsalar bile! “Seni nasıl kaybedeyim!” cümlesi her annenin ilk duygusal tepkisidir. Fakat Azize Anna uzun yılların yakarışlarıyla sahip olduğu biricik kızı Meryem için böyle düşünmedi! Bizzat kendisi eşiyle birlikte küçük Meryem’i elinden tutup onu Allah’a adadılar.

Böyle bir çocuğun Allah’a bütünüyle adanmasının ardından nasıl bir azizlik mertebesine varabileceğini ya da teşkil ettiği örnekle ve sözleriyle ne kadar canın kurtuluşa ulaşmasına yardımcı olabileceğini kim bilebilir!

Rab “Beni yüceltenleri yüceltirim!” diyor. (1.Krallar 2:30) Tabii ki bu yüceltilmenin en büyüyüne, Azizlerin Azizesi Meryem Ana nail oldu. O ki Allah’ı itaatkarlığı ve Mesih’e olan adanmışlığıyla yüceltti! Kendisine yalnızca insanların en yücesi olarak değil, fakat Aziz Meleklerin bile daha üstünü olarak değer verilir: “Heruvlardan daha değerli ve Seraflardan daha şanlı”. Lâkın Allah kendisine ve Kilisesi’ne bağlı olan her bir kulunu, bağlılık derecesine göre yüceltir ve ona değer verir.

Kilisemiz, Meryem Ana’nın Tapınağa Giriş Yortusunda söylenen şahane ilahilerden birinde bu yortunun teolojik olarak en derin manasını gösteriyor: “Bugün Tapınağa giriyor tertemiz Bakire, herkesin hükümdarı olan Allah’ın konutuna!”

“Kurtarıcının tertemiz Tapınağı (Meryem Ana)… buğün Rabbin hanesine giriyor… o ki Göksel çadırdır. (Yorunun Kontakionu) Üç yaşında küçük bir çocuk olarak Tapınağa Girişini gördüğümüz bu kız, bizzat Kendisi Allah’ın Oğlu’nun Tapınağı, Çadırı ve Konutu olmaya, Kurtarıcı Mesih’i dünyaya getirmeye hazırlanıyor.

Bu vesileyle Kilisemiz bu olayı Noel’den önceki kırk günün başına koydu, öyle ki dünyanın Aydınlatıcısı’nın ve Kurtarıcısı’nın neşe veren yeryüzüne gelişinin bir ön habercisi olsun.

 

Tanrıdoğuran’ın Tapınağa Giriş Bayramı üzerine vaaz