/ Pazar Vaazlarι / Şeytana karşı mücâdele

Şeytana karşı mücâdele

 

Şeytana karşı mücâdele

(18/04/2021)

Kutsal ve Büyük Oruç döneminde, Ortodoks Hristiyan, oruç ve dua aracılığıyla şeytana karşı aktif olarak mücâdele eder. Büyük Akşam Ayini’nde şöyle dua ediyoruz: “şeytandan gelen her korkudan ve sıkıntıdan koru bizi.” (Büyük Akşam Ayini’nde Büyük Basil’in Duası). Önceden Kutsanmış Armağanlar Liturjisinin sonunda ise, Tanrı’ya şu sözlerle yöneliyoruz: “Ey Tanrım, bize görünmez ejderhaların başlarını ezmeyi ihsan eyle” (Vaaz kürsüsünün önünde okunan dua).

 Sadece bu dualardan bile, insanın en eski düşmanı olan Şeytan’ın gerçek ve güçlü olduğu anlaşılıyor. Ana silahı kurnazlıktır. Anlaşılmamak için çeşitli yalanlar, aldatma, iftira, saldırganlık ve ikiyüzlülük kullanır, düşman tarafından fark edilmemek için askerlerin savaşta yaptığı gibi kamuflaja başvurur. Şeytan, sanki kendisiyle hiçbir ilgisi yokmuş gibi diğer insanlar aracılığıyla kötülük yapar. Çoğu zaman, yararlı olduğu konusunda ikna ederek bir kişiyi kendi (şeytanın) iradesini yapmaya iter. Kişi zevk alır, başkaları tarafından tanınır, haklarını savunur (gibi olur), zenginlik ve şöhret kazanır. Bir insanı şu ya da bu eyleme iterken şeytan, yalanlar, sahtecilik, adaletsizlik, hırsızlık, günahkar zevkler ve benzeri ahlaksız araçlara başvurur. En temel argümanı, çağımızda herkesin bu şekilde yaşadığıdır. İncil aracılığıyla insan toplumda tanınma ve başarı kazanamaz.

Tanrı tarafından aydınlanmış Elçi Pavlus şöyle yazıyor: «onun (şeytanın) düzenlerini bilmez değiliz» (2 Korintliler 2:11). Bu yüzden bizden kazançlı çıkmayacaktır.

 Ama Şeytan’ın gücünün sınırının nerede olduğunu ve bir insanın ona nasıl bağımlı hale geldiğini görelim. Öncelikle, şeytanın bir kişiyi kendisine boyun eğmeye zorlayamayacağı söylenmelidir. Bir kişinin rızası olmadan, onu tehdit eden tüm iblisler kesinlikle hiçbir şey elde edemezler. Zorunlu “Deccal’in mührü”, 666 sayısı ve benzerlerinden korkanlar bunu akıllarında tutmalıdır. Eğer Hristiyan kalbini Şeytan’a kendisi açmazsa, şeytan hiçbir şekilde oraya giremez ve o kişiye boyun eğdiremez. Bunun farkında olan şeytan, derhal reddedilmekten kaçınmak için asla doğrudan tehdit etmez. Aksine dolaylı olarak hareket eder. Ama nasıl?

Şeytan, Yahudiye’deki Kırk Gün Dağında Mesih’i ayarttığında başvurduğu yöntemleri her insana karşı da kullanıyor. O, kişinin ruh halinden hareket ederek ayartmaları seçer. Şeytan, ruhsal olarak savunmasız, “Tanrı’nın bütün silahları”ndan (iman, durmaksızın dua, dikkat, uyanıklık ve Elçi Pavlus’un bahsettiği diğer araçlar (Efesliler 6:13-18)) mahrum kalan bir kişiyi bulursa, o kişi şeytan için kolay bir av olacaktır. Mesih’in lütfundan uzak olanlarla, şeytan istediği her şeyi yapar.

Bununla birlikte, dindar bir Hristiyan, ayartmanın kendisine nasıl yaklaştığını hemen fark etmez ve şeytanla diyaloğa girerse tehlikededir. Bu, örneğin, Cennet Bahçesi’nde Havva’ya da oldu. Havva kurnaz yılanla konuşmaya başlamasaydı, o büyük felaket yaşanmayacaktı.

Burada Rab’bin kardeşi Aziz Yakup’un çağrısından bahsetmek önemlidir: “İblis’e karşı direnin, sizden kaçacaktır” (Yakup 4:7). Eğer bir Hıristiyan ilahi lütufla güçlendirilmiş kendi özgür iradesiyle, ayartma darbesini geri püskürtürse, hiçbir zarar görmeyecektir. Aksine, zaferi kazandıktan sonra, büyük bir fayda kazanacak ve Tanrı’dan ödül alacak. Ve mücadelesi ne kadar uzun ve zorlu olursa, o kadar kuvvetli ve büyük İlahi lütuf kazanır.

Ancak her savaşta yaralanmanın kaçınılmaz olduğunu unutmayalım. İnsana, tedbirsizliği ve çoğu zaman bencilliği nedeniyle şeytanın oklarının vurması oldukça doğaldır. Bu durumda ne yapılmalı? Tıpkı savaşta yaralanan bir askerin tıbbi yardıma ihtiyacı olduğu gibi, İsa’nın bir askeri de tövbe ve itiraf yoluyla iyileşmek için ruhsal Hekime başvurur, böylece mücadeleye yenilenmiş güçlerle devam edebilir. Şeytan bize ne kadar darbe vurursa vursun, umutsuzluğa kapılmamalıyız.

Kutsal İncil Yazarı Yuhanna’nın sözleri ne kadar teselli edicidir: «Yavrularım, … içimizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba’nın önünde savunur. O günahlarımızı, yalnız bizim değil, bütün dünyanın günahlarını da bağışlatan kurbandır» (1 Yuhanna 2:1-2). Tereddüt etmeyelim. Günahlarımız ne kadar büyük olursa olsun, şeytanın üzerimizde hiçbir yetkisi yoktur ve Mesih ile olan bağımız her zaman onarılabilir.

Sevgili kardeşlerim. Kutsal İncil Yazarı Yuhanna bize güvence veriyor: İçimizde olan Mesih, dünyadaki Şeytan’dan üstündür (1 Yuhanna 4.4). Korkmayalım, inanç ve alçakgönüllülükle silahlanarak mücadeleye devam edelim. Çarmıha Gerilmiş ve Dirilmiş Rabbin gücüyle güçlenerek, şeytanla olan savaşımızdan galip çıkacağız. Hepinize işte bunu diliyorum.

 

Şeytana karşı mücâdele