/ Pazar Vaazlarι / Pendikost’tan sonra 11. Hafta vaazı

Pendikost’tan sonra 11. Hafta vaazı

Pendikost’tan sonra 11. Hafta vaazı

(Matta 18:23-35)

 Bugünün İncil okumasında, Rab’bimiz bize mesel verir, eğer yakından incelersek, başkalarıyla olan ilişkilerimizde yaşanmakta olan sorunları doğru bir şekilde karşılamamızda bize yardımcı olacaktır.

Rab’bimizin burada anlattığı hikâye, gerçek tarihsel bir olay değil, gerçekliğimizi bize açıklayan bir anlatıdır. Bu hizmetçinin krala borç verdiği bin talantla, Rab’bimiz, sayısız suçlarımızı Kralın Kralı’na gösterir, “Çünkü hepimiz çok hata yaparız” (Yakup 3:2). Yüz dinar, başkalarının bize yaptıklarını temsil ediyor.

Suçlamalar, adaletsizlikler, kötü davranışlar, nankörlük, aşağılama, acı kelimeler ve aramızdaki tüm bu üzücü ve çözümsüz ilişkiler. Bütün bunlar aynı ailenin üyeleri arasında bile görülebilir. Örneğin, bir baba itaatsizlik eylemi nedeniyle çocuğuyla konuşmuyor olabilir. Aynı şekilde, bir çocuk babasını görmek istemeyebilir, çünkü babasının mirasını bölerken adaletsiz olduğuna inanmaktadır. Bir adaletsizlik veya kıskançlık nedeniyle aralarındaki yanlış anlaşılma nedeniyle ayrılan kardeşler var. Karı kocalar arasında, görüş farklılıkları, empati eksikliği, aynı zamanda birbirlerini anlamamazlık da görülebilir. Bu ilişkilerini zehirler ve onları ayrı tutar. Arkadaşlarınız ve meslektaşlarınız, önemsiz sebeplerden kaynaklanan farklılıklardan uzun süreli ilişkileri koparırlar.  

Yine de, Rab’bimiz, bize karşı olanların eylemlerinin, bizim suçlarımızla Tanrı’ya borçlu olduğumuza kıyasla önemsiz olduğunu söyler. İlk hizmetkârın kralına borç verdiği 10.000 talant 60.000.000 dinara eşittir. Bu arada, hizmetçi, ona 100 dinar borçluydu. 60,000,000, 100 ile kıyaslanabilir mi? Bunun için hain ve kötü hizmetkar ağır bir ceza aldı. Bu borcunun 100’ünü bile silemedi, bu yüzden ona karşı 60.000.000 borcu kaldı.

Bize karşı yaptıkları birkaç adaletsizlik ve mağduriyet için başkalarını affetmeyi öğrenmezsek, aynı kaderle karşı karşıya kalacağız. Borcumuz, Tanrı’ya karşı dayanılmaz ve ağır kalacaktır, çünkü Tanrı, günahlarımızı bağışlamayacak ve bunlar öbür dünyada ruhumuza yük olacak. Tanrı, son derece netlikte, bunu bir şart olarak koydu: “Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. Ama siz başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz” (Matta 6:14-15). Ve İsa bu sözlerle meseli bitirir: “Bu öfkeyle efendisi, bütün borcunu ödeyinceye dek onu işkencecilere teslim etti. Eğer her biriniz kardeşinizi gönülden bağışlamazsa, göksel Babam da size öyle davranacaktır” (Matta 18:34-35).

Kardeşlerim, Rab’bimizin bize burada öğretmek istediği şey, bağışlamanın büyük bir armağanı ve bunun cennetin krallığına girmemizde önemi. Bu ruhumuzun kurtuluşuyla doğrudan ilgilidir. Şöyle düşünmeyelim: “Aa Allah’ım bütün suçlarımızla birlikte bunu da bağışla.” Evet, bizi gerçekten affedecek, ama sadece başkalarını da affedersek, sadece kelimelerle değil, tüm kalbiyle, bizden önce belirttiği gibi. Bir kin için utanç verici değil mi, ya da sadece egomuzun ruhumuzu Tanrı’nın affedilmesinden mahrum etmek ve sonsuza kadar cezalandırmak?

Synaxarium’da (azizlerin hayat hikayelerini anlatan kitap), Romalıların Hıristiyanlara karşı yürüttüğü zulüm sırasında, Hıristiyan olduğu için tutuklanan ve diğer Hıristiyanlarla Şehitliğe götürülen Saprikios adlı bir rahip vardı. Adı Nikiforos olan başka bir Hıristiyan vardı. Bu adam Saprikios’u haksızlığa uğratmıştı, ve onu takip edip, alçakgönüllülükle ona affı için yalvarıyordu. Saprikios ondan bir kelime  dahi duymak istemedi. Peki ne oldu, kardeşlerim? Rabbimiz lütfunu rahip Saprikios’tan uzaklaştırdı ve sonunda Mesih’i inkar etti. Ölümden kaçtı ve Nikiforos yerini aldı. Bunu yaparak Nikiforos, 9 Şubat’ta Kilise tarafından onurlandırılan bir aziz oldu. Aynı şekilde, Aziz Dionysios sadece kendi kardeşinin katilini affetmekle kalmadı, aynı zamanda ona zulmedenlerden de korudu. Yani bunlar bağışlamanın mübarek sonuçlarıdır. Bunu kesinlikle düşünelim ve buna göre hareket edelim!

 

 

Pendikost’tan sonra 11. Hafta vaazı