/ Pazar Vaazlarι / Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(42)

Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(42)

Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(42)

 

MATTA’NIN YEDİNCİ PAZARI

4/8/2019

(Romalılar 15: 1-7)

 

Toplumumuzun bütün kesimlerini etkileyen en ciddi sorunlardan biri insanlar arasındaki bağların tamamen kopmasıdır. Bunu, eşlerin anlaşmazlıklar yüzünden ayrı düştükleri ve anne-babalarla çocukların birbirlerine yabancılaştığı herhangi bir ailenin içinde bile görebiliyoruz. Peki, sonuç nedir? Karı-koca en sonunda boşanıyorlar. Çocuklar anne-babalarıyla (ya da tam tersi) bağlarını koparıyorlar. Bunu bütün ilişkilerimizde görebiliyoruz: kardeşler, arkadaşlar, eşler ve komşular birbirlerine soğuk davranıyorlar, birbirlerini suçluyorlar, birbirlerinden kaçıyorlar ya da birbirlerine daha da kötü şeyler yapıyorlar.

 İlişkilerin böyle bitmesinin çok fazla sebebi var. En temel sebep bizim bencilliğimizle ilgilidir. Birisi bizi kıran bir şey yaptığında ya da söylediğinde, ya da haklı olduğumuzu hissettiğimizde başkaları bize katılmıyorlarsa buna karşı çok isyan ediyoruz. Sadece kendi duygularımızı düşündüğümüzde ve başkasını görmezden geldiğimizde, çatışma kaçınılmazdır. Bu hepimiz için üzücü sonuçlara yol açıyor.

Elçi Pavlus bugün kilisemizde okunan Romalılara yazdığı Mektubundan alınan pasajda «(İmanı) güçlü olan bizler, kendimizi hoşnut etmeye değil, güçsüzlerin zayıflıklarını yüklenmeye borçluyuz» (Romalılar 15:1) diye seslenerek, bize başkalarına karşı özenli tutumunun doğru yolunu gösteriyor.

Aramızda doğru ve güçlü imana sahip olanlar (bizler), imanda zayıf olan ve anlamada eksikleri olanların zayıflıklarına sabretmek zorundayız.

 «Zorundayız» ifadesine daha dikkatlice bakalım. Diğer insanlar Tanrı’nın isteğini bilmiyor olabilirler ve yanılıyor olduklarını anlamıyor olabilirler. Bu basit bir yanlış anlaşılma ya da, yaptıklarının veya söylediklerinin sonuçlarını bilmeme olabilir. Her nasıl olursa olsun, biz onları sevgimizden yola çıkarak, anlamaları için yardım etmeye çalışmalıyız.  Eğer bunu yapamıyorsak ve onlar kendi eylemlerine devam ediyorlarsa, biz, Elçi Pavlus’un öğrettiği gibi onları uzaklaştırmak yerine, onların zayıflıklarına sevgi adına, sabretmeliyiz.

Elçi Pavlus devam ediyor: «kendimizi hoşnut etmeye (çalışmamalıyız) Her birimiz komşusunu ruhça geliştirmek için komşusunun iyiliğini gözeterek onu hoşnut etsin.» (Romalılar 15:1-2).  Eğer herkes başkalarını umursamadan, sadece kendi istediklerini yaparsa, doğal olarak çatışmalar olacaktır. Eğer biz Elçi Pavlus’un sözlerine kulak verirsek ve başkalarını üzmemeye çalışırsak, sevinç ve barış zafer kutlayacaktır.

Romalılara yazdığı Mektubunda Elçi Pavlus yine çok önemli bir şey ekliyor: «Birbirinize kardeşlik sevgisiyle bağlı olun. Birbirinize saygı göstermekte yarışın» (Romalılar 12:10). Eğer öyle davranırsak, ailemizde, arkadaşlarımızla ve komşularımızla ilişkilerimiz düzene girecektir.

Kutsal Elçi bu parçada sabırdan da bahsetmektedir. Kendi kişisel deneyimimizden, farklı karakterleri olan insanlarla başa çıkmanın bazen ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Bu yüzden o, sabırlı olmamızı öğütlüyor, «sabırla ve Kutsal Yazılar’ın verdiği cesaretle umudumuz olsun diye» (Romalılar 15:4) ve «öyle ki, Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı’nı ve Babası’nı birlik içinde hep bir ağızdan …(yüceltelim)» (Romalılar 15:6).

Birçok zor durumdan çıkmamızda yardımcı olan sabrın, en büyük erdemlerden biri olduğunu hatırlatan hayatımızdaki olayları saymakla bitirmek mümkün değildir. Rab «Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız» (Luka 21:19) dedi. Kutsal Kitap’ta bulabileceğimiz örnekler, mesela Eyüp, bizi zorlukları sabırla aşmaya teşvik ediyorlar. Sabır ilahi bir armağan olduğu için, Elçi Pavlus dualarında, Tanrı’ın onu (sabrı) bize, insanlar arasındaki uyumu korumak için vermesini istiyor. 

 Elçi Pavluk sözünü şöyle bitiriyor: «Bu nedenle, Mesih sizi kabul ettiği gibi, Tanrı’nın yüceliği için birbirinizi kabul edin» (Romalılar 15:7).

Değerli kardeşlerim, aklımızda Elçi’nin bu son sözlerini her zaman tutsaydık ne olacaktı, bir hayal edin.  İlişkilerimizin bu kadar eziyet edici hale gelmelerine asla müsaade etmezdik. Mesih bizi kabul etti! Mesih’in bizim bütün günahlarımızı yok sayıp unuttuğu zaman nasıl bir durumdaydık? Bizi kardeşleri olarak kabul edip, bizim için Çarmıhta can verdiğinde durumumuz nasıldı? Aziz Pavlus cevap veriyor:: «Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü» (Romalılar 5: 8). Biz de o şeklide, belki bize acı veren bir şey yapmış olduklarına bakmadan, bütün insanları hoşgörü, sabır ve sevgi ile kabul edelim. Böyle davranırsak, hayatımız huzur, sevinç ve herkese karşı iyi niyetle dolacaktır.

Âmin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(42)