/ Pazar Vaazlarι / Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(20)

Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(20)

Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(20)

Savurgan oğul pazarı

24/2/2019

Kutsal İncil’den (Luka 15: 11-32) duyduğumuz “Savurgan Oğul” benzetmesinde, özgür bir insanın dünyevi tutkularının “domuzlarını” otlayarak köle durumuna düşmesini  gördük.

Elçilerin Mektuplarından okunan pasajın bahsettiği konu da budur. Elçi Pavlus, günahı tanımlamaktan ve ismiyle adlandırmaktan çekinmez. Bu, günümüzde gözlemlediklerimizin aksine, en müstehcen ve doğal olmayan eylemlerin taklit için tanıtılması ve sergilenmesidir; güya modern insanlar eski zamanların fikirleri tarafından esir alınamazmış! Elçi Pavlus açıkça şöyle ifade eder: “Vücut cinsel ahlaksızlık için değil, Rab’bi yüceltmek içindir” (ayet 13). Elçi vurguyla sesleniyor: “Cinsel ahlaksızlıktan kaçın. Bir insanın yaptığı her günah kendi bedeninin dışındadır; ama cinsel ahlaksızlığı işleyen kişi kendi bedenine karşı günah işlemektedir ”(ayet 18). Vücut için en yıkıcı günah, vücut aracılığıyla işlenen günahtır. Günahın bir sonucu olan hastalıklar günümüzde salgınlara dönüşüyor ve  birçok kişiyi yok ediyor!

Elçi Pavlus bugün, “bedenim bana ait ve istediğim gibi kullanabilme özgürlügüne sahibim” diyenlere, aşağıdaki cevabı veriyor: “Bedeninizin, Tanrı’dan aldığınız ve içinizde olan Kutsal Ruh’un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Siz kendinize ait değilsiniz. Bir bedel karşılığı satın alındınız; bunun için Tanrı’yı bedeninizde yüceltin.” (ayetler 19-20).

Gerçekten, bunu anladık mı? Tanrı’nın, her birimizin bedenini yarattığını, onu kötülüğün köleliğinden kurtarmak, sonsuza dek içimizde kalmak ve bedenemizi Kendi tapınağı ve konutu yapmak için Kendi Oğlu’nun Kanı’nı bedel olarak ödediğini anladık mı? Bu yüzden biz Hristiyanlar bedenimizi Tanrı’nın tapınağı ve Mesih’in bedeninin bir üyesi olarak görmeliyiz. Kutsal Vaftizle Mesih ile birleştik, kutsallaştırıldık; Elçi Pavlus’un sorduğu şey “Mesih’in üyelerini alıp bir fahişenin üyeleri mi yapayım? Asla!” (Bkz. Ayet 15).

 Elçi Pavlus’un bize bu büyük paklık meselesi hakkında öğrettiği şey, Rab’bin Kendisinin bu konuda öğrettiklerinin bir devamı olarak geliyor. Nitekim, İsa sadece günah eyleminden değil kötü arzulardan bile kaçınılması gerektiğini  vurguladı (bkz. Matta 5:28).

Bu nedenle, Kilise’miz, Triodion ve Büyük Paskalya Oruçu döneminde oruç tutma, Kutsal Ayinlere sıklıkla katılma ve manevi uygulamalar aracılığıyla  müminlere yardımcı olmaya geliyor. Amaç bizi, bedeni parçalayan düşünce ve eylemlerden uzaklaştırmak ve bedenimizi Yaratan’ın yerleştirdiği onurlu konuma yükseltmektir.

Elçi Pavlus sonunda bize şöyle sesleniyor: “Tanrı’yı bedeninizle ve O’na ait olan ruhunuzla yüceltin” (ayet 20). Sadece ruhumuzla değil, bedenimizle de Tanrı’yı yüceltebiliriz!

Tanrı’nın sözünün vücudumuza verdiği onurlu bir görev! Vücudun kötü olduğuna ve kötülüğün merkezini oluşturduğuna dolayısıyla bedene işkence uygulanması gerektiğini inanan anti-Hristiyan fikirlerin aksine, Tanrı’nın Oğlu, İsa Mesih, insan vücudunu aldığında, vücudu en üst seviyeye getirerek onurlandırdı. İsa, insan vücuduna bürünerek, bu bedenle O’nun göksel tahtına yükselerek, Dirilişinin nihayetinde övgüyle, dünyanın kurtuluşu çalışmalarını tamamladı!

İkinci Gelişinde Rabbimiz bizim bedenlerimizi de diriltecek! Ve eğer Rab’bin iradesine göre yaşamışsak ruhlarımızla birleşecek olan bedenlerimiz ebedi izzeti tadacaklar.

Bu nedenle, Rabbimiz Tanrı’mızı bedenlerimiz ve ruhlarımızla yaptığımız eylemler ve iyi işlerle yüceltelim. Bunu saf duygular,  kutsal düşünceler ve ruhumuzdan kaynaklanan Tanrı’ya yaraşan ibadet şeklimizle gerçekleştirelim.

              

Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(20)