/ Pazar Vaazlarι / Yortuların yortusu: Doğuş Bayramı

Yortuların yortusu: Doğuş Bayramı

“Doğuda O’nun yıldızını gördük!” (Matta 2:2). “Mesih’in Doğuşu”nun parlak yıldızı ışığıyla insanlığa bir kez daha umut olarak tüm dünyamızı aydınlatıyor. Kilise Babalarından ve aynı zamanda İlahiyatçı olan İstanbul Başepiskoposu Aziz Gregorios, şu Mezmur sözü ile bizlerin Rab’be övgüler sunmasını ister: “Ey bütün dünya, RAB’be ezgiler söyleyin!” (Mezmur 96:1). Şükran, minnettarlık, neşe şarkısı hepimizin kalplerini doldursun ve dudaklarından dökülsün. Karanlığı hayatımızdan uzaklaştırarak Beytlehem’in iyi aydınlanmış mağarasından gelen ışığı paylaşalım. Bugün 25 Aralık 2022 Pazar ve tüm yortuların en değerlisi. Bu neşeli günde okunan İncil pasajı aracılığıyla, Tanrı’nın bizim için tasarladığı kurtuluş planının tamamıyla hayata geçtiği bayramın hikayesi, kutsal havari ve İncil Yazarı Matta’nın kaleminin görkemli sadeliğiyle bizlere ulaşıyor. İnsan soyunun temsilcisi olarak bu planın gerçekleşmesine Meryem Anamızın itaati ve bilinçli katılımı kendisini sürgüne gönderen insana Üçlü Tanrı’nın baba kucağına giden yolu, kayıp yaratık için ise baba evinin sıcaklığına giden geri dönüş yolunu açtı. Burada bize ayrılan bu küçük alanda, diğer birçok resim arasından bizler için benzersiz bir yere sahip olan ve çocukluk yıllarımızdan bugüne dek zihnimizde yer edinen, Doğu Ortodoks Kilisesi’nin zarafet ve sanat anlayışına uygun olarak tasvir edilen harika bir olayla, yani Mesihʼin doğuş sahneleriyle aydınlanalım.

Beytlehem Yıldızı

Bugünkü okuduğumuz Kutsal İncil’de “Doğuda O’nun yıldızını gördük” (Matta 2:2), diyor. Sözü Altın Ağızlı Aziz Yuhanna’ya bırakarak onun yorumlayıcı bilgeliğinden yararlanalım: “Yıldız, diğer yıldızlar gibi değildi. Rotasından da görüldüğü gibi bu görüşü alan görünmez bir güçtü. Beytlehem yıldızının izlediği yolu takip eden herhangi bir yıldız yoktur. Adını verdiğin tüm yıldız isimleriyle güneş ve ay bile, hepsi Doğu’dan Batı’ya hareket eder, Batı’dan Doğu’ya değil. Bu yıldızın kendisine ait bir rotası yoktu ama Yıldızbilimcilerin ilerlediği güzergahı takip etti. Onların ilerlediğini gördüğünde onlarla beraber yürüdü, ve onların durduğunu gördüğünde ise ilerlemeyi kesti. Hatta İlahiyatçı Aziz Grigorios ve Aziz Romanos Melodos, Aziz Altın Ağızlı Yuhanna’nın Beytlehem yıldızının Rab’bin meleği olduğu görüşünde hemfikirlerdir. Elbette O, kendi ışığını taşıyan bir varlık olarak, Oğul’un ve Tanrı Sözü’nün beden alıp insan sureti almasının eşsiz mucizesine eşlik eden yaratılmamış ışığı yeryüzüne iletiyordu. Yıldız olayı, hiç kuşkusuz ki yaratılan doğa açısından Mesih’in Doğuşu gibi büyük bir olayı da müjedelemiş oldu. “Doğuda görmüş oldukları yıldız onlara yol gösterdi ve gelip çocuğun bulunduğu yerin üzerinde durdu. Yıldızı gördüklerinde olağanüstü bir sevinç duydular” (Matta 2:9-10). Kardeşlerim, Beytlehem yıldızı tarafından aydınlatılan Yıldızbilimcilerin neşesi o zamandan beri Kilise’nin neşesidir, yani bizim neşemizdir, Mesih’in bedeninin üyelerinin neşesidir. Şeytanın çarmıhtan bu zamana dek geçen iki bin yıllık süreçte, boşuna bir çaba sergileyerek ortadan kaldırmak için uğraştığı, yaşamımızı zenginleştiren, aydınlatan ve bizi kurtuluşa götüren hazinemizdir. 

İlahi aydınlanmayı kabul edenler

Yıldızın bu hareketi, rotası biçimsel ve öğretisel olarak bize,  “Tanrı’nın dilediği zaman” tabiata yeniden bir düzen verebileceğini”  göstermektedir. Tanrı’nın arzusu, iyi niyetli bir kalbin çaba sarf ederek ürettiğini, her zaman parlak bir yıldızla taçlandırmaktır. Doğudan gelen Yıldızbilimciler, kendi bilimsel bilgilerine dayanarak bir yıldızı takip ederken çelişkili bir ilerleyişin içinde göründüler ama Balam’ın kehanetini hatırlayarak ilahi aydınlanmayı kabul ettiler. Öyleyse kardeşlerim, biz de kendi yolumuzu, rotamızı izleyelim. Amin.

Arhimandrit A.A. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 52 numaralı broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 25 Aralık 2022 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yortuların yortusu: Doğuş Bayramı