/ Pazar Vaazlarι / Pendikost’tan sonra 12. Hafta vaazı

Pendikost’tan sonra 12. Hafta vaazı

Pendikost’tan sonra 12. Hafta vaazı

 

«Sonsuz yaşama kavuşmak için nasıl bir iyilik yapmalıyım?» (Matta Kutsal İncili 19:16). Bugünkü İncil okumasında zengin bir Yahudi bu soruyu İsa Mesih’e sordu. Sonsuz yaşamı nasıl kazanabilirim – bu, her birimizin üzerinde düşünmesi gereken anahtar bir soru, özellikle de hayatımızın kısa olduğunu hatırlarsak. Hayatımız Göksel Krallıkta sonsuza kadar devam edecektir. Havari Pavlus’un yazdığı gibi: «Çünkü burada kalıcı bir kentimiz yoktur, biz gelecekteki kenti özlüyoruz» (İbraniler 13:14). Peki insan sonsuz yaşamı nasıl elde edebilir? Bu hayati soruya Rab nasıl bir cevap verdi? Cevap böyle: «Yaşama kavuşmak istiyorsan O’nun buyruklarını yerine getir … sonra gel, Beni izle» (Matta Kutsal İncili 19: 17 ve 21).  

Genellikle insanlar Tanrısal buyrukları kendi hayatlarında uygulamaları gerektiğini duyunca şaşırıyorlar. Günümüzde Rab’bin buyruklarına uymak mümkün müdür? Fakat bu imkânsız olsaydı Tanrı onları bize verir miydi ki? Bilgelik ve sevgi ile dolu olan, bizi seven Baba’mız olan Tanrı’nın, çocuklarına yapamayacakları bir şeyi yaptıracağı düşünülebilir mi? Aklı başında olan hangi baba çocuklarına uyamayacakları kurallar verir ki? İncil Yazarı Yuhanna kendi deneyimiyle şunu teyit ediyor: «O’nun buyrukları da ağır değildir» (1.Yuhanna 5:3). Rab da bunu söylemişti: «yüküm hafiftir» (Matta Kutsal İncili 11:30). Bununla birlikte, bu çabalarımızda Rab bizi hiçbir zaman yalnız bırakmıyor. Her zor durumda O gelip bizi Tanrısal Lütfuyla güçlendiriyor. İnsanlar için bir şey zor ya da imkansız göründüğünde biz yine de «Tanrı için her şey mümkün…» (Matta Kutsal İncili 19:26) olduğunu görüyoruz. 

Rab’bin buyruklarını insanlara, bizim faydamız için verdiğini anlamamız gerekiyor: seven bir babanın çocuğunu eğitirken yaptığı gibi. Baba, kuralları, kendi çıkarları için değil, çocuğun yararı için koyuyor. O’nun buyruklarına uyup uymamamız Rab’bin Tanrısal varlığını etkilemiyor.(Tanrısal özünü)  Bizim itaat etmemizden hiçbir şey kaybetmiyor ve hiçbir şey kazanmıyor.

 Tanrı buyruklarının denizcilik kurallarına benzediğini söyleyebiliriz. Bilindiği gibi bütün dünyada denizciler için talimatnameler var, deniz yolculuğu için rehber olan ve denizcilerin doğru kararlar alarak gemilerini yönetmeleri için kullanılan bu kitaplar okyanus ve denizlerin durumları hakkında bilgi veriyor. Hayat denizindeki bizim kendi «gemimiz» için Tanrı buyrukların rolü aynı. Buyruklar, son limanımıza güven içinde ulaşabilmemiz için bize yön veriyorlar.

      Fakat Rab, buyruklara uyan zengin Yahudi’nin sorusuna cevap verirken: «gel, Beni izle» sözünü ekledi. Sadece Tanrı’nın buyruklarına uymak yetersizdir. Eğer biz Mesih’ten ve O’nun Bedeni olan Kilisesi’nden kopmuşsak ne O’nun buyruklarını yerine getirebiliriz ne de Tanrı’nın Egemenliği’nin limanına ulaşabiliriz. Bugün duyduğumuz gibi, öğrenciler İsa’ya: «öyleyse kim kurtulabilir?» diye sorduklarında, O onlara: «İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için her şey mümkündür» (Matta Kutsal İncili 19: 25-26) diye cevap verdi. Rab bununla birlikte öğrencilerine: «Bende kalan ve Benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız» (Yuhanna Kutsal İncili 15: 5) demişti.

Sevgili kardeşlerim, Rab’bimizin şu öğütleri – «buyrukları yerine getirin» ve «Beni izleyin»  – birbiriyle bağlantılı. Buyruklarına uymuyorsanız Mesih’e iman ettiğinizi ve O’nu izlediğinizi söyleyemezsiniz! İncil Yazarı Yuhanna açıkça şunu yazıyor: ««O’nu tanıyorum» deyip de buyruklarını yerine getirmeyen yalancıdır, kendisinde gerçek yoktur. Ama O’nun sözüne uyan kişinin Tanrı’ya olan sevgisi gerçekten yetkinleşmiştir. Tanrı’da olduğumuzu bununla anlarız.» (1.Yuhanna 2:4-5).

Var olan gücümüzle çaba gösterelim, Kilisemiz’in bize verdiği bütün desteği alalım ve Mesih’in iradesine uyarak O’nu izlemeye çalışalım. Sadece o zaman O’nun sevgisinin bize O’nunla birlikte sonsuz mutlu hayatı vereceğinden emin olabiliriz. Âmin.

 

Pendikost’tan sonra 12. Hafta vaazı