/ Pazar Vaazlarι / Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(37)

Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(37)

12 Elçi Yortusu 30/6/2019 (1 Korintliler 4: 9-16)

 

Bugün Mesih’in Oniki Kutsal Elçisi’ni anımsıyoruz. Onlar  üç yıl boyunca görevini yerine getiren  İsa Mesih’e yakın yaşadılar. Mucizelerini gördüler, İlahi öğretisini duydular. Ve nihayetinde, Göğe  Yükseliş günü, Mesih onlara Kendi çalışmalarını devamı ettirme, İncil’i tüm milletlere duyurma ve O’na iman edenleri vaftiz etme görevini verdi. 

Nitekim, hepimizin Hristiyan olduğumuz gerçeğini, Kutsal Elçilere ve onların haleflerine borçluyuz. Bu nedenle, yıl boyunca, her Elçi’nin hatırasını, şehit olduğu veya öldüğü gün, özel bir şükranla, gururla onurlandırıyoruz ve bugün hepsini birlikte kutluyoruz.

Her Elçi’nin hayatını inceleyerek, yalnızca zulüm ve sürgün yaşayan, ancak sonunda barış içinde ölen Elçi Yuhanna’nın dışında, diğer Elçilerin sadece sayısız zulüm değil, aynı zamanda şehitlik yaşadıklarını görüyoruz. Böylece İsa’nın kehaneti, müritlerine söylediği gibi yerine geldi: “Bana zulmediyorlarsa, size de zulmedecekler” (Yuhanna 15:20).

Bugün okuduğumuz Aziz Pavlos’un  Korintliler’e gönderdiği İlk Mektup’tan gelen apostolik okuma, bu zulümleri ve Kutsal Elçilerin yaşadığı sıkıntıları ifade etmektedir. Şöyle yazıyor:

“Biz Elçiler  Mesih uğruna akılsızız” (4: 10). Yani, inanmayan insanların gözünde aptal ve budala olarak kabul ediliriz, çünkü öğretilerimizin daha derin anlamını anlamıyorlar. Bizi, Mesih aşkına (O’nun muhteşem Tanrı doluluğunu takdir etmeyenler), zulmetmelerine tahammül etmemizi gittiğimiz her yerde bu küçük düşürmeleri kabul etmemizin bizim için aptallık olduğunu düşünüyorlar.

Aziz Pavlos şöyle devam ediyor: “Biz şu ana dek aç, susuz ve çıplağız. Dövülüyoruz, barınacak yerimiz yok. Kendi ellerimizle çalışıp emek veriyoruz” (4: 11-12). Özellikle Büyük Elçi Pavlos, yalnızca kendisini değil aynı zamanda işbirlikçilerini de desteklemek için yaptığı sıkı çalışmanın sonucu olarak nasırla dolu olan kendi elleriyle çadır dikerek çalışıyordu. (Elçilerin İşleri 20:34).

Ve Kutsal Elçiler her gün bu tür tehlikelerle yüzleşirken ve kurtuluş mesajını halklara iletmek için çok çalışırken, birçoğu Elçileri kötüye kullandılar, onlara küfrettiler  ve onları dünyanın çöpü ve toplumun pisliği olarak gördüler. “(1 Kor. 4: 12 -13)

Elçiler bu düşmanlıklara, hakaretlere, zulümlere ve işkencelere nasıl karşılık verdiler? Cevabı bize Elçi Pavlos verir: “Bize sövenler için iyilik diliyoruz. Zulmedilince sabrediyoruz.  Bize iftira edilince tatlılıkla karşılık veriyoruz”. (4: 12).

Burada, ilahi Üstatları olan İsa Mesih’i tamamen taklit eden Elçilerin üstünlüğüne ve görkemine hayran kalıyoruz, çünku O da “Kendisine sövüldüğü zaman sövgüyle karşılık vermedi. Acı çektiğinde kimseyi tehdit etmedi.” (1. Petrus  2 : 23).

Bu, Mesih’in taklitçileri, yani Kutsal Elçiler, yaşamlarından bize bıraktıkları ve bugün hatırasını kutladığımız harika örnek.

Kardeşlerim, Mezmur Yazarının yazdığı gibi biz de “ağıtlar vadisinde” yaşadığımız için (Mezmur 84: 6), başkaları tarafından kışkırtılan düşmanlık, adaletsizlik, iftira ve üzüntüyle karşı karşıya kalmamız doğaldır. Yine de, eğer acılarımızı Kutsal Elçilerinkilerle karşılaştırabilirsek, elbette bizimkinin minimal olduğunu keşfedeceğiz.

Bu nedenle, Kutsal Elçilerin parlak örneklerinden ilham alalım ve içten sevgimizle başkalarının nefretiyle yüzleşelim. Acı sözlerine sessizliğimiz, kötülük ve iftiralarına doğruluk ve saf hayatımızla, hakaretlerine hoşgörümüzle, adaletsizliklerine affediciliğimizle, bize karşı kışkırtıldığımız kedere sıcak dualarımızla cevap verelim.

Böylece, Kutsal Elçilerin taklitçileri, Rabbimiz İsa Mesih’in iradesinin gözlemcileri ve O’nun büyük merhametinin  alıcıları olduğumuzu kanıtlayacağız.

 

 

 

 

 

 

 

Havarilerin Mektuplarından Okuma  Üzerine Vaaz(37)