/ Manevi yaşam / Müslüman kadının imanı

Müslüman kadının imanı

Müslüman kadının imanı

Müslüman Hurşit’in konağında  günlerdir büyük bir hareket var. Kapı bütün gün nerdeyse ardına kadar açık.

 

Evin müsülüman  hanımı, bugünlerde evini yönetecek durumda değil. Gece gündüz tek oğlunun yatağının başında.

 

8 yaşındaki oğlan çocuğu çok hasta. Eve doktorlar  girip çıkıyor, çocuğu muayene ediyor, ona ilaçlar veriyor ama çocuk gözlerini açmıyor.

Bu akşam doktor giderken babaya fısıldadı “Çocuk sabaha kadar..” Bunu duyan annenin kalbine bir bıçak saplandı.  Birden aklına bir şey geldi. Allah allah! Bunu nasıl baştan düşünememişti!

 

Üstüne bir şal atar,  küçük bir testi alır, bir süreliğine çocuğun bakımını başkasına emanet edip gecenin karanlığında kaybolur. Meryem Ana Manastırına giden yol yarım saatten fazla sürmüyordu ama kadının Manastıra ulaşması 15 dakika bile sürmemişti. Kapıyı sert bir şeklide çalar ama  geceydi ve Manastır kapanmıştı. Bu sefer kapıyı daha da sert bir şekilde çalar ve işte içerden ayak sesleri duyulur.

 

-“Allah aşkına açın kapıyı” diye bağırır kadın, gözünde yaşlarla.

Başrahip genç keşişe kapıyı açmasını emreder, keşiş kapıya gelip sürgüyü açarken söylenerek:

-“Of, bu saatte! Üstelik de bir de İsa Mesih düşmanı”! der.

 

Müslüman kadın: “Allah için, Meryem Ana’dan biraz takdis edilmiş su, çocuğum ölüyor”, diye yalvarır.

 

Keşiş ağzının içinde bir şeyler geveledi: “Meryem Ana’nın takdis edilmiş suyunu sana vererek hiç kirletir miyim!”

Böylelikle, Müslüman kadının elinde tuttuğu testiyi alıp, içinde sulama suyu olan  küçük bir sarnıca gitti, testiyi bu suyla doldurup kadına verdi ve  aceleyle kapıyı kapattı.

 

Müslüman kadın testiyi büyük bir heyecanla aldı. Eğilip keşişin elini öptü ve koşarak evine döndü. Çocuk hala yaşıyordu. Zorlukla nefes alıyordu.

 

Anne elinde tuttuğu testiden birkaç damlayı oğlunun dudaklarına damlattı. Ufaklık dudaklarını hareket ettirdi ve anne oğluna “Hristiyanların Meryem Anasının takdis edilmiş suyundan”! vermeye devam etti. Kadın çığlık attı, sevinçten neredeyse bayılacaktı. Oğlu gözlerini açıp su istedi. İçti, içti ve yavaş yavaş hayata geri döndü.

 

Müslüman kadın diz çöküp sevinçle bağırdı:

  • “Meryem Ana! zavallı bir anne olan ben de bundan sonra Sana aitim. Sana teşekkür ederim! Sana teşekkür ederim’” ve gözyaşları yüzünü ıslattı.

Koskoca 10 gün geçti. Bir öğleden sonrası, Meryem Ana Manastırı’nın kapısı tekrar çalındı. Yine aynı keşiş gidip kapıyı açtı.

 

Keşişin önünde, içinde çeşit çeşit meyveler olan bir sepet taşıyan Müslüman kadın belirdi. Kadın başrahibi görmek, takdis edilmiş su için teşekkür etmek istiyordu, çünkü oğlu bu sudan içer içmez iyileşmişti.

Keşişin ağzı açık kalmıştı, suskun bir şeklide kadına bakıyordu. O sırada başrahip de geldi. Müslüman kadın başrahibin önünde diz çökerek onun ellerini yakaladı  ve öpmeye başladı.

 

Başrahip: “ Kalk kızım” dedi.

“Teşekkürler bana değil, bütün çocukları kucaklayan Meryem Anamıza ve senin imanına aittir”.

 

Müslüman kadın kısa bir süre sonra,  elinde  başrahibin ona verdiği bir Meryem ana ikonasıyla oradan ayrıldı. Kadın ikonaya sıkıca sarılmıştı ve onu göğsünde saklıyordu.

 

Genç keşiş kalakalmıştı.  Olduğu yerde, çivilenmiş gibi bakmaya devam ediyordu.

 

Başrahip keşişe:

-“Sana ne oldu oğlum? Gördüğün gibi, Meryem Anamızın kucağı geniştir ve O, bütün insanlarla ilgilenir”.

– “Üstat!”diye bağırdı keşiş. Sesi çok farklı geliyordu.

-“Üstat beni affet, Müslüman kadına takdis edilmiş su vermedim, ona sarnıçtan su verdim. Bir İsa Mesih düşmanının takdis edilmiş suyu kirletmemesi gerektiğini düşündüm”. Ve keşiş gözyaşlarına boğuldu.

Başrahip haç çıkardı.

 

“Sen oğlum, gerçek takdis edilmiş suyu vermediysen bile, Meryem Anamız Müslüman kadının imanını gördü ve ona verdiğin suyu takdis ederek kadının çocuğuna sıhhat  verdi” dedi.

                                                (Gerçek bir hikayedir)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Müslüman kadının imanı