/ Makaleler / Ortodokslukta Kilise Otoritesi ne anlama gelir?

Ortodokslukta Kilise Otoritesi ne anlama gelir?

Ortodokslukta Kilise Otoritesi ne anlama gelir?

Sıklıkla şu soruyu duyarız: “Senin kilisen falanca konu hakkında ne öğretir?” Ortodoks müminler evrensel olarak yetkili ve dini açıdan bağlayıcı öğretiyi nereden edinebilirler? Aziz pederlerimize ve onların eserlerine yapılan atıflar her zaman kapsamlı yanıtlara yol açmaz, çünkü farklı konulardaki görüşleri değişken olabilir veya bazı soruları es geçebilirler. Ayrıca azizlerin sözleri farklı şekillerde yorumlanabilir. Aziz pederlerin kişisel görüşlerinin hepsi kilisenin öğrettikleriyle mutlaka örtüşmek zorunda değildir. Peki Ekümenik Konsillerden sonra ortaya çıkan soruları ve sapkınlıkları nasıl ele alacağız? Ortodoks Kilisesi’nin yetkili sesi nerede? Bu sorulara makul bir cevap vermeye çalışacağız.

 

Kilisenin Otoritesi

Magisterium, veya başka bir deyişe kilisenin öğretisi nedir?  Kurtarıcı, kiliseyi kendi kanı üzerine inşa ederek, onu aziz elçilerin şahsına bahşetmiştir(“Sana söylüyorum, sen Petrus’sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım ve cehennemin kapıları ona karşı galip gelemeyecek. ” – Matta 16:18) ve elçinin halefleri, öğretme, hizmet etme, çobanlık yapma, yani rehberlik etme ve üyelerini kurtuluşa yönlendirme yetkisine sahiptirler. Her kilise topluluğunun, havarilerin ardıllığında devam eden kendi hiyerarşileri olmalıdır. Onlara iman ve terbiye ile itaat edilmelidir. İlk kilisenin müjdecilerinden, başrahip ve şehit olan Aziz Ignatius, mektuplarında Hıristiyanları her şeyde episkoposlarına itaat etmeye ve onları İsa Mesih’i izledikleri gibi izlemeleri konusunda uyardı.(bkz. Antakyalı Ignatius, Trallians’a, 2).

Aynı zamanda, bir ruhbanın veya bir topluluğun kararı, Ekümenik Ortodoksluğun kararıyla bir tutulabilir mi? Burada bazı sıkıntılar ortaya çıkıyor. Eğer herhangi bir şey Ortodoksluğun sesiyse, o zaman tabiki tüm kilise onu kabul etmek zorundadır. Ancak bir kişi nasıl bu öğretiyi tüm kilisenin takip ettiğinden emin olabilir? Bu sorunun cevabı, ekümenik episkoposluk tarafından paylaşılan ve kilise konsilleri tarafından belirli bir şekilde onaylanan evrensel fikir ve inanç anlaşmasında yatmaktadır. Bu bağlamda, aziz kilisenin yetkili sesi en açık şekilde genel konsillerde duyulabilir.

 

Kilisenin Sesi

Kilisenin önemli dogmatik konulardaki son söz, ekümenik episkoposluk tarafından belirlenir. Fakat bir Ekümenik konsili toplamak mümkün değilse ne yapabiliriz ve yetkin kilise öğretisini nerede arayabiliriz? Bu durumda Ortodoks Kilisesi tarihindeki belli başlı uygulamaların da gösterdiği gibi, sorunun çözümünde ilk adımı atan öncelikle yerel kilisedir. Diğer kiliseler kararı onaylarsa, yerel konsillerinde onaylayarak rızalarını ifade ederler. Böylece, kararları tüm inananlar için bağlayıcı olan ekümenik episkoposluğun doktrinsel birliği veya bir Ekümenik Konsil aracılığıyla veyahut da herhangi bir ayrı Ortodoks kilisesinin tek kararının pan-Ortodoks olarak tanınmasıyla sağlanır.

 

Kilisenin İnanç Bildirileri

Herhangi bir doktrinsel belge, ister Ortodoks kilisenin kateşizmi olsun, ister öne çıkan ruhbanlardan birinin Ortodoksluk üzerine ihtisasından kaynaklansın, yetkili ve gerçek olarak tüm Ortodoks müminler nezdinde bağlayıcı ve kabul edilebilir midir? Bu soru, Ekümenik konsiller döneminden sonra kabul edilen doktriner belgeler söz konusu olduğunda özellikle büyük önem taşımaktadır. Bu soruya olumsuz yanıt vermek Aziz Ruh’un Mesih’in aziz kilisesini terk ettiğini ve artık dogmatik tanımlar üretmede, yeni sıkıntı ve çarpıtmalara karşı İncil’in gerçeğini korumakta güçsüz ve yetersiz olduğunu kabul etmek olacaktır.

Bu soruya pozitif yanıt 1672 yılında toplanan Kudüs konsilinde verildi. 1672’deki konsil yeni bir kritere müteakiben, kiliselerin yerel kararının ekümenik açıdan önemli ve herkes için bağlayıcı olduğu kabul edilebilir demiştir. ‘’Kutsal patriklerin imzaları özellikle gereklidir, öyle ki, gönüllülükle ve ihtilaf olmadan tüm ruhbanlar kutsallık ve bilgelikle mutabık kalabilsinler. Böylelikle nerdeyse hiç kimse karşı çıkmayacaktır. Benzer şekilde kiliseler arasındaki mutabakata örnek olarak yerel bir konsil olan 1341, 1351 Palamite konsilleri ve başka bir örnek olaraksa Kalvinizm’e karşı toplanan Jassy konsili (1642) gösterilebilir.

 

Kilise Halkının Rolü

Ortodoks Kilisesi hiyerarşisinin önemine ve onun inanç otoritesine yapılan geleneksel vurgu, inananların kilisedeki rolünü ve işlevlerini hiçbir şekilde azaltmamalıdır. Tüm ruhban olmayanlar, Havari Petrus tarafından “seçilmiş soy” olarak adlandırılan (1 Pet. 2: 9) ve İsrailli peygamberler tarafından önceden bildirilen vaftiz rahipliğine sahiptir. Vaftiz sularında kabul edilen Hıristiyanların evrensel rahipliği olmaksızın, hiyerarşik rahipliğin imkansız olacağı ontolojik temeldir. (Peder Nikolay N. Afanasyev. Tanrı’nın Sofrası).

Bir konsile giden her episkopos, kendi topluluğunun inancını taşır ve kendi kendine mahsus bir formülasyon kaynağı olmaktan ziyade kendi kilisesinin yasal bir temsilcisi olarak olarak hizmet eder. Bir episkopos Ortodoksluğa ihanet ederse, topluluğu onu saflarına kabul etmeme ve sapkınlıkta ısrar etmesi durumunda onu “Anaxios!(layık değildir)” ilan etme ve hatta aforoz etme özgürlüğüne sahiptir. Konsiller tarafından üretilen herhangi bir dogma, tüm yetkilerine rağmen, yine de ruhban olmayanlar tarafından belirli bir kabulden geçmelidir. (Met. John Zizioulas. Kilise ve Komünyon).

Bu nedenle, Ortodoks Kilisesi’nin öğretisi (Latince. Magisterium) daima devam etti ve kaybolmadı. İlk binyılda onun sağlam doktrini, inananlara Ekümenik konsillerin inanç tanımları aracılığıyla öğretilirken, ikinci binyılda – genel olarak kabul edilen doktriner belgeler ve ekümenik episkoposluğun uyumlu tanıklığı aracılığıyla öğretilmiştir.

 

                                                             Hazırlayan: Peder Ivan Nichiporuk

 

 

 

 

 

 

 

 

Ortodokslukta Kilise Otoritesi ne anlama gelir?