/ Makaleler / Kırmızı yumurtalar

Kırmızı yumurtalar

Kırmızı yumurtalar

Ortodoks geleneğinde, kırmızı yumurtalar Paskalya ve Diriliş ile özdeşleşmiştir. Yumurtalarımızı, Kutsal Perşembe günü sabah icra edilen Kutsal Litürji’den sonra evimizde boyarız. (bazen Kutsal Cumartesi sabahı da) Kutsal Perşembe, İsa Mesih’in Kutsal Efkaristiya Sakramentini öğrencilerine ve öğrencileri vasıtasıyla bütün dünyaya teslim ettiği Fısıh Yemeği günüdür. Aynı günün öğleden sonrası Kilise’de, İsa Mesih’in bizim için kanını gerçek anlamda döktüğü  Çarmıha Gerilme ayinine iştirak ederiz.

Yumurta, İsa Mesih’in mezarını sembolize eder. Nasıl ki yumurtanın her tarafı kapalıdır ama içinde, günü geldiğinde kabuğu delen ve dışarı çıkan  hayat gizlidir, işte İsa Mesih’in mezarı da öyledir. Mezarı sımsıkı şekilde mühürlüyken, içinde “hayat” saklıydı («Diriliş ve yaşam ben’im» Yuhanna 11.25) ve vakti gelince, İsa Mesih mezarından çıkıp Dirildi! Düşmanlarının aldığı tüm önlemlere rağmen Dirildi!

Son yıllarda pek çok ev hanımı yumurtaları çeşitli renklere boyuyor ya da üzerlerine türlü desenler yapıyorlar, ancak gelenek, yumurtaları İsa Mesih’in kanı gibi kırmızıya boyamamızı ister, kaldı ki Paskalya yumurtaları bize O’nun yüce fedakarlığını hatırlatır. İşte bu nedenle Kutsal Cumartesi gecesini Paskalya Pazar’ına bağlayan gece icra edilen ilk Diriliş Ayininin bitiminden sonra ruhbanın dağıttığı yumurtalar, sadece kırmızıdır (Fener Ortodoks Patrikhanesi’nde ise yumurtalar Pazar günü Esperinos Ayini’nden sonra dağıtılır). Kilisede bize sunulan bu kırmızı yumurtaları pek çoğumuz evimizde ikonaların bulunduğu dua köşesine koyar ve bereket olsun diye bir yıl boyunca saklarız. Senenin sonunda, onun yerine bir sonraki senenin yumurtasını koyarız.  Bu yumurtayı, kutsal olan her şey gibi, mesela  Ruhbanın 14 Eylül’de kutlanan Kutsal Haç gününde bize dağıttığı çiçekleri, Kutsal Cuma günü aldığımız Epitafios çiçeklerini veya evimizdeki kandilden arta kalanları çöpe atmaz, onları yakar ve küllerini saksılara ya da temiz bir yere gömeriz. Eskiden bu yumurtalar, toprakların verimli olması için tarlalara gömülürdü.

Ruhbanın elinden yumurta almadıysak, boyadığımız ilk kırmızı yumurtayı evimizdeki ikonaların bulunduğu dua köşesinde saklayabiliriz. Bu yumurta Meryem Ana’ya adanmıştır. (O rahminde “hayat”ı taşımıştır.)

Yumurtalar iyice kaynatıldıktan sonra piyasada bulunan gıda boyalarıyla ya da soğan suyu gibi, iplikle boyama gibi doğal yöntemlerle boyanır. Kaynatılmış yumurtalar boya fırçası ile bile boyanabilir.

Paskalya yumurtalarını tokuşturma adetimiz vardır. İki kişi yumurtaları tokuştururken, elindeki yumurtayla diğerinin yumurtasına ilk vuran “Mesih Dirildi” der, diğeri ise “Mesih gerçekten Dirildi” diye cevap verir.

Paskalya gününden itibaren 40 gün boyunca,  “Mesih Dirildi” ve cevaben “Mesih gerçekten Dirildi” dileklerinin,  günaydın, tünaydın, merhaba gibi tüm selamlamaların yerine geçtiğini hatırlayalım. Bunu yapmamızın sebebi, kurtuluşumuzun emaresi olan bu müthiş haberi  tekrar tekrar söylemeye can atmamızdır.

        Kırmızı yumurta geleneği ile ilgili bazı mitler ya da hikayeler çıkmıştır ortaya. Bunlardan biri, Meryem Ana’nın, Oğlu’nu bekleyen nöbetçilere O’na iyi davranmaları için yalvararak bir sepet yumurta verdiğini ve gözyaşları yumurtalara değince yumurtaların kırmızıya dönüştüğünü  söyler!

Başka bir hikayede ise bir kadın İsa Mesih’in Dirildiği haberine inanmak istemez ve şöyle der: “Elimde tuttuğum yumurtalar kırmızı olunca İsa Mesih işte o zaman dirilecektir” Ve o zaman yumurtalar kırmızı olur!

Paskalya’da, Yunanistan’da, genellikle yakınlarımızın mezarlarını ziyaret eder onlara hem Diriliş’i hem de kendi dirilişlerini sembolize eden kendi kırmızı yumurtalarını götürürüz. Gürcistan ve Ermenistan’da ise mezarlarda yumurta yeme adeti de var.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kırmızı yumurtalar