/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Tanrı’nın sevgisinin azameti

Tanrı’nın sevgisinin azameti

 

Tanrı’nın sevgisinin azameti

Bugün Pazar, Kutsal Havari ve İncil Yazarı Matta’nın aziz İncili’nden alıntılar okunan Pazarların dokuzuncusu ve aynı zamanda da, pek Kutsal Allahdoğuran Meryem Ana’ya mahsus büyük yortulardan, tamamen Kutsal Meryem Ana’nın Uyuması Yortusunun (Kimisis) arifesi. İnsana yapılan her iyiliğin sağlayıcısı olan Tanrı’nın azametli amelleri, gözlerimizin önünde. Yine Tanrı’nın olayların doğal akışına müdahale ettiğini ve O’na inanan insanı faydalı amelleriyle şaşırttığına şahit oluyoruz. Tanrı’nın, doğanın düzenini nerede ve ne zaman isterse mağlup edebileceğini, son derece öğretici bir şekilde kanıtladığını görüyoruz. Bugün, burada, ayetlerin izhar ettiği işaretleri izleyenlerin gözleri önünde gerçekleşen hayır çok büyüktür. Bu hayır, bizim de aralarında olduğumuz Rab’bin sonraki nesillerdeki tüm öğrencileri için katbekat büyüktür çünkü biz, Yeni Ahit’in kutsal metinlerinden O’nun lütfunu almayı diliyor bir yandan da Tanrı’nın hayatımıza müdahalesinin gücüne sarsılmaz bir şekilde inanmak istiyoruz. O Tanrı ki, pederane sevgisiyle, hayatına paydaş olmamızı ve bu bağışın lütfunu gani gani yaşamamızı arzuluyor.

Gel ve içimize yerleş”

Peki iyilikseverliği herkesçe bilinen Tanrı’yı müdahale etmeye sevk eden nedir? Şüphesiz ki, kalbimize yerleşmesi için O’na hür irademizle yaptığımız davet. Bizim “Gel ve içimize yerleş” deme şeklimiz. Ama büyük misafirin teşrif etmesi ve bizimle birlikte yaşaması için bu sözlere bizim şahsi kararımızın da eşlik etmesi gerekir. Başka bir deyişle, Tanrı’nın hayatımıza müdahalesini, hiç şüphesiz ki, O’nun bize vermiş olduğu dua olanaklı kılar.

Duanın gani iyilikleri

Ben olmadan, hiçbir şeyi başaramazsınız” demişti. Biz tabii, sıklıkla O’nun söylediklerine kulak asmayarak, görünürde başarması çok basit olandan çok zor olana, her şeyi başaracağımıza inanarak debelenir dururuz. Bugün, İncil alıntısı çok uzun olmamasına rağmen, aziz yazarın günlük gerçekliğimize seyahat etmemize olanak sağlayan teşbihleri sayesinde, çok güzel tasvirler görüyoruz. Bu tasvirler vasıtasıyla, içimize korku salmak ve bizi savaşmak için elimizde silah olmadığına ikna etmek isteyen şeytani girişimlerin pek çok farklı şekilde karşımıza çıkan teşebbüslerini kavrayabiliyoruz. Diğer yandan Rab’bimiz İsa Mesih’in gücü, her şeyi Kendi azizleştirici ve kurtarıcı varlığıyla tamamlamak için, her dönemin karanlığındaki tatlı bir gün doğuşu gibi, doğru zamanda ve doğru noktada karşımıza çıkıyor.

Bizim seçimimiz

Kutsal Üçleme bize dünyaya gelmeyi nasip etti ve bizi Kendi suretinde yarattı; ki O’na benzemeye çalışarak lütuf yoluyla Tanrı olalım ve Krallığın sevincini yaşayalım. Bu hayatın faniliğinden geçerken, O bizi tesellisiz ve yardıma muhtaç bırakmadı. Biz de çoğu zaman kendi hayatımızın gemisinin rüzgardan sallandığını, farklı isimlerle karşımıza çıkan zorluklardan, başarısızlıklarımızdan, zayıflıklarımızdan hatalarımızdan ve sorunlarımızdan dolayı batma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını hissediyoruz. Rüzgar çoğunlukla ters yönden eser ancak bu dünyanın kriterlerine göre cılız olarak görünse de, Kutsal Ruhun ince esintisi daha güçlü eser. Teselliciyi hayatlarımıza ne kadar davet edersek, “fani, aceleci ve deneyimsiz varlıklar” (Konstantinos Kavafis Durdurma şiirinden) olan bizler günlük programlarımızı ve yargılarımızı ne kadar bir kenara bırakırsak, hayatlarımızı yönetmesi ve her boşluğu doldurması için Tanrı’ya o kadar alan bırakmış oluruz.

Tanrı, insanın öngörüsünün ve müdahalesinin bittiği noktada, çoğu kez köpürmüş dalgaların üzerinde yürüyerek eyleme geçmeye başlar. Hiçbir zaman unutmayalım ki, tek başına yürümek Tanrı’ya huzur vermez, ama O, dün de bugün de ebetler ebedince olduğu için, ellerimizi tamamen lekesiz avuçlarında tutmak ve pederane ihtimamına ne kadar iyilik sığıyorsa hepsini bizimle paylaşmak için ellerimize uzanır.

Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 33 numaralı broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 14.8.2022

 

 

Tanrı’nın sevgisinin azameti