/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Tanrı’nın iradesi

Tanrı’nın iradesi

Tanrı’nın iradesi

Bugünkü İncil Pasajının küçük bir alıntısı olan Dağdaki Vaaz ile Rab, öğrencilerine ve İncil aracılığıyla bizlere, Göksel Baba’nın iradesini gözler önüne serer. Acaba Tanrı’nın iradesi, insanlarımız ve uzantılı olarak O’nunla ilişkilerimizi düzenleyen basit bir yasa veya bir etik kanunu mu? Kesinlikle öyle değil. Tanrı’nın iradesi, insanı mükemmelleştiren ve onu tanrılaştıran, yaşam ve kurtuluş veren, insan algısının çok daha ötesinde bir şey.

İndirgeyici bir yönteme başvurulan Rab’bin Dağdaki Vaazında, insanı alçaktan zirveye, insani olandan Tanrısal olana yükselten bir derecelendirme vardır. Rab, “İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın” (Luka 6:31) sözleriyle, sevginin en yüksek erdemine yükselebilmemiz için anlaşılması zor olan “düşmanlarınızı sevin” (Luka 6:27) sözlerindeki anlamsal derinliği kavramamızı sağlıyor. Bizlere Baba’nın iradesini gösterir ve bize Tanrı’nın insanın nasıl yaşaması istediğini öğretir. O’na olan imanımızın ve O’nun ilahi isteğine olan itaatimizin sınanacağı mihenk taşı diyebiliriz.

Sevginin Gücü

Sevgi, Tanrı iradesinin çekirdeğidir. Sevgiye sahip olan Tanrı’ya benzer, çünkü, sevgi habercisi Teolog Aziz Yuhanna’nın da vurguladığı gibi “Tanrı sevgidir” (1. Yuhanna 4:16). Seven insan, başkasının yüzünde veya kendi benliğinde sadece kardeşinin yüzünü görmez, ama onu kalbine, yaşamına “sığdırmak” için şans veren affetme gücüne sahiptir. Nissalı Aziz Gregorios’a göre, işte o zaman onun sevgisi basit bir his veya Hristiyan erdemi değil, sevgisi tanrısal bir sevgi haline gelir. Bu tanrısal sevgiyi “giyinmiş” olan insan, Büyük Bağışçı Tanrı’yla insani sınırların ötesine geçen bir buluşma gerçekleştirir. Bu buluşma sonrası tamamen iyilikle dolduğundan Tek İyilik Olan ile diyalog kurabilir ve insan sever doğasının gereği, sadece insanların iyiliğini düşünerek ve O’nun mutlak sevgisinin bilincinde dua eder. 

Öyleyse kardeşimizi affetmek, bizi “düşmanlarınızı sevin” ilkesi doğrultusunda attığımız ilk adım olacaktır. Çoğu kez gerçekten de zor ve hatta zahmetli, acı verici gözükebilir, ama Tanrı ile gizemli karşılaşmamızın, O’nunla paydaşlığımızın gerçekleşmesi için ruhumuzun mükemmelleşmesine, kalbimizin temizlenmesine bizleri götüren güvenli tek yoldur.  Düşmanlarımıza olan sevgimizin doruk noktası ve sonrası olarak, Rab’bin en karakteristik biçimde vurguladığı gibi Göksel Babamızdan bizlere evlat edinme gelir: “En Yüce Olan’ın oğulları olacaksınız” (Luka 6:35).

Kardeşin görüntüsü

Bizim Tanrı’dan basitçe bir mükafat beklentisi içerisinde olmamız söz konusu değildir – çünkü kazanç sağlamak vergi görevlilerinin, kölelerin karakteristiği – bizim Tanrı’dan alabileceğimiz en büyük hediye ise O’nun çocukları olmak ve O’na benzemektir. Kardeşimizi gerçekten de kayıtsız şartsız ve koşulsuz sevdiğimiz, komşumuza merhametli davrandığımız ve onu kendimizi sevdiğimiz gibi sevdiğimiz zaman insanlara yararı dokunan, hatta onların nankörlüğünü kabul eden, çarmıh üzerindeki kurbanı çarmıha gerenleri dahi affeden Tanrı gibi oluyoruz.

Rab, İncillerin birçok metninde Krallığının zenginliklerini vaat eder. Onun bizleri sevdiği gibi onu fedakârca sevenler, Tanrı’nın En Yüce evlatları olabilmemiz için ruhsal mücadelemizin hedef ve amacı olan ve Göksel Babadan alabileceği en yüksek hediyeyi, yani evlatlığı, Tanrı’ya benzerliği, buluşmayı ve O’nunla paydaşlığı almış olacak.

Arhimandritis A.A. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 40 numaralı broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 02 Ekim 2022

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tanrı’nın iradesi