/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Rabbimiz İsa Mesih’in Doğuş Bayramı

Rabbimiz İsa Mesih’in Doğuş Bayramı

Rabbimiz İsa Mesih’in Doğuş Bayramı

Rabbimiz İsa Mesih’in Doğuş Bayramı

Mesih’in Beşiği mi Yoksa Mezarı mı ?

(Matta 2:1-12)

Eski Ahitte Kutsal Kitap Tekvin bölümünde şu ibare ile başlar: “Başlangıçta Allah yarattı…..” ve bu bölümün hepsi bir olayın hikayesidir. Bu olay, Allah’ın yaşamında insanın yanında olma rağbeti ile insanın Allah’ın bu rağbetini ret etmesi arasında geçen mücadeledir. Kitabın tarihi , bu ilahi rağbet ile bunun kabulü hususundaki beşeri tereddüt arasında uzanır.
Ama eski ahitte peygamberler , yasalar ve elçiler vasıtasıyla tamamlanmış olan bu ilahi tasarım gizeminin büyüklüğü yaratıcı Allah’ın insandan özgürlüğünü asla gasp etmemesinde saklıdır . Ama Allah sabrı , sevgisi ve sürekli özverisiyle kendi deyimiyle ıslah ve terbiye edişiyle insanın mutlak bir özgürlük ile İncil yazarı Yuhanna’nın dilinden son zafer sözlerini haykırmasına yardımcı olabildi , bu sözler kutsal kitabın bitişteki son sözleridir “Gel Ey Rab İsa Gel” (Vahiy22:20) .
Kutsal Kitabın ilk başlangıç ibaresi ile son bitiş ibaresi arasında , bütün beşeriyet yaşamı içindeki en büyük ve ayırıcı olay olan İsa Mesih’in beden alması olayı geçer. Ve bütün bu tarih uzantısı içinde İlahi Doğuş , son ve en kutsal olayı teşkil eder. Bu olay ile beşeriyet , Allah’ın kendi hayatına girip bizim bedenimiz gibi olan bedeniyle yaşamımıza ortak olmasını kabul etmiştir. Ve vakti gelince tanrı oğlunu bedende kul suretini almış olarak bedende olanları özgür kılmak için gönderdi. Bu olay , ilahi rağbet ile beşeri özgürlüğün buluştuğu ve anlaştığı en zirvede ki olaydır.
Ama Mesih’in doğuş olayı tarihin o anında , tarihin sonu değil tarihin zirvesi olmuştur. Bu noktadan itibaren Allah-İsa Mesih- insanların yaşamına hızlı bir şekilde girmeye başlar. Ve birçoğu onu kabul eden ve yaşamına eşlik eden insanlar haline gelmiştir. Ama Allah’ı karşılamak ve kovmak arasındaki çekişme , doğuş olayından sonra daha kolay olsa da halen devam etmektedir.
“Allah hayatımızın dışındadır ve Allah hayatımızın doluluğundadır” her birimiz için günlük çekişme budur. İlk atalarımız Adem ile Havva’nın günahı yalnızca belirli bir olay olmayıp , davranış ve tutumda bir hataydı. Ve günah , insanın arzu ettiğinin ilahi arzunun tersi olmasıydı. Beşeri özgürlük Allah’tan hayat alacağı yerde onu hayatından çıkarmayı seçti. Günah sadece o bilinen eylem değildir, günah Allah’a yakınlaşacağımıza ondan uzak kalmak şeklindeki hatalı seçimdir.
Kutsal Kitapta günah Allah’ı üzmek veya onun yasalarını çiğnemek anlamına gelmez. Kelimenin tam anlamıyla günah insanın yanlış istikametidir. Günah , Allah’ın hayatından içme yerine Allah’ın yokolduğu bir yaşam susuzluğuna doğru atılan yanlış adımlardır. Hayatın cenneti ağaçlarla dolu herhangi bir yer değildir, Aden de herhangi bir yeryüzü parçası değildir. Cennet ve Aden , kutsal kitapta anlatıldığı gibi ortasına Allah’ın gezindiği ve ortasında Allah’ın bulunduğu yerdir. Cennet , nerde ve ne zaman olursa olsun Allah’ın ortasında bulunduğu her şeydir. Bu nedenle kutsal kitap günah ile ölüm arasında bağlantı kurar çünkü günah herhangi bir zaman veya mekanda Allah’tan uzaklaşmadır ve bunun daha sonrası da ölümdür. Faziletler de , Allah’ın ortasında bulunmasını arzuladığımız çaba ve gayretlerdir ki bu da hayattır.
İncil yazarı Yuhanna , hayat bizim için daha iyi olsun diye Rab İsa’nın tarihimize geldiğini söyler. Evet Mesih’in doğuşu tamamen bir yaşam veya ölüm sorunu anlamına gelir. İsa’nın doğuşu iki bin yıllık tarihin o anındaki bir olay değil , yaşam tarihimizin her anında ki bir olaydır. İşte bu doğuş bizim hayatımızdır , bunu yokluğu ise ölümümüzdür.

 

Rabbimiz İsa Mesih’in Doğuş Bayramı

Kaybolan evlat hikayesinde , kaybolan evladın günahı babasının evini terk edip babasının olmadığı bir yerde yaşamayı seçmiş olması değilmiydi? Ve onun hayatı,bekleyişten sonra onu karşılayıp kabul eden babasının ocağında değilmiydi? Allah’tan ayrı olmak ölümdür , onunla yakınlaşmak ise hayattır. Bu nedenle İsa ilk Adem ile kıyaslanır ve ikinci Adem olarak adlandırılır. Çünkü ilk Adem insanın hayatından Allah’ı uzaklaştırmaya eğildi ama ikinci Adem –Mesih- bedende bile Allah’ı insanın hayatına geçirdi.
Mesih tarihin içinde doğdu ama her an herhangi bir insanda doğabilir veya ölebilir. Bayramlar , Onun doğum anısını kutlamak için değil ama onun doğuşunu her insanda yenilemek için gelir. Bu yılın Doğuş Bayramı , hayatımızda İsa Mesih’in mezarı değil beşiği olmalıdır. “Mesih göklerden geldi onu karşılayınız, Mesih yeryüzünde siz de yükseliniz”. Azizlerden biri şaşkınlıkla şöyle haykırdı: Allah’ı yeryüzünde görüyorum , insanı da gökyüzünde görüyorum.
Mesih içinde olduğu zaman hayatımız onun beşiğidir. Ve ayrılırsa hayatımız onun mezarı olur. Hazırlan Ey Beytlehem Mesih’in doğuşuyla Aden (Cennet) herkese açıldı çünkü hayat fidanı mağarada bakireden çiçek açtı. O , karnı gerçek cennet olarak ortaya çıkan bakiredir , çünkü içinde ilahi filiz olan Rab vardır ve biz ondan yersek hayat buluruz. Adem gibi ölmeyiz. Mesih , her zaman düşen insanı kaldırmak için daima doğar.
Amin.

 

Rabbimiz İsa Mesih’in Doğuş Bayramı