/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Önlerinden milletleri de kovdu. Onların çadırlarında İsrail sıptlarını oturttu

Önlerinden milletleri de kovdu. Onların çadırlarında İsrail sıptlarını oturttu

Önlerinden milletleri de kovdu. Onların çadırlarında İsrail sıptlarını oturttu

Önlerinden milletleri de kovdu. Onların çadırlarında İsrail sıptlarını oturttu

Aziz Griogios’un vaazlarından

Varlığının, soluk almanın, zekanın, bilgeliğin ve en önemlisi olan Tanrı’yı bilmenin, Göklerin Krallığı umudunun, meleklerle paylaştığın şerefin, artık bir aynada yansır gibi bulanık, oysa zamanında daha doyurucu ve arı şanı görebilmenin kökenlerini tanı. Bundan başka, Tanrının oğlu, Mesih’in ortak varisi ve cüretkar bir imge kullanarak, Tanrı’nın kendisi olduğunu kabul et.

Bu tür ve bu denli ayrıcalıklar sana nereden ve kimden geliyor? Daha basit ve gösterişsiz armağanlardan söz etmek istiyorsak da gökyüzünün güzelliğini, güneşin seyrini, ışığın devrelerini, sayısız yıldızlan ve evrende harika bir şekilde yenilenen, yaratılan dünyaları bir sitar’ın sesi kadar hoş kılan ahenk ve düzeni görmeye sana kim izin vermiştir?

Yağmuru, tarlaların verimliliğini, gıdayı, sanatın mutluluğunu, konutunun yerini, yasaları, devleti, günlük yaşamı, dostluğu ve ailenden aldığın zevki sana kim veriyor?

Nasıl oluyor da bazı hayvanlar ehli olup sana boyun eğmekte, bazıları ise sana gıda olarak verilmektedir?

Dünyada olan her şeyin efendisi ve kralı olarak seni kim atadı?

Ve salt en önemli konular üzerinde durmak için yine soruyorum: Tümden sana ait olan ve her yaşayan yaratık üzerinde sana tam bir hakimiyet veren özellikleri kim armağan etti? Tanrı Pekiyi, bunların karşılığında senden neler istedi? Sevgi. Senden sürekli olarak, her şeyden önce ve her şeyden üstün, O’na ve başkalarına karşı sevgi istiyor.

Başkalarına karşı sevgiyi öncelikle istiyor. O’ndan aldığımız sözünü verdiği sayısız iyiliklerden sonra Tanrı’ya bu armağanı sunmaktan çekinecek miyiz? Bu denli yüzsüz olmak cesaretini mi göstereceğiz? Tanrı ve Rab olan O, Pederimiz diye çağrılmak istiyor ve bizler yoksa kardeşlerimizi inkar mı edeceğiz?

Dostlarım, bize armağan olarak verilenleri kötü şekilde yönetmemeye dikkat edelim. O zaman Petrus’un ihtarına layık olacağız:

Başkasına ait olanlara el koyan sizler utanın, tanrısal iyiliği örnek alın ki, böylece hiç kimse fukara olmasın.

Başkaları açlık çekmekte iken servetler edinmek ve onları korumak için gayret sarf etmeyelim ki, Peygamber Amos’un sert ve kıyıcı suçlamalarına, eskiden olduğu gibi hedef olmayalım: “Ve diyorsunuz: Ne vakit aybaşı geçecek ki zahire satalım ve Sebt geçtiğinde satılığa buğday çıkartalım? (bk. Amos 8.5).

Yağmuru dürüst olanlarla günahkar olanların üzerine yağdıran, güneşi herkes için yükselten, dünyanın tüm hayvanlarına açık tarlaları, çeşmeleri, nehirleri, ormanları sunan; kuşlara havayı, suda yaşayan hayvanlara suyu veren; herkese, sınırlama, koşul ve her tür yasak koymadan beslenme olanaklarını bolca temin eden ve hareket etme özgürlüğünü tanıyan Tanrı’nın ilk ve en büyük yasasına göre davranalım. O ayırt edici olmadı; kimseye karşı cimrilik etmedi. Armağanım, bilgili şekilde, her yaratığın gereksinimine göre orantıladı ve sevgisini herkese gösterdi.

Kaynak:www.meryemana.net

Önlerinden milletleri de kovdu. Onların çadırlarında İsrail sıptlarını oturttu