/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Ne mutlu o insana ki, hiç ayırt etmeksizin, herhangi başka bir insanı sevebilir

Ne mutlu o insana ki, hiç ayırt etmeksizin, herhangi başka bir insanı sevebilir

Ne mutlu o insana ki, hiç ayırt etmeksizin, herhangi başka bir insanı sevebilir

Ne mutlu o insana ki, hiç ayırt etmeksizin, herhangi başka bir insanı sevebilir

Aziz Maksumus’un vaazlarından

Sevgi, Tanrı bilgisinden başka tercihi olmayan, ruhun en iyi eğilimidir. Ruhu yalnızca dünyasal değerlere bağlı olan hiç kimse, yine de bu eğilime erişemez.

Tanrı’yı seven onun bilgisini ve bilimini yaratılan her şeyden önce koyar. Arzu ile, ruh sevgisi ile sürekli olarak ona başvurur.

Varolan tüm şeylerin yaratıcısı ve son amacı Tanrı’ dır. Tanrı, yaratıcı olarak kendi yaptığı tüm şeylerden, kat kat daha soyludur. Bunun içindir ki Tanrı’yı, en yüce olanı terk edip, yaratılan gerçeklere kapılan kişi, her şeyin yaratıcısını onun yarattığı şeylerden çok daha az saydığını gösterir.

Beni seven, der Rab, emirlerimi uygulayacaktır (Bk.Yuh. 14,15). Ve şunu da ekler: “Size şu buyruğu veriyorum: birbirinizi sevin!” (Yuh. 15, 17). Bunun içindir ki, karşısındakini sevmeyen Tanrı’nın buyruklarını uygulamaz ve buyrukları uygulamayan, Rabbi sevdiğini söyleyemez.

Ne mutlu o insana ki, hiç ayırt etmeksizin, herhangi başka bir insanı sevebilir. Tanrı’yı seven karşısındakini de tümden sever ve böyle bir eğilimde olan salt kendi için para istif etmeye zahmet etmez; fakat gereksinim duyanları da düşünür.

Tanrı’nın izinden giderek iyiye ve kötüye, adil olana ve olmayana sadaka verir. Başkalarının gereksinimleri karşısında ayırt etmez; fakat herkese gereksinimlerine göre dağıtır. Şayet erdem ve çalışkanlıkla dikkati çekene, ödüllendirmekte kötüyü tercih ediyorsa, haksızlık yaptığı söylenilemez.

Yardımsever sevgi, salt para bağışlarında belli olmaz; fakat fazlasıyla, tanrısal öğretinin öğretiminde ve bedensel merhamet uğraş­larının gerçekleşmesinde belirir.

Kendini beğenmişliğin çağrılarına kulak asmadan, arı bir niyetle, başkalarının hizmetine bağlanan kişi her tutkudan ve her günahtan kurtulur, tanrısal sevgi ve bilimin bir parçası olur.

İçinde tanrısal sevgiyi taşıyan, Rabbi izlemekten yorulmaz ve vazgeçmez. Aksine güçlü bir ruhla her fedakarlığı, sövme ve hakareti sineye çeker, hiç kimseye karşı kötülük beslemez. Tanrı’nın tapınağıyız demeyin, diye haykırır Peygamber Yeremya (bk. Yer.7, 4).

Ve: Rabbimiz İsa Mesih’e basit şekilde inanmam bana kurtuluşu temin edebilir, demeyin. Uğraşıların aracılığı ile ona karşı sevgiyi de temin etmediyse bu olamaz. Çünkü salt inançla ilgili olarak: “Şeytanlar da inanırlar ve titrerler” (Yak. 2,19).

Sevgi uğraşısı sevecenlikle bir ricayı yerine getirmektir, bir başkasına karşı anlayışlı ve sabırlı olmaktır; ve de yaratılan şeyleri doğrulukla ve düzen içinde kullanmaktır. 

 Kaynak : Meryemana.net

Ne mutlu o insana ki, hiç ayırt etmeksizin, herhangi başka bir insanı sevebilir