/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Luka’nın 7. Pazarı Incil açıklaması

Luka’nın 7. Pazarı Incil açıklaması

Luka’nın 7. Pazarı.Incil açıklaması

(Luka 8 : 41 – 56)

İmanın Korkusuzluğu Ve Nimetin Cevabı “Korkma , yalnızca iman et….”

Bu İncil bölümünde Yayros İsa’ya gelerek önünde diz çöküp çabuk evine gelmesini ister çünkü kızı ölmek üzeredir. Ama İsa, kanamalı bir kadın yüzünden gecikir ve eve varınca kız ölmüş ve artık muallimi bu konuda yormaya gerek kalmamıştır. Genç kızın babasının imanının etkisi ve İsa’nın ölen genç kızın durumuna çare bulma konusundaki davranışları herkesi güldürdü. Yayros’un buradaki tutumunda farzedileni kabul etmeyen ve gerçeğe meydan okuyan bir cesaret vardı. Bu cesaret sonuna kadar ve hatta sonuçtan sonrası için bile ümitliydi. Bu derin iman ve ilginç umut İsa’nın Yayros’a söylediği sözlere dayanıyordu : “Korkma, yalnız iman et” Kanamalı kadının imanı da az değildi. Bu kadında gerçekleşen duruma teslim olmadı. Oniki yıl boyunca bütün nafakasını tabiplere harcamasına ve şifa bulmamasına rağmen, İsa’nın onun yüreğinde ateşlediği umudu içinde korudu. İsa var olunca, her birimizin başına geleni veya mantığı kabul etmemesi mümkündür. İsa’nın varlığı, arzu etmediğimiz bir gerçeğimize meydan okuma gücünü bize verir. İsterse bu meydan okuma tabiatın ve mantığın bilgisini aşsa da bu böyledir. Başına gelenleri şartların şekillendirdiği bir “Kader” olarak kabullenen kişi, bütün bunlar karşısında korkusuzca maceraya atılan azizlerin yoluna artık giremez.
Kanamalı kadının durumu sosyal açıdan kötü bir durumdu. Dinsel açıdan da makbul bir şey değildi. Bütün bunlar kadının, sessizce bu durumu kabullenmesini ve herhangi bir umut ve istekten vazgeçmesini gerektirirdi. Ama İsa’nın imanıyla meydan okuma, bu tür şartlara itibar etmez ve böyle durumlar karşısında kırılmaz. İşte bu Yayros’a kızın öldü dediler ama İsa’nın cevabı şuydu: Korkma. İlahi inayet ne zaman girişir? Ne zamanki iman korkusuzluğunu ve sağlam duruşunu ortaya koyar, ilahi inayet o zaman girişir. Akılsal mantık ile imanın mantığı arasındaki fark nedir? Akılsal mantık, insanın yalnız olduğu düşüncesiyle hareket eder, ama imanın mantığı insanın yalnız olmadığı Rab onun yanındadır gerçeğiyle hareket eder. Tabi ki imanın mantığı akılsızlık değildir, ama yalnızca aklımızın bildiğini değil İsa’nın isteyebileceği şeyleri de sahiplenir. Bizler aklın sınırlarının ne olduğunu biliriz ve bunu kabul ederiz. Ama Rab İsa’nın da bazı yolları olduğunu biliriz ve bunu ümit ederiz.
Akılsal olanla iman mantığını nasıl ayırt ederiz? Buradaki ayırıcı derece “Korkusuzca atılmaktır” ve İsa’nın sözüne iman etmektir “Korkma”. Aklın sonucu olan “Öldü” sözüne iman etmek değildir. İman akılla çelişmez, ama aklın sınırında durmaz ve salt dinsel ve toplumsal varsayımları kabul etmez. İsa’nın aramızda hazır oluşu,  içimizde mümkün olandan daha fazla ümit doğurur. İsa bizi, beşeri olarak mümkün olanı değil, imandan olan ümidimizi düşünmeye sevk eder. İsa’nın beşeri korkusuzluğa olan cevabı boşuna olmayacaktır. İmandan gelen bu cesarete ilahi cevap ne olur? Cevap bellidir. Allah günahkârın ölmesini istemez, ona dönüp yaşamasını ister. Ve her doğruluk ve iyilik onun yüceliğinden gelir. İnayetin cevabı, sevginin halis ve katışıksız olan cevabıdır. Bunun için İsa Yayros’a “Korkma yalnızca iman et” dedi. Zira, bizi güçlendiren İsa ile her şey bize mümkündür. İmanla bütün varsayımları ve sınırlı olan her şeyi aşarız ve her şeyi Allahın bilgi ve sevgisine sunarız. İma, gerçeklere ve görülen şeylere meydan okuma değildir, görülmeyen şeyleri Mesih ile ümit etmektir.
Hıristiyan kişi yalnızca mümkün olanları istemez, doğru olan ve mantık açısından bazen mümkün olmasa da Allah’ın istedikleri için dua eder. Ve ilahi irade beşeri cesaret ve imanda faal halde olur. “Korkma, yalnızca iman et” Amin.

 

Metropolit Pavlus Yazıcı