/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / “Bu cins yalnız dua ve oruçla çıkar”

“Bu cins yalnız dua ve oruçla çıkar”

“Bu cins yalnız dua ve oruçla çıkar”

Metropolit Pavlus Yazıcı

Orucun dördüncü Pazarında kilise, Faziletler Merdiveni kitabının yazarı Aziz Yuhanna’yı anma günü olarak düzenlemiştir. Ve bu günde bizlere bu oruç ve rahiplik örneğini sergilemektedir. Bu yüzden imanlı bir Hıristiyan’ın yaşamında dua ve orucun önemini vurgulayan İncil bölümünü okuruz. Birinci ve ikinci haftada akidesel bazı anma olaylarının kutlanmasından sonra üçüncü haftada kilise Haç’ı, düşünce ve görüşü eylem alanına indiren bir vasıta olarak koymuştur. Ve ondan sonra bu hafta da ve sonrakinde oruç ve dua da eylemselliğe iki örnekle devam ederiz: Merdivenli Aziz Yuhanna ve Mısırlı Meryem.

Başlangıçta oruç ve dua herkes için değil, rahiplere mahsus bir teknik olarak görünebilir. Kilisenin, bu iki tekniğin bütün Hıristiyanlar için olduğunu teyit etmesine rağmen rahipler bu iki fazileti belirli üslubuyla yerine getirmektilerse de, Hıristiyan kişi nerede olursa olsun bu iki silahı elinden düşürmemeli ve onların nimetlerinden vazgeçmemelidir. Çünkü İncil’in bu bölümü çok açıktır. Havadaki kötülük ruhlarıyla olan savaşımız, Aziz Pavlus’un dediği gibi ancak dua ve oruçla zafer sonucuna ulaşabilir. Bunun için herhangi bir manastırda veya rahiplik ortamında yaşamadığı için eğer bir Hıristiyan için bunlar zor olursa, o zaman derhal kendisi için münasip bir yöntem bulup bu iki fazileti yerine getirmelidir ki bu ruhsal mücadele de geriye düşmesin. Bu nedenle dua ve oruçla ilgili derin bir anlayışa ihtiyaç duyar ki bu iki tekniği değişik yöntemlerle de olsa profesyonelce kendine edinebilsin. 

İncil’in üzerinde durduğu ve aralarında izdivaç ilişkisi kurduğu dua ve oruç insanda nefsin ve bedenin bünyesiyle ayakta kalır. İnsan bütün varlığıyla ibadet eder. Bunun için ruhsal hayatın iki dayanağı oruç ve duadır. Dua insan zihninin ibadetidir, oruç ta bedenin duasıdır. Dua, Aziz Merdivenli Yuhanna’nın belirttiği gibi Allah ile birlikte olmaktır. Yani Allah düşüncesiyle zihnin güçlenmesi ve ilahi söz ile titreyiştir. Bunun için duanın düşmanı, onun devamlılığını ve saflığını çalan düşüncelerdir. Çeşitli fikirler ve hayaller lezzetli yiyeceklerdir, beşeri zihin için aldatıcı da olsalar bu böyledir. Bunun için gerçekten dua eden bir iç ızdırap çeker ve duada güçlü olmak için düşünceleri kovmak üzere savaşır. Düşünceleri kesmek organları kesmekten daha zordur. Ve burada, yalnızca ilahi düşünceler vasıtasıyla yaşamanın mümkün olabileceğini bilen mümin insan bir fikir savaşı yaşar. Bütün yersel düşünceleri bir kenara bırakır ve zihni için doğru ve yararlı olan oruç fikirlerini seçer ve onlarla yaşar. Bu nedenle dua sporu bizi bedensel düşüncelerin zayıflamasına ve duamızın onlardan kurtulmasına götürür. 

Aynı şekilde oruç bedenin duasıdır. Aziz Gregoryos Balamas’ın dediği gibi: Kitap, katledilen Habil’in kanının Allah’a olan haykırışını anlatır. Aynı şekilde oruçlu olan ve yorulan organlar da ruh ile beraber rabbe haykırırlar. Böylece insan, bedeninin organlarıyla Rabbe dua edebilir. Öyleyse oruçta insan, bedenini ve organlarını sürekli bir duaya yöneltir. Oruçta insan kendine münasip olan yiyecekleri seçer. Bu yemekler bedensel bir düşünceye dayanmayan ama Allah’ın ağzından çıkan her kelime ile yaşayabileceğine dayanır. Oruçta insan bedeninden kendisi için değil Allah için yaşadığını belirtir. Yani kendi nefsine oruçla, zenginliğini arzularını ve gayesini öğretir. Beden yolu ile ruhta fakir oluruz. Gerçek gıda ve yaşam içeceği olan İsa Mesih’e ihtiyaç duyarız. 

Aç olan insan için bedeni ona refakat eden bir uyarıcı olur. Ve ona yaşamının gayesini hatırlatır. Böylece açlık bedenin sessiz bir ibadetidir. Zihnin sözlerle dua etmesi gibi beden de Allah için gönüllü oruçla ibadet eder. Açlık bedenin duasıdır. Aynı şekilde dua ile düşüncelerle ilgili oruç tutarız. Ve zihnimiz ile ilahi sözlere ihtiyaç duyduğumuzu ifade ederiz Çünkü Allah gerçek diri gıdamızdır. Ve beşeri zihin için hakiki kudret helvasıdır. Zihnini ve bedenini dua ve oruçla güçlendiren bir insan, içinden şeytanların kovulduğu bir eve benzer ve paklanmış duruma gelir. Ve Allah’a yaraşır bir ev ve kutsal ruha uygun bir bedene dönüşür.

Bu nedenle Fısh’a erişmek, tanrıyı görmek ve içimizde yerleşmesini sağlamaya yönelik mücadele ancak bu iki faziletle mümkün olur. Zihnin orucu olarak dua ve bedenin duası olarak oruç.

Amin.

“Bu cins yalnız dua ve oruçla çıkar”