/ Kilise / “Uyumuşların Cumartesileri”

“Uyumuşların Cumartesileri”

“Uyumuşların Cumartesileri”

Hangileridir ve ne zaman icra edilir.

Aziz Ortodoks Kilisemiz, özel bir ihtimam gösterdiği “uyumuşlar” için haftanın ayrı bir gününü belirlemiştir. Yani her Cumartesi gününü.

Nasıl ki Pazar günü Rab’bin Diriliş günü ise, aynı şekilde Cumartesi de “uyumuşların” günüdür. Bu gün hem onları anmak için hem de onlarla “iletişime” geçmek için belirlenmiştir. Her duada ve özellikle Cumartesi dualarında mümin, yakınlarını, akrabalarını ve sevdiklerini yad eder, aynı zamanda onlar için Kilise’nin de dualarını diler.

Kutsal Litürji için getirdiğimiz sunu ekmeği ile birlikte, üzerinde yad edilecek (onlar için dua edilecek) yaşayanların ve uyumuşların isimleri yazılı olan kağıdı (diptiho) da getiririz. (Sunu ekmeği: ahşap mühürle üzerine hıristiyanlık sembolleri yapılmış ve Kutsal Litürjide sunulmak üzere yapılmış özel yuvarlak ekmek.)

Kilisemiz, “uyumuşlarına” adamış, senede iki Cumartesi gününü belirlemiştir. Bunlar uyumuşların Cumartesileridir: Birincisi et yememe Pazarından önceki Cumartesi, diğeri ise Pentekost Pazarından önceki Cumartesidir.

Et yememe Pazarından önceki Cumartesi şu anlamı taşır: Ertesi gün Rab’bin “ikinci gelişine” adanmıştır. Hepimizin büyük Yargıcın önünde duracağı o korkunç güne. Bu sebeple uyumuşları anma töreninde yaptığımız duayla, Rab’den bağışlayıcı olup şefkatini ve hoşgörüsünü bize ve intikal etmiş kardeşlerimize göstermesini, ve hepimizi Göklerinin Krallığına kabul etmesini dileriz.

İkinci “uyumuşlar” Cumartesisi ise, yeryüzündeki kuruluşunu ve doğum gününü Pentekost günü kutladığımız Kilisenin, evrenselliğine olan inancımızı ikrar ederiz. Tek Kilise kavramının içinde, yeryüzünde mânen ilerlemek için mücadele edenlerin cemaati, göklerde ise muzaffer olanların cemaati mevcuttur.

Her Cumartesi gününün “uyumuşlara” adanmış olmasına rağmen Kilisenin bu iki Cumartesiyi belirlemesinin sebebi şudur: Zaman içinde pek çok insan, genç yaşta ya da gurbette ya da denizde ya da dağlarda ve uçurumlarda öldüğü için, bazıları ise fakirlikten dolayı, bir anma ayinine nail olamadıklarından “Kutsal Pederler insanseverlikle hareket ederek, bu anma ayinin çağlardan beri var olan dindar tüm Hıristiyanların son bulan hayatları için tespit ettiler. Aynı zamanda biz de ölümü hatırlayarak “tövbeye yöneliriz”.

Bilgi mahiyetinde bilelim ki, eskiden sadece bir “uyumuşlar” Cumartesisi vardı, bu da Pentekost Pazarından önceki Cumartesiydi. Bu ikinci “uyumuşlar” Cumartesisi ise büyük ihtimalle Pentekost Cumartesisi örnek alınarak belirlenmiştir.

Uyumuşları” anma ayinlerinin faydası

Kilisemiz geleneğinin asırlar boyunca teyit edegeldiği ve üstünde herkesin hemfikir olduğu Aziz Pederlerin tanıklıklarına göre, “uyumuşlar” için yapılan dualar Aziz Elçilerimiz tarafından tespit edilmiştir. Bu kararın iki önemli temeli vardır: a) Sadece yaşayan değil aynı zamanda “uyumuş” hıristiyanlar tarafından oluşturulan Azizler toplumuna inanmak b) ölümden sonraki hayata, dirilişe ve yargı gününe inanmak.

Zaten Aziz Elçiler, en Eski Hristiyan İbadet Kılavuzunu oluşturan “Didake Kitabında”, uyumuşları anma ayinlerini, “üç”, “dokuz”, “kırk”, “senelik” olarak ayırmaktadırlar. (ölüm gününden ayinin yapıldığı güne kadar geçen zamana bağlı olarak).

Aziz Pederler, kişisel anma ayinindeki simgelerden bahseder. En önemli simgeler şu şekildedir: Üçü anma töreni: Rab’bin üç gün mezarda kaldıktan sonra Dirilişini simgeler, ölünün de semavi göklere doğru dirilmesi için dua edilir. Dokuzu anma töreni: bedensiz meleklerin dokuz taburu için yapılır, ölünün bedensiz ruhunun da onların yanlarında olması için dua edilir. Kırkı anma töreni: Rab’bin Dirlilişinden sonraki kırkıncı günde gerçekleşen Göğe Yükselmesi adına yapılır, ölünün de göklere yükselip İsa Mesih’le buluşması ve sonsuza kadar O’nunla yaşaması için dua edilir. Son olarak da ölüm yıldönümü anma töreni: ölümün yıl dönümünde, ölünün doğum gününü anmak için yapılır, çünkü imanlı hıristiyanlar için gerçek doğum günü, bedensel ölümden sonra ebedi hayata intikal edilen gündür. Yukarıda belirtilen “ölüleri anma törenlerinin” dışında, ölüm gününe göre, “üç ayı”, “altı ayı”, “dokuz ayı” anma törenleri de yapılır.

Ölülere en büyük faydayı, onların anısına yapılan Efkaristiya Ayini sağlar, çünkü kutsal tepside (Üstüne Litürjik Ayin esnasında Mesih’in Bedeni olacak ekmeğin yerleştirildiği küçük ayaklı tepsi) paylarına düşenle, gözle görülmeyen bir şekilde Tanrı ile birleşir, O’nunla irtibat kurar, teselli bulur, kurtulur ve içleri İsa Mesih’te sevinçle dolar (Selanikli Aziz Simeon).

Her “uyumuş” için özel yapılan ölüleri anma ayinlerinin yanı sıra, Kilisemizin günlük ayinleri ve uyumuşlar için yakarışları vardır; örnek olarak: Geceyarısı Duasının ölülerle ilgili olan kısmı, Akşam Duası, Seher Duası ve Kutsal Litürji’deki uzun gibi.

Anlaşılır olsa da, biz yine de Kilisenin sadece Ortodoks hıristiyan olarak yaşamış ve Ortodoks hıristiyan olarak uyumuşlar için anma töreni yaptığını belirtelim. Farklı dinlere mensup olup vaftiz olmadan Tanrı’nın yanına giden ölülerimizin ruhlarının huzur bulması için Zebur Kitabı’ndan Mezmurlar okuyabiliriz.

Yanlış yorumlananlar için açıklamalar

Son olarak da geçmişin cehaletinden pek çok yanlış, günümüze kadar ulaşmıştır ve bu yanlışların hemen düzeltilmeleri gerekir.

a) Ölüleri anma törenleri tam olarak gününde yapılmalıdır, daha erken ya da daha geç değil.

b) Cam nesnelerin ya da benzeri nesnelerin kırılması tamamen putperestlere özgü bir alışkanlıktır ve bunu yapanlar günah işlemiş olur.

c) Ölülerii anma töreninde Kiliseye sadece, Dirilişin göstergesi olarak iyice haşlanmış koliva (buğday) sunarız, kurabiye, ekmek, tatlı vs değil.

d) Büyük Oruç döneminin ilk Cumartesi günü “uyumuşları anma Cumartesisi” değildir, bu günde sadece Aziz Teodoros Tiron’un “koliva mucizesini” kutlarız.

e) Uyumuşları anma töreninde kolivayı (buğday), Cumartesi akşam duasında ya da Cumartesi günü yapılan Kutsal Litürjide sunabiliriz, ya da her ikisinde de. Hangisinde verirsek verelim ikisinin de değeri eşittir çünkü aynı dualar okunur.

f) Okunmuş kolivayı mezarın üstüne serpmeyiz, çöpe de atmayız. Her iki fiil de de kilise açısından kabul edilemezdir. Okunmuş koliva artarsa ya da bozulursa onu çöpe değil denize veya kuşların yiyebilmesi için basılmayan toprağa, evlerin damlarına vs atarız.

Kaynak: http://agstefanos.blogpsot.com

Not 1: Vefat etmiş olanlara mahsus duaları “Takdis Duaları” Kitabından okuyabilirsiniz:

https://www.ortodokslartoplulugu.com/e-kitap-okuyun/takdis-dualari-kitabi-2/

Not 2: Koliva tarifesi Ortodokslar Topluluğu sitesinde mevcut.

Uyumuşların Cumartesileri”