/ Pazar Vaazlarι / Ortodoksluk Pazarı Gününe Dair Vaaz

Ortodoksluk Pazarı Gününe Dair Vaaz

 

 

 

Bugün, Paskalya (Diriliş Bayramı) öncesi Büyük Oruç Dönemi’nin ilk Pazar günü, Kutsal Kilisemiz, Ortodoksluk zaferini kutluyor. Dine aykırı heretik öğretiler ve diğer tüm sapkın inanışlara karşı gerçek inancın zaferi anılmaktadır. Bu yüzden bugün “Ortodoksluk Pazarı” diye adlandırılıyor.

Yeni Ahit ve Kilise Tarihi’nden birçok gücün kiliseye saldırdığını biliyoruz. Birincisi Yahudiler; Mesih’in mahkum edilip çarmıha gerilmesi ve ölülerden dirilmesinden, Romalılar Kudüs’ü yerle bir etmelerinden ve Yahudi ulusunu Filistinden sürmelerine kadar, 40 yıl boyunca, O’nun öğrencilerini ve O’na inananları zulmetmeye devam ettiler.

Devamında putperest Roma imparatorları, Hıristiyanlara karşı 300 yıl boyunca zulüm uyguladılar. Buna paralel olarak, Elçiler zamanından beri, her dönemin heretikleri (=sapkınlar, kabul olunmuş dini doktrinlere karşı olanlar) Hıristiyan topluma yanlış öğretiler ve doktrinler getirerek asırlar boyunca inançlılar arasında bölünmeye neden oldular.

Bu zehir, imparatorluk tahtına bile ulaştı; sonuç olarak Ortodoks Episkoposları, rahipler, keşişler ve doğru kilise öğretilerine sadık kalanlar hapsedildiler, işkence gördüler ve sürgün edildiler.

Sapkınların Kilise’ye karşı uygulandıkları son zulüm ikonoklastlar tarafından yapıldı ve bu, bir asırdan fazla sürdü. M.S. 787’deki 7. Ekümenik Konsül’ün kararları bile onları durduramadı. İmparatoriçe Theodora, İstanbul Patriği Aziz Methodios’un liderliğinde, bir Konsül topladığında, ikonoklast döneminin sona erdiği M.S. 843’e kadar gelinmişti. Bu büyük Konsül ile 7. Ekümenik Konsül’ün kararları yeniden onaylandı, kutsal tasvirler (ikonalar) uygun yerlerine geri konuldu ve bu olayın (inancın genel zaferi) her yıl Büyük Oruç Dönemi’nin ilk Pazar gününde kutlanmasına karar verildi.

Kardeşlerim! Yüzyıllar boyunca, hatta bugüne kadar Ortodoks Kilisesi, ona  karşı açılan “savaşlar”la hiç kimsenin çatışmadığı kadar çatıştı ve hiç yenilmedi, yenilmeyecek de çünkü Kilise Mesih’in Kendisidir. Kilise Mesih’in Bedeni’dir (bkz. Koloseliler 1:24). “Mesih kilisenin başıdır” (Efesliler 5:23) ve onu yönetmektedir. Rab’bin vaat ettiği gibi, Kilise yenilmezdir: “Hades’in kapıları ona karşı hüküm sürmeyecektir” (Matta 16:18). En büyük silahımız doğru Ortodoks inancımızdır: “Bize dünyaya karşı zafer kazandıran imanımızdır.” (1.Yuhanna 5: 4).

 İnancımız, İncil’in tüm düşmanlar üzerindeki zaferidir.  Ìnancımız Mesih’in zaferidir, bu zaferle Allah’ın Kilisesi tüm yüzyılların heretiklerine – onlar ki vahşi kurtlar gibi Kilise’nin sürüsüne saldırıp onu kapmaya çalıştılar- ve  Kilisenin tüm iç ve dış düşmanlarına galip geldi.

 

Kilise tarafından değişmeksizin korunan Ortodoks inancı, en büyük ve en şanlı kazanandır. Kilise, Mesih’in öğretilerinin paklığını ve Kutsal Gelenekleri korumak için 2000 yıl boyunca savaştı ve tüm heretik (sapkın) öğretileri  bertaraf etti.

 Dolayısıyla biz Ortodokslar, Ortodoks Kilisesinin mensupları olmaktan gurur duyuyoruz. Bundan daha büyük bir onur yoktur ve bunu hissediyoruz.

Ortodoks Kilisesi’nin fertleri için çizdiği, sonsuz kurtuluşa ulaşma yolunun dışında, daha güvenilir bir yol yoktur.

Bu coşkulu ortam içinde, Ortodoks İnancı’nın değişmeksizin korunması için zorlu mücadelere girenleri unutmayız: hapis ya da sürgün cezası alanları, işkencelere maruz kalanları, hatta şehit edilenleri. Kutsal İkonlar Alayı sırasında, bu Ortodoksluk savunucularını minnetle anıyoruz; Bilge yazıları, duaları ve çektikleri cefalarla Mesih’in Bir, Kutsal Ortodoks Kilisesi’nin Doktrinlerini Kutsal Kitap’a göre onurlandırdılar. Aynı zamanda, bu direnişçi ve şehitlere bizim de onlar gibi Tanrı’ya yakışır şekilde yaşamamız için dua etmelerini yalvarıyoruz.

Bu din adamlarının ve ortodoks halkının mücadelelerini sürdürmek, Ortodoksluğun değişmeksizin korunmasına ve bize emanet edilmesine yol açan azim, çaba ve fedakarlık ruhunu edinmek bizim de sorumluluğumuz ve borcumuzdur.

Ne yazık ki, bugün bile Hıristiyan inancına karşı olanlar var. Dine aykırı fikirler yayılmaya devam ediyor. Kutsal Kilisesi ile Rabbimiz İsa Mesih’e saldırılarak karalama yapılıyor. Elçi Aziz Petrus bize şöyle sesleniyor: “… İnsanların “korktuğundan korkmayın, ürkmeyin.” Mesih’i Rab olarak yüreklerinizde kutsayın. İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun. Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın. Vicdanınızı temiz tutun…”(I.Petrus 3: 14-16).

Başelçinin bu ifadeleri çok önemlidir; Her şeyden önce “uygun bir yanıt ver” menin altını çiziyor. Bu yüzden Kutsal İncil’in gerçeklerini yorumlayan ilgili kitaplarla birlikte Mukaddes Kitap’ı sürekli inceleyelim, böylece hepimiz neye inandığımızı bilelim. İkincisi, Kutsal Elçi bize ” Vicdanınızı temiz tutun ” diyerek tavsiyede bulunur. Bu ne anlama geliyor? Günahın ağırlığından dolayı yükümlü olmamalıyız. Vicdanımız ne yapmamız gerektiğini görmemize yardım ediyor ve temiz olmalı. Bu şekilde hareket edersek, diğer insanlar söylediklerimizde ve yaptıklarımızda ciddi olduğumuzu göreceklerdir. Ancak insanlar, Hristiyanların öğrettikleri gibi yaşamadıklarını ve birbirlerini sevmediklerini gördüklerinde bu ikiyüzlülükle Kiliseden uzaklaşacaklar ve kötü niyetli olmak için mazeretleri olacaktır.

Kardeşlerim, Ortodoks İnancının bu aziz koruyucularının izinden giderek, biz de imanımızı ve hakiki hıristiyan yaşam tarzını koruyalım ve bizden sonra gelenlere değişmeksizin emanet etmeye layık olalım.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ortodoksluk Pazarı Gününe Dair Vaaz