/ Bayramlar - yortular - kutlamalar / Havari Pavlus Bayramı Vaazı

Havari Pavlus Bayramı Vaazı

29.06.2018 Antalya

 

“Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor” ( Gal. 2: 20)

 

Bugün bayramını kutladığımız Havari Pavlus ile birkikte Havari Petrus’u da anıyoruz. Birinciden sonra ilk diye çağrıldı, bu durumda birinci İsa Mesih’tir. Doğu ve batıdaki havarisel çalışmalarının eşi benzeri görülmemiştir. Kişiliği, ona yaklaşmaya çalışanları, derinlemesine incelemeye çağırır ve heyecanlandırır.

Ve şu soru doğuyor kafalarımızda, Havari Pavlus, Kilise’nin bilincinde nasıl o kadar yükseldi, hayattayken ve Cennet’in üçüncü katına götürülecek kadar kutsanmıştı, nasıl başka bir insanın geçmişte yaşamadığı tarif edilemez şeyleri görüp duyabiliyordu? Bu kesinlikle onun kişiliğinin gücüne bağlıydı ama her şeyden önce, ruhunun ve yüreğinin Mesih’e teslim olmasından kaynaklanıyordu. Ruhunu ve bedenini Mesih’in ellerine emanet etti: “Ben Mesih ile çarmıha gerildim; artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor” (Gal. 2: 19-20). Bu kendi iradesini özgürce İsa’nın iradesine bağladığı anlamına geliyordu. İsa’nın Baba’ya Getsemani’de tutuklanmadan hemen önce söylediği gibi: “Kendi isteğim

değil, senin istediğin olsun”. Havari Pavlus’un, hayatında, her planında ve eyleminde prensip olarak bu vardı. O, her zaman İsa’ya dua ederek O’nun iradesini uygulayacağını söyledi. Örneğin, ikinci elçisel yolculuğu sırasında, Aziz Pavlus Bithinia’da Müjde’yi duyurmak istediğinde, Rab bunu yapmasını engelledi ve Truva’ya gitmesini istedi. Truva’dan, Tanrı bir görümle kendisine olan iradesini açıklayarak, Makedonya’ya gitmesini ve böylece tamamen yeni bir

bölgeye adım atmasını söylemiştir (Elçilerin İşleri 16: 6-10). Her zaman dua aracılığıyla, Rab’bin iradesini görmeye çalıştı ve buna göre hareket etti. Büyük Havari, Mesih’in iradesiyle kendi isteğini birleştirdiğinden, Mesih gibi her şeyde ve her şeyden önce sevgi ile davranıyordu. “Tanrı sevgidir, Sevgi’de yaşayan Tanrı’da yaşar. Tanrı da onda yaşar” (1. Yuhanna 4:16) Tanrı’nın içinde yaşayan ve Tanrı’nın onun içinde yaşadığı süre boyunca Aziz Pavlus, Sevgi esinlemesi ile tüm eylemlerini gerçekleştirdi. Herhangi bir ayrımcılık olmadan sevmek; hem

arkadaşlara hem de düşmanlara sevgi; yabancılar gibi diğer vatandaşlara; Yahudilere, tüm zulümlere rağmen, taşlama, insanlık dışı işkenceler ve diğer tüm ıstıraplara rağmen sevmek. Aziz Pavlus, birinin hemşehri ya da yabancı olup olmadığına, sosyal statüsünün ne olduğuna bakmadı. Bunu, efendisi tarafından yakalanmaktan korktuğu için Roma’ya kaçan bir hırsız ve

bir köle olan Asyalı Onesimus örneğinde açıkça ortaya konmuştur. Havari Pavlus hapishanedeki hücresinee Onisimus’u kabul ediyor, onunla ilgileniyor, onu inandırıyor, günahlı geçmişinden tövbe etmesine yardımcı oluyor ve onu bir Hristiyan olarak vaftiz ediyor. Daha sonra, kendisini bir Küçük Asya kenti olan

Kolosse’deki  Philemon’a geri gönderiyor ve Philemon’dan onu affetmesini, onu artık bir erkek kardeş olarak kabul etmesini istiyor ve hizmetkarının ondan çaldığını geri ödeyeceğine dair söz veriyor. Tüm Kiliselerle ilgilenen, ‘uluslararası’ Havari, o zamanlar bir insan olarak değil, bir hayvandan daha kötü olarak kabul edilen bir kaçak köleye yardım etmek için o kadar çok şey yaptı ki..

Bugün Aziz Pavlus, kendi bayramında bizden önce davranıyor ve bizi davet ediyor; “Mesih’i örnek aldığım gibi siz de beni örnek alın” (1. Korintliler 11: 1)

 

Bu yüzden hepimiz Aziz Pavlus’u, İsa’nın Büyük Havarisin’i örnek alalım! Bu mümkün mü? Aziz Pavlus’un ihtişamından korkmamalıyız! Onun mertebesine ulaşmamız gerekmiyor! Onun tövbesine, alçakgönüllülüğüne, misyonerlik anlayışına, her insan için gerçek sevgisine ve her şeyden önce

Mesih’e olan bağlılığına benzemek için mücadele etmeye çağırılıyoruz. Bu son erdemi hakkında, Kilise, bize her İlahî Litürji’de şu cümleyi hatırlatır: En Kutsal Meryem Anamız’a, Mesih’e ve bütün Azizlerimiz’e olan bağlılığınızı hatırlayın, böylece biz de, “kendimizi ve birbirimizi ve tüm yaşamımızı Mesih Tanrımız’a emanet edelim” diyebiliriz. Amin!

 

Havari Pavlus Bayramı Vaazı