/ Bayramlar - yortular - kutlamalar / D o ğ u ş M ü j d e s i

D o ğ u ş M ü j d e s i

 

D o ğ u ş  M ü j d e s i

Metropolit Pavlus Yazıcı

D o ğ u ş M ü j d e s i

Matta 2: 1-12

“En yücelerde Rabbe izzet ve yeryüzünde razı olduğu insanlara esenlik”

Bu meleksel haykırış ve müjde ile Noel Bayramınızı kutluyor ve sizleri pedersel dualarımla selamlıyorum. Hepinize, çocuklarınıza, yakınlarınıza sizin ve bizim çevremizde bulunan herkese kutlu bir yıl ve esenlikler diliyorum. Sevinç, barış ve mutluluk herkesin olsun. Mağaranın zayıf beşeri suratlı çocuğu esenlik Tanrısı ve bizler de onun barış elçileriyiz. Onun yaptığı gibi biz de dünyayı özgürlüğe kavuşturalım. Bunu kendi benliğimizi inkâr edip kaybolanları aramakla yapabiliriz. Noel’de dualarımızı yalnız kendimiz ve dostlarımız ile çevremizdekiler için değil , “İnsanlar” ve “Yeryüzü” için yükseltelim. Meleklerin, İsa’nın doğuş olayında çobanları müjdeledikleri gibi. Bu dualarımız yalnız sözel değil her türlü fedakarlığı gerektiren bir sorumluluktur. Doğuşta “Allah”ın nasıl ve kim olduğu ortaya çıkıyor, Doğuşta aynı zamanda Allah’ın iradesi de ortaya çıkmaktadır. Bütün dinler Allah’tan söz eder ve onunla ilgili kimi zaman gerçek kimi zaman eksik resimler verir. Eski ahit Allah’ı görmedi ve iradesiyle ilgili olarak tam bilgiler sunmadı ve bununla insan Yeni Ahit dönemi ve doğuştan önce Allah hakkında işitir ve O’nun iradesini dile getirmek isteyen yasaları sadece teslim aldı. Din ve yasalar bu şekilde elimize geldi. Din imanın felsefesidir. Öyle bir felsefe ki kelimelere sığmayanı kelimelerle resimleyen bir felsefe. Ve elimizdeki yasalar tarih boyunca günlük hayatın en hassas dakikalarına müdahale etmek ve çoğu kez bu hayatı yasaların esiri haline getirmek için genişledi ta ki Aziz Pavlus gelip bunları ölü yasalar olarak adlandırıp şöyle dedi: “Harf öldürür ruh ise yaşatır”. İsa’nın doğduğu gün din ve yasalar değişti. Akide ve şeriat de değişti. Allah görünür oldu ve artık din felsefesine ihtiyacımız yoktur. Allah’ın iradesi zuhur etti ve artık biz yasaların esiri değiliz. Allah hakkında bilgi mi edinmeyi istiyorsun, hatta Allah’ı görmek mi istiyorsun? Eski Ahit’te onu gören insanın yaşamasının mümkün olmadığına inanılan Allah? “Gel ve gör” Doğuştan sonra Hıristiyan kişinin cevabı budur. Bugün Allah Musa’nın dileğini yerine getiriyor: “Ey efendi bize yüzünü göster” ve bugün Allah iradesini taştan levhalar ile değil, Oğlu olan beden almış Söz ile gönderiyor. Bu Allah’ın yaşayan iradesidir. Sözünü ettiğimiz Allah, sözlerle ifade edilebilen ve bu yolla anlaşılabilen Allah’tır. Ama beden almış olan Allah “Allah’ın “ kendisidir. Bu nedenle sözlerimizin ve çirkin kavramlarımızın üstündedir. Allah kimdir? İncil’i oku, İsa’yı sev Vahiy bölümünün seslendiği gibi seslen : “Gel Ey Rab İsa”. O halde doğuşla Allah, yazdığımız veya anladığımız gibi değil kendisi olduğu gibi zuhur etmiştir. “Allah olduğu gibi” ibaresi çok şey ifade eder. Ama özellikle bize öncelikli birçok durumu ifade eder: Allah’ın kendisi Üçlemedir. Gördük (Oğul’u) , Baba’nın varlığını ifade eder. Ve Oğul, peygamberler vasıtasıyla değil direkt olarak Allah’ın tek Tanrıda Üçlü olduğunu bildirmiştir. Allah “Sevendir” , ne güzel bir müjde! Eğer Allah adil olarak zuhur etseydi sevinci müjdeleyemezdik aksine yargılanmayı müjdelerdik ve Allah bir zalim olarak zuhur etseydi durum daha da zordu. Ve İncil (Sevindiren müjde) sevinç vermeyen bir haber olurdu. Ama müjdemize bakınız ki Allah beden alma ve daha da ötesinde, haç ve diriliş ve göğe yükseliş derecesine kadar sevendir. Allah bizim bedenimizi aldı, bu onun saygınlığını azaltmak için değil bizim saygınlığımızı yükseltmek içindir. Beden alma Allah için bir hakirlik değil bir izzettir. Çünkü beden alma bizim saygınlığımız içindir bu da bizi yücelten Allah’ın yüceliğidir. Felsefe bilimci Plüton’un fikri muhtelif dinlerin birçok kesimlerini etkilemiştir. Bu etki Hıristiyan kesimleri de bir miktar etkilemiştir. Bu fikir bedeni bir kötülük olarak görür ve ruh için bir hapishane olarak kabul eder. Ve kemale ermeyi bu bedenden kurtulmakta görür. Bunun için beden alma görüntüleri alçalmayı ifade eder. Aksine Hıristiyanlıkta günah bedenden değil ruhtan gelir, beden kötülük değildir. Bu nedenle Plüton felsefesinde beden alma Allah için bir kusur ise Hıristiyanlıkta Allah’ın sonsuz sevgisinin ve yücelik suretinin vakarıdır. Doğuşta Allah’ın iradesi de ortaya çıkmıştır ama beşeri yasaların yazdığı şekilde değil. Hatta buna, Rab İsa’nın İncil’de belirttiği ve gerçek yasayı iptal edip kendi yasalarını koymak isteyen Yahudi yasa yapımcılarını tenkit ettiği olayda ki merhameti öldürürken ekilen naneden bile ondalık vergisi alan bu ve benzeri insanların koyduğu yasalar da dahildir. Allah’ın iradesi olduğu gibi zuhur etmiştir. İsa kendisi Allah’ın sözüdür. Yani kendisi, Allah düşüncesini iradesini dile getirmiştir. Söz nasıl ki düşüncenin ifadesidir bu da öyledir. İşte size Allah iradesinin ne olduğu: Allah’ın iradesi bize olan sevgisini tamamlamak bize özgürlüğümüzü vermek bizi yüceltmek ve bizi yalnız bırakmamaktır. Beden Alma Allah’ın riyakâr bir şekilde değil sorumlu bir şekilde sevdiğinin kanıtıdır. Beden alma “Allah bizimledir” sözünün kanıtıdır. Allah, yazılar ve elçiler vasıtasıyla değil fiilen bizimledir. Beden alma, Allah’ın yükümüzü taşımak bize şifa vermek ve zayıflıklarımızı kaldırmak için gelmiştir anlamına gelir. Beden alma Allah’ın bizi yüceltmek için bizimle olduğunun kanıtıdır. Doğuş Bayramında ki müjdemiz budur. Büyük bir sevinç çünkü Allah sevendir ve bizim yaşamamızı istiyor. Bizimle olmak bizimle çalışmak ve onunla yücelmemiz için gelmiştir. Yüceliğimiz de bizimle ve onun yüceliğinde onunla olmamız için geldi. “En yücelerde Rabbe izzet ve yeryüzünde razı olduğu insanlara selamet” Amin.

 

D o ğ u ş M ü j d e s i