/ Pazar Vaazlarι / Pendikost’tan sonra 13. Hafta vaazı

Pendikost’tan sonra 13. Hafta vaazı

Pendikost’tan sonra 13. Hafta vaazı

 

26/8/2018  (Matta 21:33-42)

 

Rab, bugünkü İncil meseliyle, insanın bir toplum olarak ya da bireysel olarak, Tanrı’nın kendisine verdiği şeyi gasp edip Tanrı’yı hayatından çıkartarak nasıl acı çektiğini anlamamıza yardımcı olmak ister.

Örnek olarak, Rab Yahudi halkının davranışından söz eder. Allah, İsraillilere gani gani nimetlerini verdi. Muhteşem şekillerde, Tanrı onları Mısır’daki kölelikten kurtardı, 40 yıl boyunca onları Man ekmeğiyle besledi,[1] düşmanlarından korudu ve onlara özgür bir vatan sundu. Allah’ın İsraillilere verdiği Yasa ile, mutlu bir şekilde yaşayabilirlerdi ve Tanrı’yı yüceltebilirlerdi. Ancak, onlar sık sık gerçek Allah’ı terk edip putlara ibadet ederlerdi. Tanrı, onlara geri dönmelerine yardım etmek için, sık sık, İlyas, Elyesa ve diğerleri gibi pek çok peygamber gönderdi. Fakat onları dinleyip tövbe etmek yerine İsrailliler peygamberleri hor görüyordu. İlk Şehit Stefan, bu hususu ona karşı düzenlenen Yahudi Sinod’ta vurguladı: “Atalarınız peygamberlerin hangisine zulmetmediler ki?” (Elçilerin İşleri 7:52). Havari Pavlus İbranilere yazdığı Mektubunda Eski Ahit üyeleri ve peygamberlerden söz ederek: “işkence gördüler…  kırbaçlandılar… taşlandılar (Yeremya gibi), ikiye kesildiler (Yeşaya gibi), kılıçla öldürüldüler” Mika ve Zekeriya gibi (İbraniler 11:36-37) der.

Rab, Yahudi halkının düştüğü bu kötü durumu (Kudüs’ün dışında Allah’ın Oğlunun utanç verici şekilde öldürüleceğini de önceden bilidirerek), Kötü Çiftçiler meselinde anlattı. İsa, Tanrı’yı bir toprak sahibine benzetir; İsrail ulusunu dikilmiş bağa; Yahudi liderleri de, Rab tarafından toprak sahibinin elçisini hor gören ve öldüren çiftçilere benzetilir. Tanrı’nın Oğlu’nu, yani Kendisini, çiftçilerin tutukladığı ve öldürdükleri ev sahibinin oğluna benzetir. Tanrı tarafından özellikle yararlanılan bu insanların bu çöküşünü görmek herkes için şoktur. Muhtemelen şöyle düşünürsünüz: Yahudilerin yaptıkları bizi niye ilgilendiriyor ki? Eğer bizi ilgilendirmeseydi Kilise, her sene bu benzetmeyi, bugün olduğu gibi, bir Pazar günü, dinlemeyi mümkün kılmazdı!

Bu meseli yorumlayan, Kilise’nin Kutsal Babaları, bize Hıristiyan olduğumuz halde, dikkatli olmazsak, kötü çiftçilerin kaderini yaşayabileceğimizi söylerler. Yahuda, On iki Havarilerden biriydi ama Mesih’e ihanet etti. Demas, Havari Pavlus’un en seçkin yol arkadaşlarından biriydi. Fakat dikkat etmedi ve Pavlus’u, Mesih’i ve Kilise’yi terk etti; çünkü bu günahkâr dünyayı sevdi (2. Timoteos 4:10 bakınız). Ne yazık ki, bir zamanlar Mesih’e sevgiyle bağlanıp Kilise Hayatına başladıklarını unutarak daha sonra Mesih ve Kilise’nin düşmanları haline gelen Hristiyanlar vardır. Bu yüzden Havari Pavlus şunu vurgular: “Onun için, ayakta sağlam durduğunu sanan dikkat etsin, düşmesin!” (1. Korintliler 10:12). İnsanı aldatıp onu gerçek Tanrı’dan uzaklaştıran zamanımızın çeşitli putlarından uzak duralım.

Sevgili kardeşlerim, vaftiz edilmiş, ancak Kilise Topluluğu ve Mesih’le ilişkilerini koparmış insanlar olduğunu göreceksiniz. Kendi kendilerine yeterli olduklarını hissediyorlar. Zihinsel veya fiziksel armağanları ne olursa olsun, zevk aldıkları her ne olursa olsun, onları kendi başarıları olarak görürler. Hepsinin Tanrı’nın onlardan faydalanmak için verdiği armağanları olduğunu fark etmezler. Kendi oldukları ve sahip oldukları şey için Tanrı’yı hoşnut ediyorlar mı? Bunu hiç düşünmezler! Başarabilirsek kendi parlak örneğimizle onları içinde bulundukları manevi çukurdan uyandıralım. Meselin kötü çiftçileri gibi kaybolmaları üzücüdür! Mesih’le yeniden bağlantı kurmaları için, aynı üzümün bağıyla birleşmesi gibi, onlara ilham vermek ne büyük bir nimet olurdu! Böylece Tanrı’ya, şükranlarının ruhani meyvelerini ve O’nun gerçek çocukları olarak övgülerini ve ibadetlerini verebilirler!

[1] Bkz Mısırdan çıkış 16;13-36

 

 

Pendikost’tan sonra 13. Hafta vaazı