/ Pazar Vaazlarι / Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(24)

Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(24)

Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(24)

Paskalya Orucunun 2.pazarı

24.03.2019

(İbraniler 1:10-2:3)

Aziz Pavlus, bugün duyduğumuz İbranilere mektubunun başında, bizi, Mesih’in sunduğu kurtuluşun meyvesini almaya çağırıyor.

Bu kurtuluşun değerini anlamamıza yardımcı olmak için, Elçi Pavlus, bir millet olarak kurtarılan Yahudilerin, Mısırlılardan ve “vaat edilmiş topraklara” yürüyüşüne engel olan diğer tüm düşmanlardan kurtuluşu arasında Kurtarıcı Mesih’in bize sunduğu sonsuz kurtuluş ile bir mukayese yapar (İbraniler 11:9)

Kırk yıl süren zorluklar ve sıkıntılar sonrasında Yahudiler kendilerini düşmanlarından kurtardılar ve Tanrı’nın onlara vaat ettiği topraklara ulaştılar. Bununla birlikte, bu kurtuluştan sonra bile, düşman uluslar, 70 M.S. yılında Kudüs şehri, Romalılar ve Titus’un ellerine düşene, tamamen yok olana kadar onlara boyun eğdirdiler. İnsanlar çeşitli ülkelere dağıldılar ve kendi vatanları onlar için iki bin yıl boyunca kayıp olmuştu.

Ancak Mesih’in bize sunduğu kurtuluş hem manevi hem de ebedidir. Yeni “vaat edilmiş topraklar”, yani, Tanrı’nın vaat ettiği cennetsel Krallık, Müjde’ye inanıp Müjde’ye göre yaşayacak olanlara sonsuz olacağını söyledi. İman İkrarında söylediğimiz gibi: “… O’nun Krallığının sonu olmayacaktır.” Maddi yaratılışın sona ermesinden sonra bile, Göksel Krallık sonsuza dek varolmaya devam edecek.

Hiçbir düşmanın saldırısı bu Krallığı etkileyemeyecek. Zaten bir zamanlar cennete giren ve Adem ve Havva’nın günah işlemesine yol açan “şeytan ve kendileri için hazırlanan sonsuz ateşe düşmüş” olacaktır. (Matta 25:41) Tanrı’nın imanlılar için hazırladığı ebedi Krallık, ışık, barış ve sevinçten oluşur; “Tanrı’nın yaşayan şehri, Göksel Kudüs, sayısız melek topluluğu ile birlikte” (İbraniler  12: 22-23), asla bitmeyen bir şölendir!

Bu, göksel, keyifli Krallık’a girmemiz için Mesih bizi çaba göstermeye davet ediyor, böylece sonsuz kurtuluşumuzun tadını çıkarabiliriz. Bu sebepten ötürü, bütün hayatını insanların kurtuluşa layık olmasına yardım etmeye adayan Elçi, belki de bazı insanların ihmal ve kayıtsızlıktan kurtulma ihtimalinden mahrum olabileceği konusunda endişeli. Böylece, aşağıdaki argümanı ortaya koyuyor:

Melekler aracılığıyla bildirilmiş olan söz geçerli olduysa, her suç ve her sözdinlemezlik hak ettiği karşılığı aldıysa, bu kadar büyük kurtuluşu görmezlikten gelirsek nasıl kurtulabiliriz? (İb. 2: 2-3) . Rab, Meleklerden kıyaslanmaz derecede üstündür; bu nedenle bize İncil’i ile birlikte getirdiği mesaj, Musa’nın Melekler aracılığı ile aldığı Yasa’dan oldukça üstündür. Bu yüzden, Müjde’yi ihlal eden, kınanmayı, Musa’nın Yasasını ihlal edenlerden daha sert bir şekilde hakediyor.

Elçi Pavlus’un kendi Mektubunda defalarca referans verdiği ve iletmek istediği imanlının kurtuluşu teması çok önemlidir. Filipililere “yaşam sözüne sımsıkı sarılarak… saygı ve korkuyla kurtuluşunuzu sonuca götürmek için daha çok gayret edin” yazar. (Filipililer 2:12 ve 16)

Sevgili kardeşlerim, aydınlanmış Elçi, insanın kendi kötü çevresi tarafından kolayca yoldan alınabileceğinin ya da günlük yaşamın sorunları tarafından absorbe edilebileceği ve ruhsal yönünü yitirebileceğinin bilincindedir. Bu nedenle hepimizi  “akıntıya kapılıp sürüklenmemek için isittiklerimizi daha çok önemsemeye” çağırıyor (İb. 2:1). Eğer kaptan gemisinin rotasını kontrolünü kaybederse ve gemi rüzgarlar tarafından üflenirse veya deniz dalgaları tarafından süpürülürse, gemi resiflerde ve kayalık adalarda bir enkaz olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu yüzden ruhumuzun dümenini sağlam bir şekilde tutmalı ve onu Tanrı’nın Krallığı’nın limanı olan nihai varış yerine sağlam ve dikkatli bir şekilde yönlendirmeliyiz. Orada, Tanrı’yı memnun edenlerle birlikte sonsuz zevklerden zevk alacağız. Amin.

 

Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(24)