/ Makaleler / Karadeniz’de gizli hristiyanlık

Karadeniz’de gizli hristiyanlık

Hristiyanlar, gizli

 

Trabzon Maçkailçesivekuzey Gümüşhane’de bulunan Krom, Yağlıdere, Stavri, Zigana, Santa, Torulgibiulaşılması güç dağlıkbölgelerd eyaşayan Rumların birbölümü zorlama sonucun daveya ekonomiknedenlerle, 17. Yüzyıl’da İslam’a geçer gibi görünmüş ama 19. Yüzyıl ortalarına dek kalben Hristiyan olarak kalmayı başarabilmiş, bunlara gizli Hristiyan/Krypto Hristiyan/Cryptochristians veya yaşadıkları bölgelere atfen Kromlu, Stavrili gibi isimler verilmiştir.

Anthony Bryer (1), Doğu Karadeniz’de özgürlüğün sınırının 1000 – 2000 metreden itibaren başladığını, bu amaçla baskının en yoğun olduğu yıllarda 1500 metrenin yukarısında yerleşim birimleri kurulmasıyla çözüm bulunduğunu söyler.

Gizli Hristiyanlar, biri Müslüman diğeri Hristiyanlığa ait iki isim taşıyorlar, vaftiz oluyor, oruç tutuyorlar, muhtemelen sünnet de oluyorlardı. Biri Hristiyanlara özgü, diğeri imam nikahı olmak üzere iki defa evleniyorlardı. Kızlarını, Hristiyanlara da gerçek müslümanlara da vermiyorlardı. Her ikisi de sırlarının ortaya çıkmasına ve öldürülmelerine sebep olabileceğinden (bir Müslümanın Hristiyanlığa geçmesinin cezası şeriat kanunlarına göre ölümdü) kendi gibi olanlarla, muhtemelen akrabalarıyla ya da en yakın köydeki Stavriotlarla evleniyorlardı.

Müslüman ailelere kesinlikle kız vermeyen Kromluların, Müslüman gelin alıp Hristiyanlığa döndürdükleri bilinmektedir.

Yorgo Andreadis (2), Kromlu Murtaza Efendioğlu Aziz Ağa’nın, İspir Keleverik’ten bir Müslüman kızıyla evlendikten sonra karısını Sümela Manastırı’nda vaftiz ettirip, Sophia adıyla Hristiyan yaptığını, kızın ailesine durumu anlatmasının ardından olayın örtbas edilmesinin büyük miktarda para ve yalancı şahitlikle sağlandığını söylemektedir.

GERÇEK MÜSLÜMANLARIN ÖNÜNDE HRİSTİYANLARDAN ‘DOMUZ’ DİYE BAHSEDİYORLARDI

Ramazanlarda camiye gidiyor, Hristiyanlara özgü bir törenle ama Müslüman mezarlığına ve ‘tabutla’ gömülüyorlardı. Gerçek Müslümanların önünde Hristiyanlardan ”domuz” diye bahsediyorlardı.

Devlete karşı Müslüman gibi görünen Stavriotlar, Hristiyan inancını sürdürebilmek için yeraltında, mağaralarda ve korunaklı yerlerde şapeller (3) inşa ediyorlardı. (Pek çok örneğinin yanı sıra, Maçka’nın Haçavera köyünde, içeri fresklerle bezenmiş, bahçe duvarı görünümünde ve bugün hala iyi durumda olan iki tanesi görülebilir)

Camiden çıkıp şapele giden bu ikili inanç sisteminde hem papaz hem imam olan ruhani liderlerin sayısını küçümsemek gerekir. Stavriotların çocuklarını vaftiz etmesi zordu, çünkü birçok köyde papaz yoktu. Genellikle geceleri bu işin yapılabileceği en yakın Hristiyan köyüne gitmek, gün doğmadan geri dönmek gerekiyordu.

HER EVİN GİZLİ BİR MABEDİ VARDI

Evlenmeleri de ayrı bir problemdi. Evlerine bir papaz çağırmaları gerekecekti. Bu tür işler Santa (4) gibi gerçek Müslüman yaşamayan bölgelerde önemli değildi ama birkaç kuşak önce İslam’a geçmiş köylülerle birlikte yaşanan yerlerde çok tehlikeliydi. Bir Müslüman’ın evine papaz girdiği görülürse o ev halkının sonu gelmiş demekti. En büyük sorun ise gömülmeydi. Birçok Stavriot köyünde, imam aynı zamanda papaz olduğundan bu tür törenler gece yarısı yapılırdı. Ramazanlarda devlet her köye gerçek imam gönderirdi. Bu ay ölenleri gömerken gerçek imamı şüphelendirmemek gerekirdi. Stavriot papaz-imamlar, Türkçe’yi ve Kur’an-ı mükemmel bir şekilde bilirler ve gelen imamları şüphelendirmezlerdi.

Gümüşhane kökenli ve ataları gizli Hristiyan olan Yorgo Anderadis ”Gizli Din Taşıyanlar (The Cyrptochristians)” adlı kitabında 1700 yılında nüfusa, madenlerdeki güvenli yaşama ve halkın belli düzeydeki gelirine rağmen, Kromni’nin köylerinden hiçbirinde cami ya da kilise olmadığını, her evin, gizlice ibadet edebildiği bir mabede sahip olduğunu anlatır.

Bununla birlikte Müslüman ve gizli Hristiyanların ortak yaşadıkları köylerde, Müslümanların komşularının durumundan hepten habersiz olmadıkları da ortadadır.

”UZUN SOKAK ÇAMUR OLDİ, KROMLİLAR GAVUR OLDİ”

18 Şubat 1856 tarihinde Abdülmecit’in Paris Anlaşması’nı imzalaması ve 30 Mart’ta arkasından gelen Hatt-ı Hümayun, ülkedeki Hristiyanların kendilerini güvende hissetmelerine sebep olmuştur. Zorla veya Müslüman vatandaş olmanın avantajlarından yararlanmak amacıyla bir şekilde Hristiyan oldukları halde, İslam görünen Stavriotlar bu güven sonucu, Batılı ülkelere durumlarının incelenmesi için başvurmuş, İngiliz Büyükelçiliği, Trabzon’daki Vice-Konsül’den (5) detaylı rapor istemiş. Hazırlanan raporda sadece Krom’da bile 17 bin 260 gizli Hristiyan (Koromlis) yaşadığı belirtilince olay gerek Osmanlı sarayı, gerek Batı’da bomba gibi patlamıştı. Trabzonlu Müslümanlar bu inanılmaz olayı bir atma türküyle dile getirmişlerdi:

”Uzun sokak çamur oldi, Kromlilar gavur oldi”

(R.Janin, Muslumans malgre eux: les Stavriotes, Echos d’Orient, 15. 1912, 501)

19. YÜZYIL İSTATİSTİKLERİ

Gizli Hristiyanlar 19. Yüzyıl’da Torul kazasındaki Kromni (Krom) bölgesinde, Sümela manastırının çevresindeki köylerde, Stavri’de yaşamakta ve çoğunlukla madenlerde çalışmaktaydılar. Bu yüzden Anadolu’nun çeşitli yerlerinde açılan madenlerde çalışıyorlar ve pek çok madende işçiler aralarında Karadeniz Rumcası konuşuyordu.

2. Meşrutiyet’in ilanından sonra, Tanin gazetesinin Anadolu’ya gönerdiği Ahmet Şerif’in Gümüşhane’de aldığı notlar, bölgedeki Hristiyan nüfusun büyük ölçüde Türkleştiğini ortaya koymaktadır.

OFLULAR HAKKINDA BİR İDDİA

Economides, 1. Paylaşım Savaşı’nın ardından (1920) yaşanan kaotik günlerde yazdığı ”Pontus ve onun Rum halkının haklı iddiaları” adlı kitabında belki gerçek, belki de Batı kamuoyunda Rum azınlığın sempati toplamasını sağlamak amacıyla hayret verici bir iddia ortaya atmıştır: 44 köyden oluşan Of kasabası halkının saf Rum olup, 17. Yüzyıl’da İslam’a geçtiğini kaydetmesinin ardından (halkın en azından bir bölümünün) gizli Hristiyan olduğunu iddia etmiştir.

Papaz elbiselerini ve kutsal kitaplarını muhafaza ettiklerini, tekrar Hristiyan olmaya hazır olduklarını, Rus işgali döneminde bu arzularını Trabzon metropolitine ilettiklerini ama metropolitin onlara savaşın sonucunu beklemelerini tavsiye ettiğini bildirmektedir.

Aynı iddiayı Yorgo Andreadis de tekrarlar… 1917 yılında Rus işgali sırasında Of Belediye Başkanı, Trabzon metropoliti Hrisantos’a, kendisini karşılamaya gelen 300 kişinin, Hrisantos’u önderleri gibi gördüklerini ve ulusal dinlerine dönmelerini sağlamalarını istediklerini, söylemiştir.

Bu iddialara karşın, Of’un dağlık kesiminin Rumca konuşması ve Ramazan’a triod (Hristiyanlıktan kalma oruçla ilgili bir terim), tanrıya Theos demeleri gibi geçmişe ait izlerin dışında, bahsedilen dönem ve sonrasında bölgede Hristiyanlık dininin yaşatıldığına dair bir başka kanıt yoktur. Dahası Rumca konuşulan Çaykara ilçesinin Türkiye’nin kişi başına en çok cami düşen bölgelerinden birisi olması şaşırtıcıdır.

(1)Anthony Bryer: “The Byzantine Monuments and Topography of the Pontos (2 cilt) ve “The Post-Byzantine Monuments of the Pontos”,”Peoples and Settlement in Anatolia and the Caucaus 800-1900 “ ,The Empire of Trebizond and the Pontos” adlı araştırma kitaplarının yanısıra Karadeniz’deki kilise ve manastır kalıntıları ile bölgenin Hıristiyan geçmişi ile ilgili yayınlamış yüzlerce makalesi vardır.

(2)Yorgo Andreadis: 1880 yıllarında Karadeniz’den Batum’a oradan da Selanik’e göç etmiş bir ailenin çocuğudur. Babası Kyriako Andreadis 1880′li yıllarda Batum’da kurulmuş bulunan Pontos Ulusal Meclisi üyesidir. Yorgo Andreadis’in 1916 – 1924 tarihleri arasında Karadeniz’de yaşananları anlattığı 22 adet kitabı bulunmaktadır. Bunlardan Türkçe’ye çevrilen bazıları şunlardı:
– Neden Kardeşim Hüsnü
– Pontus’un Yitik Kızı Tamama
– Gizli Din Taşıyanlar
– Tolika Bacikam Al Beni
– Temel Garip Todoron

(3)Şapel: Hristiyanların tapınak veya kutsal alanı, bazen küçüktür ve büyük bir kuruma bağlıdır (örneğin: büyük bir kilise, kolej, hastane, saray, hapishane veya bir mezarlık). Büyük kiliselerin içinde bir azizin adına ayrılmış küçük ibadet yerleri de olup, özellikle kırsal alanlarda ve küçük yerlerde veya yol kenarlarında dinsel ihtiyaçları karşılamak için yapılmış dua etme ve mum yakma yerleridir. Bir nevi küçük kiliselerdir. Bazen büyüktür ve başka bir yapıdan bağımsızdır.

(4)Santa: Kuzey Gümüşhane’de bulunan, 1923 mübadelesinde terkedilmiş, 7 mahalleden oluşan Rum kasabasının adı.

(5)Vice-Konsül: Konsolos yardımcısı

 KAYNAK: KaradenizAnsiklopedikSözlük (BirinciCilt), Özhan Öztürk, HeyamolaYayınları, BirinciBasımMart 2005, Sayfa 428-437