/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Luka’nın 4.pazarı vaazı

Luka’nın 4.pazarı vaazı

Luka'nın 4.pazarı vaazı

 

(Luka 8:5-15)

 

Tanrı’mız, bize bugünkü Ekinci benzetmesinde, insanların Tanrı Sözü’nü farklı şekilde kabul ettiklerini (ya da etmediklerini) gösteriyor. Bu anlamı göstermek için tohum sanatsal imgesini kullanır. Bazıları Sözü duyar ve hemen reddeder, Tanrı’yı hiç itibar etmez ve hiç endişelenmezler. Başkaları Sözü başlangıçta kabul eder, fakat zamanla inancından ayrılırlar. Başka bir grup insan da duyduklarını kabul eder, ancak hayatlarındaki meşguliyet, zenginlik arayışı, zevk ve eğlence peşinde koşmaları onların da zamanla imanlarını kaybetmelerine sebep oluyor. Ve nihayet, sevinçle duyan ve iyi algılayan insan grubu var. Kilisede dinliyorlar, İncili ve Ortodoks kitaplarını okuyorlar. Mücadele ediyor, Tanrı’nın isteğine göre yaşamak için gayret gösteriyor ve çok fazla iyi işler yapıyorlar.

Tanrı, ruhsal ve duygusal olarak bulundukları konumdan dolayı, Tanrı’nın Sözü’nü kabul eden veya reddeden farklı insan türleri olduğunu açıkça belirtiyor. Her insan için ya Söz onların hayatlarına ürün getirir ya da onlar ‘kısır’ kalırlar.

Her birimiz kendimize şu soruyu sormalıyız: Bu benzetme içinde biz kimiz? Bu soruya acaba hiç cevap verebilir miyiz? Çoğu zaman benzetmedeki insanlara benzemiyoruz. Bunun sebebi – hayatlarımızın sürekli bir mücadele içinde olmasıdır. Ayrı ayrı her birimiz açık ve samimi olmaktan, ümitsizliğe ve manevi değerlere olan hislerimizden tam bir umursamazlığa doğru gidiyoruz.

Bu yüzden Mesih bugünkü Vaazının açıklamasında sabırdan bahsediyor. Sabır, iman ve sürekli bir mücadele olmadan kalplerimizde ruhsal bir ilerlemeden bahsetmek mümkün değildir. Tanrı Sözü’nün bizde ürün vermesi için bizim, bir tohum gibi; zamana, bakıma, gayrete ve sabra ihtiyacımız var. Bu yüzden bugünkü Ekinci benzetmesi, bizi kalplerimizin içine bakmaya ve ilk olarak kalbimizin içinde Tanrı Sözü’nü duymak için gerçekten iyi bir irademizin var olup olmadığını görmeye davet ediyor. Sonrasında da biz, bunun bizim hayatlarımızda gerçekleşmesini yürekten istemeliyiz.

Bu dünyadaki gürültü ve kargaşayla Kutsal İncil’i unutabiliriz. Onu dinlemeyi, okumayı ve bize öğretebileceklerini düşünmeyi ihmal edebiliriz. Bazen işimize ya da sorunlarımıza dalınca sahip olduğumuz manevi zenginliğe karşı duyarsızlaşıyoruz. Maddi şeylere odaklanmış durumdayız. Mücadeleye katılmak istiyoruz fakat yeteri kadar sabrımız yok. İlk ayartmalar gelmeye başlayınca mücadeleyi bırakıyor ve maneviyattan uzak kalarak yerimizde sayıyoruz.

Bizim dikkatimizi dağıtmak ve bizi Rab’ten uzaklaştırmak isteyen ayartmalara karşı nasıl direnebiliriz?
Kalbimizi nasıl “verimli toprağa”çevirebiliriz? Sabır ile! Mücadele ile! İman ile! Sabırla Tanrı Sözünü her gün biraz biraz  inceleyelim ve O’nun iradesine göre yaşamaya çalışalım. İnanalım ki, bu mücadelede bütün müttefiklerimiz bizimle, Her Şeye Gücü Yeten Mesih, bizi öyle güçlendirecek ki, kalplerimiz “verimli toprak” olacak ve zengin ruhsal meyveler verecek.

 

Pisidia Metropoliti Sotirios

Türkçe’ye çeviren Y.T.

 

Luka’nın 4.pazarı vaazı