/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Haydut ve keşiş

Haydut ve keşiş

HAYDUT-VE-KEŞIŞ1-214x300

(Tanrı’nın sonsuz sevgisini ifade eden, kilise kitaplarından alınmış gerçek bir hikaye.)

Bir zamanlar Mısır’da Nil Nehri’nin Çölünde yıllarca dua, oruç ve tövbe ile yaşamış olan bir Keşiş, günlerden bir gün kuşku ile kendi kendine sormuş ;

 – Acaba benim yaşadığım hayat tarzı Tanrı’ya uygun mudur ?

Rab benden ve benim yaşamımdan zevk alıyor mudur  yoksa benim çabalarım boşu boşuna mıdır ?

O anda Rab’bin bir Meleği keşişe görünüp ona ;

 “- Küçük evini bırakıp dışarıya at kendini” dedi.

Keşiş hemen itaat edip kulübesini bırakıp dışarıya çıktı .

Bir de ne görsün: haydutların en vahşisi, en acımasızı tam önünde duruyordu ! 

Aman Allahım bu ne korkunç bir tesadüf !

Haydut Keşişi görür görmez üzerine doğru saldırıp, kendisine ;

-Yakaladım seni Keşiş efendi ! Şimdi elimden seni kimse kurtaramaz ! Şöyle eski bir atasözü  vardır: “Tam Yüz kişiyi öldüren haydut doğru Cennet ’e girer!” İşte ben doksandokuz  kişiyi öldürdüm , seni de öldürdüğüm zaman Cennet’e girebileceğim! dedi.

 Haydut’un ellerinde şaşa kalan Keşiş onu sakinleştirmek amacıyla tatlı sözlerle Tanrı’dan ve O’nun merhametinden konuşarak  haydutu yumuşatmaya çalıştı. Ne var ki haydut kararlıydı .

 – Fikrimi değiştiremezsin, seni öldüreceğim ! dedi.

Keşiş ellerini gökyüzüne  doğru yükselterek ;

– Ey Yüce Tanrım !  Bunu mu görmemi istedin ? Bunca yıllık çabalarım sonunda bunu mu hak ettim ? diye yalvardı.

 Keşiş  sonra Haydut ’a dönerek ;

–Oğlum, şayet beni öldürmekte  kararlıysan son bir dileğimi yerine getirdikten sonra yapacağını yap ! dedi.

Haydut : – Neymiş o dileğin ? Diye sordu .

Keşiş : – Bak çocuğum , ilerde bir pınar var . O pınardan bana biraz serin su getirir misin lütfen , dedi.

Haydut : – İstediğin gibi olsun. Ben pınara gidip geleceğim ama sen yerinden sakın kıpırdama !

 Yoksa seni ileride yakalar daha fena yaparım ! dedi ve oradan uzaklaştı, Keşiş dua etmeye başladı.

-Tanrım, senin istemin olsun ! – Ancak bana vermek istediğin mesajı anlayamıyorum, yüreğimi ve zihnimi aydınlat” diye saatlerce dua etti.

 Güneş  nerdeyse batıyordu lakin Haydut geriye dönmemişti… Oysa pınar çok az mesafelik bir yoldu. Keşiş ne yapacağını şaşırdı.

Merak içinde, pınara gidip baksam mı diye düşündü , Ya daha fazla sinirlenirse? Ne yapmalıyım acaba diye düşünürken … yavaş yavaş pınara vardı.

Keşiş pınara vardığında ne göre dursun ! Haydut pınar başında ölmüş yerde yatιyordu…

Keşiş hayretler içinde yeniden soru işaretleri içerisinde kala kaldı. O anda Melek yeniden yanına gelip Keşişe şu açıklamayı yaptı ;

Melek : – Bu adamı burada dua ederek  toprağa gömeceksin ve onu kurtulmuş sayacaksın ! Bu adamın ruhu okadar kötülük ve cinayet işlemiş olmasına rağmen Rab Tanrı tarafından kabul edilip, af edilmiştir ! Çünkü bu adam ölmeden önce sana “Doksan dokuz kişi öldürdüm” demişti.  İşte, bu itiraf, Rab tarafından bir tövbe itirafı olarak kabul edildi… Sonra ondan su getirmesini istedin ve o istediğini yerine getirmek için pınara gitti !  Yüce Tanrımız onun günah itirafını, itaat ederek öldü  saymıştır !  Dolayısıyla onu kurtarmıştır. Şimdi  kulübene dön ey Keşiş! Ve şunu asla unutma : Tanrı’nın sevgisi önünde ufacık bir hareket bile değersiz değildir. Hiç bir şey boş sayılmaz, herşey değerlendirilir…

Tanrı’nın sonsuz sevgisini ifade eden, kilise kitaplarından alınmış gerçek bir hikaye

Haydut ve keşiş