/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Havarinin hayatı imandır

Havarinin hayatı imandır

 Havarinin hayatı imandır

 

 

Yuhanna Altιnağιzlι                   Yuhannanın Havarilerin İşleri Üstüne Vaaz

“O günlerde Petrus, kardeşlerin ortasında ayağa kalkıp şöyle dedi…” (H.İ. 1, 15). En gayretlileri olup, sürü Mesih tarafından ona teslim edildiğinden ve toplantının başı olduğundan ilk olarak sözü o aldı: Kardeşlerim, aramızdan birini seçmemiz gerekiyor (H. İ. 1, 21-22). Yargıyı hazır bulunanlara bırakıyor, seçilmiş olanları her açıdan güvenilebilir sayıyor ve sonuçta çıkabilecek herhangi bir düşmanlığa karşı kendini koruyor. Nitekim bu denli önemli kararlar sık sık birçok çatışmaların nedeni oluyor.

Ya Petrus seçemez miydi? Tabi ki seçebilirdi, fakat taraf tutar gibi görünmemek için bundan kaçındı. Öte yandan Kutsal Ruhu daha almamıştı. “Böylece iki kişiyi, Barsaba denilen ve Yustus olarak de bilinen Yusuf ile Matiya’ yı önerdiler” (H. İ. 1,23). Onları kendi değil de topluluk önerdi. O, kendisinden gelmeyip, kehanette öngörüldüğünü kanıtlayarak, seçimi haklı gösterdi.

Devam ediyor: buna göre, yanımızda bulunmuş olan adamlardan birinin… (H. İ. 1, 21). Kutsal Ruh’un gelişme rağmen tanıklardan nasıl bir dikkat istediğine iyice bak; bu seçimi büyük bir gayretle ele alıyor.

Rab İsa’nın aramızda yaşadığı sürece bizle birlikte olan adamların arasından… diyerek sözüne devam ediyor. Çömezlerden değil, İsa ile yaşamış olanlardan söz ediyor. Başlangıçta çok kişi O’nu izliyordu. Bu yüzdendir ki, Yahya’nın sözlerini duyan ve İsa’yı izleyen iki kişiden biriydi diye vurguluyor.

“Yahya’nın vaftiz döneminden başlayarak Rab İsa’nın bizimle birlikte geçirdiği bütün süre boyunca…” (H. İ. 1, 21) evet öyledir, çünkü daha önceki olayları hiç kimse kesinlikle anımsamıyordu. Kutsal Ruh’tan öğrenmişlerdi. “İsa’nın yukarı alındığı güne değin, birinin dirilişine tanıklık etmek üzere bize katılması gerekir” (H. İ. 1, 22). Her şeye tanıklık etmek üzere demiyor, fakat sadece dirilişinin tanığından söz ediyor.

Gerçekten: Yemek yiyen, içen ve çarmıha çekilen O, dirilmiş olanın kendisidir deyip, tasdik eden biri daha çok inandırıcıydı Bu yüzden ne geçmişin, ne sonraki zamanın ne de mucizelerin tanığı olması gerekiyordu; salt dirilişin tanığı olması yeterliydi. Diğer olaylar biliniyordu. Diriliş ise gizlice olmuştu ve salt o az sayıdaki insanlar tarafından biliniyordu.

“Ya Rab, sen herkesin yüreğini bilirsin, göster bize” (H. i. 1, 24) deyip dua ediyorlardı. Çok doğru olarak, yürekleri bilen biri diye O’nu yardıma çağırıyorlardı: seçim başkaları tarafından değil de, onun tarafından yapılmasını işiyorlardı. Büyük bir güvenle dua ediyorlardı. Çünkü birinin seçilmesi zorunluydu. Seç fakat, seçileni “senin seçtiğini” göster. Nitekim her şeyin Tanrι tarafından düzen­lendiğini biliyorlardı. “Ardından kum çektirdiler.” Seçimi yapmaya kendilerini layık görmediklerinden, bir işaretle yönetilmelerini arzu ediyorlardı.

Kaynak: Meryemana.net

 

 Havarinin hayatı imandır