/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / 2 Οcak.Aziz Sarovlu Serafim

2 Οcak.Aziz Sarovlu Serafim

Aziz Sarovlu Serafim

Aziz Sarovlu Serafim

Hazırlayan Pavlos Ulas

    Ortodoks Kilisesi tarihinde Aziz Sarov’lu Serafim bir çok insan tarafından bilinen, keşişlik yaşamının iyi bir örneği ve harika bir ruhsal öğretmendir. O alçakgönüllü bir keşiş gibi yaşayan, yalnız başına sürdürdüğü yaşamındaki eylemler, kesintisiz dua ve sessiz inziva yaşamıyla manevi olarak mükemmellik derecesine ulaşmış Azizlerden biridir.

    Aziz Serafim, 19 Temmuz 1754’de (yeni takvime göre 1 Ağustos) Rusya’nın Kursk şehrine bağlı bir kasabada, saygı duyulan tüccar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Vaftizi ile ailesi tarafından ona verilen isim Prokhor’dur. Prokhor Moshnin. Prokhor ismi, erken Kilise döneminde yedi diyakondan biri ve Aziz Elçi Müjdeci Yuhanna’nın öğrencilerinden olan (Elç. İşl. 6:5-6) Aziz Prokhor’dan (Prohoros) gelmektedir. Küçük Prokhor’un babası Isidore Moshnin henüz o daha 3 yaşındayken ölür ve o dindar bir kadın olan annesi Agathia Moshnin tarafından büyütülür. O dönemde insanlar, onun çok özel ve farklı bir çocuk olduğuna inanırlar. Bunun sebebi ise; Prokhor 9 yaşındayken çocuk bedeni çok zayıf düşer ve doktorlar yaşama ihtimalinin olmadığını söylerler, bir gün hasta ve zayıf bir şekilde yatağında yatarken Kutsalların Kutsalı Bakire Meryem Ana gelir, onu tekrar ziyaret edeceğine ve iyileştireceğine söz vererek yanından ayrılır. Ve gerçekten kısa bir süre sonra, “kutsal alay” sırasında “Çok Kutsal Tanrı-doğuran (Panagia)” ikonası tam Prokhor’un evinin önünden geçer ve annesi ikonaya dokunmasına izin verir. Ve küçük Prokhor o an şifa bulur, vücudunda hastalığa dair hiç bir belirti kalmaz.

    Prokhor kiliseye gitmeyi, Azizlerin yaşamlarını (Synaksarion) ve diğer ruhsal kitapları okumayı çok sever. 17 yaşına geldiğinde keşiş olmaya karar verir ve Sarov manastırına gitmeyi hayal eder. O dönemde hem bir ekmek fırınında hemde halıcıda çalışır. Kendisini sürekli meşgul etmeyi ve çalışmayı çok sever. İş aralarında boş vakti olduğunda hemen ağaçların arasına giderek dua eder. Herkes tarafından çok sevilir. Sessiz, uysal ve itaatkardır. Ve yüreği her zaman Tanrı’ya dönüktür.

    Bir gün yine hastalanır ve bir yıldan fazla bir süre yatakta kalmak zorunda kalır fakat asla şikayet etmez. Azize Meryem Ana tekrar onu ziyaret eder, yanında Kutsal Elçiler Petrus ve Yuhanna’da vardır. Kutsalların Kutsalı Meryem Ana Prokhor’u işaret ederek, “bu bizlerden biri” der. Bu Prokhor’un bir Aziz olduğuna işaret eder. Prokhor bir kez daha şifa bulur ve yatağından kalkarak yaşamına devam eder.

    Yüreğindeki Tanrı sevgisi ile keşişlik arzusu her geçen gün daha da artar ve 19 yaşına geldiğinde 1777 yılında Sarov manastırına giderek acemi keşiş olarak katılmak ister ve bu isteği kabul edilir. Annesinden ayrılacağı zaman, sürekli boynunda asılı olan bakır Haç ile annesi oğlunu kutsar ve ayrılırlar. 1786 yılında tepe traşı yapılarak acemilik süresi biter ve keşişler arasına katılır ve Serafim ismini alır. Serafim İbranice, “yanan veya ateşli” anlamına gelmektedir. Kısa bir süre sonra keşiş diyakon (hierodeacon) olarak atanır.

    Manastır yaşamında gıda ve uykusuna dair olağanüstü bir perhiz yaşamı vardır. Her gün küçük porsiyonlar halinde yemek alır, Çarşamba ve Cuma günleri ise hiçbir şey yemez. Kalbi sürekli Tanrı aşkı ile yanar. RAB Tanrı ilahi lütfu ile onu sürekli güçlendirir. Dua ve dini uğraşlarından dolayı, Kilisede hizmet ederken ve ilahi söyerken Serafim melekleri görmeye layık kılınır. Bir gün güneşten daha parlak bir şekilde ışıldayan İsa Mesih’i görür.

    1793 yılında, 31 yaşına geldiğinde Keşiş Rahip (hieromonk) olarak ataması yapılır. Uzun bir süre ayinlerde hizmet eder ve her gün Komünyon alır. Bir yıl sonra, tıpkı eski dönemlerde yaşamış çöl münzevileri gibi yalnız kalabilmek için yoğun çam ağaçlarının olduğu bir ormana gider. Münzevi yaşamını sürdürmek için belirlediği yerde yaşamaya başlar. Orada sebze yetiştirir ve arıları himaye eder.

    Kendisini yaşadığı yerde gören ziyaretçilerinden Matrona Plescheeva, Aziz Serafim’in çalışırken dahi dua ettiğine ve ayıları elleriyle nasıl beslediğine tanık olur. Aziz Serafim her gün Kutsal İncil metinlerinden bölümler okur. Yalnız başına bulunduğu ormanda, dua ederek, oruç tutarak, okuyarak ve küçük bahçesinde çalışarak haftalarca kalır. Daha sonra, genel oruç dönemlerinde ve hafta sonlarında  manastırı ziyaret etmeye başlar ve orada ayinlere katılır.

    Münzevi yaşamını sürdürdüğü yerde üzücü bir olayda yaşanır, hırsızlar tarafından saldırıya uğrar. Yörede bir çok insan Aziz Serafim’in ormanda yaşadığını ve insanların zaman zaman onu ziyaret ederek tavsiyeler aldığını bilir. Tabii bu ziyaretçiler arasında zengin insanlarda vardır. Hırsızlar, kendisini ziyaret eden zenginlerin Azize değerli şeyler verdiklerini düşünerek, kendisine saldırırlar. Ağaçların arasında dua ettiği esnada, sessizce yaklaşarak onu dövmeye başlarlar. Aziz Serafim o dönemde genç ve kuvvetli bir adam olmasına rağmen hırsızlara karşılık vermez. Saldırganlar Bakire Meryem Ana ikonası haricinde değerli hiç bir şey bulamazlar ve Azizi kötü bir şekilde döverek oradan uzaklaşırlar. Aziz feci bir şekilde yaralanmıştır ve bu saldırıdan sonra ve ömrünün sonuna kadar sırtında kalan kambur oluşur.

    Bir süre sonra hırsızlar yakalanır ama Aziz Serafim onların cezalandırılmalarına karşı çıkarak, onları affeder ve gitmelerine izin verir.

    Bu olaydan sonra Aziz 1000 gece, bir kayanın üzerinde, ellerini göğe kaldırarak ve yaralarına aldırmaksızın dua eder.

    Aradan yıllar geçer. Bu süre zarfında ayakları şişer ve yürüme zorluğu çekmeye başlar. Manastıra döner. Fakat her şeye rağmen geçirdiği bu münzevi yaşam onun için yetersizdir. Manastırda insanlardan uzak bir inziva kulübesine kapanır. Aziz Serafim ormanda ve manastırdaki kulübesinde yalnız başına 25 yıl geçirir.

    Tanrı’ya duyduğu itaat duygusu ve Bakire Meryem Ana’nın da yardımlarıyla bir çok sıkıntının ve denenmenin üstesinden gelir ve kötü olanın her türlü saldırısına ve ayartmasına karşı durmayı başarır. 

    Bütün bunlardan sonra, kendisinin ruhsal rehberliğine ihtiyaç duyan insanlara yardım etmek üzere kapılarını ziyaretçilere açar. O artık, Hıristiyan gezginciler için günah itirafçısı, hastalar için Tanrı’nın şifa veren eli, cevapsız soruları yanıtlamak için Kutsal Ruh’un sesi, düşkünler ve zor durumdakiler için ise Mesih’in şefkatidir. Kendisinden yardım alan insanlar ona teşekkür ettiklerinde, “bana neden teşekkür ediyorsunuz, ben sadece Mesih İsa’nın hizmetkarıyım” diye cevap verir. Kendisine her zaman olağanüstü sertlikte davaranan Aziz Serafim, ziyaretçilerine daima çok yumuşak ve sevgiyle yaklaşır. Gelen ziyaretçilere secde eder, kutsayarak ellerini öper ve “Mesih Diridir” diyerek karşılar ve herkese “benim sevincim” diye hitap eder. Gelenlerin genellikle kendileri ile veya sorunları ile ilgili bişey söylemeleri gerekmez. Aziz Serafim onları gördüğü anda, kim olduklarını ve neler olduğunu bilir ve büyük bir şefkatle yaklaşarak onlarla ilgilenir.

    Aziz Serafim’e sayısız mektup gelir. Bu mektupların çoğunu açmadan cevaplar. Yaşlı rahiplerin problemlerinin yanı sıra, ülkelerin geleceği konusunda öngörülerde bulunur. Cepheye katılmadan önce kendisini ziyaret eden askerlerin hiçbirinin savaşta ölmediği yazılmıştır. Azizin sayısız doğrulanabilmiş mucizesi vardır.

    Aziz Serafim, Diveyevo Kadın Manastırının ruhani liderliğini de yapar. Diveyevo Kutsal Üçlü Birlik Kadın Manastırı, zengin bir aristokrat olan Agatha Melgunova tarafından yaptırılır. Kutsalların Kutsalı Meryem Ana, zengin bir aristokrat olan bayan Agatha’ya görünür ve sonra bu bayan hizmetindeki insanlara Diveyevo’da manastır inşa edilebilecek bir alan bulmalarını söyler ve uygun yer bulunduğunda oraya Kutsal Tanrı-doğuran’ın Kazan İkonasını onurlandırmak üzere taştan bir manastır inşa edilir.  Kendisi daha sonra bu manastırda rahibe olarak “kızkardeş Aleksandra” ismini alır. Rahibe Aleksandra bu dünyadan ayrılma vaktinin geldiğini öğrendiğinde, Aziz Serafim’den, kızkardeşlerini ruhsal rehberliğinden mahrum etmemesini rica eder ve gözlerini dünya yaşamına kapatır. Aziz Serafim yaşamı boyunca bu sorumluluğu hep taşır. Hatta Aziz bu dünyadan ayrıldıktan sonra dahi manastırdaki kızkardeşlerine daima yardım ettiği anlatılır.

    Aziz Serafim’in ruhsal oğlu Nikolay Motovilov’da Azize dair bir anısını ve aralarında geçen kısa diyaloğu anlatır… Motovilov, Staretsin (yaşlı bilge keşiş, üstat) yüzünde lütfun ışığının parladığını ve herkesi kendisine hayran bıraktığını anlatır.

    Bulutlu bir kış günü, ormanda ben bir kenarda, starets de ortada bir kütüğün üzerinde oturmuş, öğrencilerine Hıristiyan yaşamının anlamını anlatıyordu:

    –       Biz Hıristiyanlar için bu dünya yaşamı nedir? Kutsal Ruh’un imanlının kalbinde konut kurmuş olması gereklidir. Mesih için yapmış olduğumuz tüm iyi ve güzel şeyler bize Kutsal Ruh tarafından armağan edilir. Fakat bunların en önemlisi duadır. Her zaman ulaşılabilir olan dua!

    –       Baba! Kutsal Ruh’un lütfunu nasıl görebilirim? Bende işleyip işlemediğini nereden bilebilirim?

    Starets bana Azizlerin ve Elçilerin yaşamlarından örnekler vererek bu konuyu anlattıysada ben anlamadım. Aniden yerinden kalktı, beni omuzlarımdan tuttu ve bana:

    –       Benim sevgili öğrencim, sevincim, bak şimdi ikimizde Kutsal Ruh’tayız.

    O an sanki gözlerim açıldı ve staretsin yüzünün adeta güneşten daha parlak bir hal aldığını gördüm. Yüreğimde müthiş bir coşku ve esenlik hissettim. Bedenim sımsıcak oldu, sanki yaz mevsimindeydik. Etrafımıza olağanüstü güzellikte bir koku yayılmaya başladı. Ve starets bana:

    –       Sakın korkma sevincim benim, şu an Kutsal Ruh ile dolu olmasan beni göremeyebilirsin. Tanrı’ya üzerimize döktüğü merhameti için şükredelim.

    O an tüm aklım ve tüm yüreğimle anladım ki, Kutsal Ruh bir insanın üzerine indiğinde, o insanın görüntüsünü dahi değiştiriyor.

    Aziz Serafim yaşamı boyunca, Tanrı’nın lütfu ile bir çok mucize gerçekleştirir. Tanrı bu adanmış, alçagönüllü ve yüreği imanla dolu kuluna pek çok lütufta bulunur.

    Aziz Serafim dünya yaşamı boyunca Kutsalların Kutsalı Bakire Meryem Ana’yı oniki kez görür. Bakire Meryem Ana’ya sadakatle bağlıdır. Hatta dünya yaşamından ayrılışı dahi Kutsal Tanrı-doğuran ikonasının önünde secde etmiş dua ederken gerçekleşir. 14 Ocak 1833 (yeni takvime göre 11 Ocak) günü, 79 yaşındayken, bu dünyadan ayrılır.

    Rusya Ortodoks Kilisesi, 1903 yılında, 94 mucize olayını ve duaları sonucu şifa bulan insanların öykülerini inceledikten sonra Keşiş Serafim’e Azizlik ünvanı verir.

    Ey Aziz Serafim, doğruluk sembolü olan babamız, dualarınla yolumuzu aydınlat. Amin.

2 Οcak.Aziz Sarovlu Serafim