/ Bayramlar - yortular - kutlamalar / Savurgan Oğlun Pazarı

Savurgan Oğlun Pazarı

 

Savurgan Oğlun Pazarı

Savurgan Oğlun Pazarı

Bugünkü İncil okumasında bulunan benzetme aracılığıyla Rabbimiz üç önemli noktanın altını çizmiştir: günahkârların durumu, pişmanlık ve tövbe kuralı, ve Tanrı’nın şefkatinin büyüklüğü. Kilise babaları bu okumayı Ferisi ve Vergi Görevlisinin Pazarından bir hafta sonraki Pazar günü için belirlemişlerdir; öyle ki savurgan oğlun kişiliğinde kendi sefil durumumuzu – Tanrı’dan ve gizemlerinden ayrı kalıp günaha batmak – görerek sonunda akıllanalım ve bu kutsal oruç günlerinde tövbe ile O’na dönmeye acele edelim.

Ayrıca, çok büyük kötülükler yapıp günah işleyenler ve uzun süre günah işlemekte ısrar eden kişiler, kendileri için artık bağışlama olmayacağını düşünüp sıklıkla çaresizliğe kapılmakta ve ümitlerini kaybederek hergün aynı tür ve hatta daha büyük günahlara düşmektedirler. Bu sebeple Kilise babaları, bu tür kişilerin yüreklerindeki ümitsizliği söküp atmak ve onlarda erdem kaynaklı eylem isteği uyadırmak için oruç günlerinin eşiğinde bu benzetmeyi seçmişlerdir. Savurgan Oğul benzetmesi ile Kilise babaları, ümidini kaybeden günahkârlara Tanrı’nın şefkatinin her şeyi aşan iyiliğini göstermek ve ne kadar büyük olursa olsun, Tanrı’nın insanlara olan sevgisi tarafından alt edilmeyecek bir günah bulunmadığını öğretmek istemişlerdir.

İlahi:

Ey Baba, akılsızlık yaparak Senin görkemini terk ettim ve günaha düşüp Senin verdiğin zenginlikleri savurdum. Bu yüzden, savurgan oğul ile birlikte Sana şöyle diyorum: “Senin huzurunda günah işledim, ey şefkatli Baba. Tövbemi kabul et ve beni hizmetkârlarından biri yap”.

Kutsal Kitap bölümleri

Elçisel Mektup: 1. Korintliler 6:12-20

«Bana her şey serbest», ama her şey yararlı değildir. «Bana her şey serbest», ama hiçbir şeyin tutsağı olmam. Yemek mide için, mide de yemek içindir. Ama Tanrı hem mideyi, hem de yemeği ortadan kaldıracaktır. Beden cinsel ahlaksızlık için değil, Rab içindir. Rab de beden içindir. Rab’bi dirilten Tanrı, kendi kudretiyle bizi de diriltecek. Bedenlerinizin Mesih’in üyeleri olduğunu bilmiyor musunuz? Mesih’in üyelerini alıp bir fahişenin üyeleri mi yapayım? Asla! Fahişeyle birleşenin, onunla tek bir beden olduğunu bilmiyor musunuz? «İkisi tek bir beden olacaklar» deniyor. Oysa Rab’le birleşen kişi, O’nunla tek bir ruh olur. Cinsel ahlaksızlıktan kaçın. İnsanın işlediği tüm diğer günahlar bedenin dışındadır, ama cinsel ahlaksızlıkta bulunan, kendi bedenine karşı günah işler. Bedeninizin, Tanrı’dan aldığınız ve içinizde olan Kutsal Ruh’un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Siz kendinize ait değilsiniz. Bir bedel karşılığı satın alındınız; bunun için Tanrı’yı bedeninizde yüceltin.

İncil: Luka 15:11-32

İsa, «Bir adamın iki oğlu varmış» dedi. «Bunlardan küçüğü babasına, `Baba’ demiş, `malından payıma düşeni ver bana.’ Baba da servetini iki oğlu arasında paylaştırmış. «Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye gitmiş. Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur etmiş. Delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş göstermiş ve o da yokluk çekmeye başlamış. Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine girmiş. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yollamış. 16Delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyormuş. Ama hiç kimse ona bir şey vermemiş. «Aklı başına gelince şöyle demiş: `Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum. Kalkıp babamın yanına döneceğim ve ona, Baba diyeceğim, Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layıkdeğilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.’ «Böylece kalkıp babasının yanına dönmüş. Kendisi daha uzaktayken babası onu görmüş, ona acımış, koşup boynuna sarılmış ve onu öpmüş. Oğlu ona, `Baba’ demiş, `Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.’ «Babası ise kölelerine, `Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona giydirin!’ demiş. `Parmağına bir yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin! Besili danayı getirip kesin, yiyelim ve eğlenelim. Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu.’ Böylece eğlenmeye başlamışlar. «Babanın büyük oğlu ise tarladaymış. Gelip eve yaklaştığında çalgı ve oyun seslerini duymuş. Uşaklardan birini yanına çağırıp, `Ne oluyor?’ diye sormuş. «O da ona, `Kardeşin geldi, baban da ona sağ salim kavuştuğu için besili danayı kesti’ demiş. «Büyük oğul öfkelenmiş, içeri girmek istememiş. Babası dışarı çıkıp ona yalvarmış. Ama o, babasına şöyle cevap vermiş: `Bak, bunca yıl senin için köle gibi çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen bana, arkadaşlarımla eğleneyim diye hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin. Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.’ «Babası ona, `Oğlum, sen her zaman benim yanımdasın, neyim varsa senindir’ demiş. `Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu. Çünkü bu kardeşin ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu!’».

Savurgan Oğlun Pazarı