/ Azizlerimizin hayat hikayeleri / Zeytin ağacı ve rasonlar

Zeytin ağacı ve rasonlar

Zeytin ağacı ve rasonlar

 

O yıl —1972 civarı—, din adamlarının giyim tarzlarını değiştirmeleri imkânından söz ediliyor ve bazıları da artık rason* giymemek için Üstatın takdisini almaya geliyordu. Ziyarete gelenlerden biri, görüşünü şöyle savunuyor : « Kisve giymekle keşiş olunmaz. Din adamlarının sivil giyinmeleri daha doğru olur çünkü böylece insanlara yakınlaşırlar… » ve benzer zırvalar söylüyordu. Üstat onu caydırmayı başaramayınca, sonunda “Yarın gel” dedi. “Cevabımı o zaman vereceğim.”

 

Gece dua etti, ertesi sabah ziyaretçisi tekrar geldiğinde ona onun için yolduğu bir zeytin ağacını gösterdi. Tepesinde bıraktığı birkaç dalın da uçlarını makasla kesmiş, bir tür, kisvesiz ve küçük sakallı din adamına benzetmişti. Üstat sordu : « Hoşuna gitti mi kabuğu yolunmuş bu ağaç ? Kisvesiz din adamları da buna benzeyecek işte. » Ziyaretçi ikna olmuştu, teşekkür ederek gitti. Rahibin verdiği basit örnek onu yenilikçi düşüncelerinden vazgeçirmeye yetmişti.

 

Kabuksuz zeytin ağacının gövdesine bıçakla şöyle yazdı : « Ağaçlar giysilerini attı, gőreceğiz hayırını… ve “Kisvesiz rahip, kayıp rahip[1]… » Ağaç, doğal olarak, zamanla kurudu. Ama pek çok kişiye de ders oldu ve gelenek karşıtı eğilimlerin verimli olamayacağını gösterdi.

 

Yıllar sonra, bir rahip adayı ona sordu :

« Din adamları niçin kisve giymelidir ?

—Pek çok sebepten… ama dindar kişilerin rahiplerini kisveyle görünce rahatlamaları bile tek başına yeterli bir sebeptir. »

       [1] Yunanca kelime oyunu : arasotos « kisvesiz », asotos (oğul) « kayıp (oğul) ».

 

Aynorozlu Peder İsaak’ın kaleme aldığı Kapadokyalı Aziz Paisios (1924-1994), kitabından bir alıntıdır. (Paros yayıncılık, İstanbul, 2015)

 

 

Zeytin ağacı ve rasonlar