/ Azizlerimizin hayat hikayeleri / Aziz Paisios ve gençler(3)

Aziz Paisios ve gençler(3)

Aziz Paisios ve gençler(3)

Keşiş Paisios’un (bir adaş keşiş) tanıklığı : « Hukuk okuyordum ve 22 Ağustos 1988’de fakülte arkadaşım Grigorios ile Üstatı ziyarete gittim.  Bazı tanıdıklarımın tavsiyelerine uyarak Kutsal Dağa ilk gidişimdi çünkü Kiliseden uzak bir hayat sürüyordum.  Gidiş amacım esas olarak mânevî turizmdi, üstelik Yeronda’ya Tanrı’nın olmadığını ve keşiş olarak geçirdiği bunca yıla yazık etmiş olduğunu kanıtlamak istiyordum.

Panaguda’ya öğleden sonra, saat dörde doğru ulaştık.  Üstatı görmek için bekleyen otuz kişi kadar vardı.  Küçük çıngırağı ısrarla çaldık ama Üstat ortalıkta görünmedi.  Arka kapıdan girmek istedik ancak, kapalıydı.  O zaman bana ne olduğunu kendim de anlamadan, oniki yıl boyunca ruhanî yaşamdan uzak kalmış olan ben, yere diz çöktüm ve dua ettim : « Allahım, gerçekten var isen ve inanmamı istiyorsan, Üstatın gelip bize Sen’den bahsetmesini sağla. »

Beş dakika geçmemişti ki Üstat ormandan çıkarak, yüzünde sâkin bir ifade ve tatlı bir gülümseyişle bize doğru yaklaştı.

“Peder Paisios ? diye sordum, heyecanla.

— Ne istiyorsun Peder Paisios’dan ?

— Kendisine bu çorapları verip takdisini almak istiyorum.

— Eğil, takdis edeyim seni.”

Vaftizimden beri ilk defa böyle bir takdis alıyordum.  Elini beş dakika kadar süreyle başıma koyarak dua etti.

Sonra bizi hücresinin avlusuna aldı, kütüklerin üzerine oturduk.  Bir yandan bize defalarca lokum ikram ederken diğer yandan da bize Tanrı’dan ve son haberleri dinlemiş birisi gibi dünyada olup bitenlerden bahsetti.

Bu arada, anarşist havalı iki genç de gelmişti.  Üstat öğütlerine devam etti.  Budizmden de bahsetti ve böylece içimden birkaç diken de çıkarmış oldu çünkü son yıllarda, günde bir saat yoga egzersizleri yapmıştım.

Bir saat kadar konuştuktan sonra bana dönerek sordu :

“Çömezim olmak ister misin ?”

— “Hayır Peder” dedim.  Bu işe uygun değilim.  Dünyayı seviyorum ben.”

Aynı cümle daha sonra da çok kez tekrarlandı ama maalesef, o dönemde ruhanî şeylerden o kadar uzaktım ki bu teklifteki büyüklüğü anlayamıyordum…

Sonrasında, yanımızdan ayrılıp kesilmiş odunları istif etmeye gitti.  Yardım teklifimizi de bu işi kendisini disiplinde tutmak için yaptığını ve hizmetinin bir parçası olduğunu belirterek kabul etmedi.

Yaklaşık onbeş dakika geçmişti.  Biz dört mânevî turist öylece, konuşmadan oturuyorduk.  Üstatın sözleri hepimizi etkilemişti.  Söyledikleri, aklımdaki Kendisini Üçlü Birlik’te açıklayan Tanrı’nın varlığı hakkındaki kuşkularımı silip süpürmüştü.  Ne var ki aynı zamanda İblis’in fikir saldırılarına da uğruyordum.  İçimden birden ne yapsak da Cenneti hak etsek diye Üstata sormak geldi.  Ama kibirle dolu zihnim yine içimden “madem ki Peder Paisios mâneviyatta bu derece ileri, aklımdan geçenleri okur ve bana cevap verir” diye düşünmeme yol açtı.  Allah bana acımış, egoizmimi dikkate almamış ki Üstatın kütükleri bırakıp ağır adımlarla bize doğru geldiğini ve gözlerini —gözlerime değil— ruhumun tâ derinliklerine diktiğini gördüm : “Yavrum, Mesih’i sevmen ve O’na inanman lâzım.”

Bacaklarım titremeye başladı, kalbim güm güm atıyordu; o kadar ki parça parça olacağımı sandım.  Mırıldanmayı başarabildiğim tek şey : “Haydi Gregorios, gidelim artık” ve “Peder, takdisiniz…” demek oldu.  Oysa Üstat : “Niçin gitmek istiyorsun ?” diyordu, ”otur, seni çömezim yapacağım, hattâ sana adımı vereceğim.”  Fakat yüreğim, onda gerçekleştiğini  gördüğüm Tanrı vahyine dayanamıyordu.

O zamandan bu yana hayatım tümüyle değişti.  Gerçi kendisini bir daha görmedim ama onunla hep ruh paydaşlığında kaldım.  Varlığımdaki mevcudiyeti, o Rab’be yürüdükten sonra bile sık sık kendisini mucizevî bir şekilde belli etti.  Ama en büyük mucizesi, ben Kiliseden bu kadar uzaklaşmışken Mesih’i yüreğime sonsuzluklar boyunca yerleştirmesi oldu.  Altı yıldan az bir süre sonra keşişliğe kabul olundum ve bana Üstatın öngörmüş olduğu gibi Paisios adı verildi. »

Aynorozlu Peder İsaak’ın kaleme aldığı Kapadokyalı Aziz Paisios (1924-1994), kitabından bir alıntıdır. (Paros yayıncılık, İstanbul, 2015)

Aziz Paisios ve gençler(3)